Mustafa BALBAY admin


31 Mart başlangıcı!

31 Mart başlangıcı!


Yarın 31 Mart seçimlerinin kırkı çıkıyor. Geleneklerimizde ölüm ve doğum sonrası ilk kırk gün önemlidir.
 

31 Mart 2024, “Artık iktidar değişimi olanaksız”, “Türkiye’de demokrasi giderek seçimli otoriterliğe dönüşecek” gibi duyguların ölümüdür.
 

AKP iktidarı ANAP’laşma sürecine girdi.

 

 

 

31 Mart 2024, “Beklediğimiz bahar geldi”, “CHP büyük bir toplanma merkezi olabilir” duygu ve beklentilerinin doğumudur.

Umutlu olabileceğimiz bir dönem başladı.

Türkiye’nin seçim haritasına bakarak vurgulayalım:

Tarihin akışı değişti!

Dünyanın Türkiye’ye bakışı değişti.

İktidarın CHP’ye yaklaşımı değişti.

***

Tarihin değişen akışı nasıl şekillenecek?

Büyük bir beklenti oluştu.

Beklenti yüksekliği, iyi taşınabilirse lideri uçurur, taşınamazsa göçürür!

Bütün değerlendirmelerin odağında CHP Genel Başkanı Özgür Özel var. Özel, yerel seçimlerde CHP’yi birinci parti yapmanın, yüzde 25’lik cam tavanı kırıp yüzde 40 hedefini giymenin, beklenmeyen yerlerde belediye başkanlığı elde etmenin verdiği güç ve özgüvenle yeni bir siyaset yapma biçimi oluşturuyor.

Erdoğan’ın ardından Bahçeli ile görüştü.

Diyaloğa özünde karşı çıkmak olmaz. Toplum siyasal gerilimleri izler; belki bundan hoşlanır bile ama onaylamaz! Siyaset ikliminin bahar havasında olması seçmeni de mutlu eder.

Yukarıda sözünü ettiğimiz beklenti yüksekliği bu diyaloglarla birlikte beklenti çokluğuna döndü. Devamının nasıl geleceğini herkes merak ediyor.

Bu konuda fikir yürütmek için öncelikle mevcut görüşmelerin içeriğinin ne olduğunu bilmek gerekiyor. Her ikisiyle ilgili içerik açıklaması yapılmaması doğal olarak beklentinin içine kuşkuyu da katıyor. Böylesi durumlarda kuşku, baldaki tuz gibidir!

Özel-Erdoğan görüşmesinin üzerinden bir hafta geçti. Yapabileceğimiz yorumların ilk cümlesi şu:

Boş koltuk, dolu koltuklardan çok konuşuldu!

Yorumun devamını önümüzdeki günlere bırakalım.

***

Yeniden altını çizelim: 31 Mart büyük bir başlangıç

Bunun nasıl oluştuğuna ilişkin günlerdir yazıyoruz, söylüyoruz. Bir örnek verelim.

Geçen cumartesi Eskişehir Kitap Fuarı akşamında, önceki genel başkanlar Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, belediye başkanlarının belediye başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, CHP il başkanı Talat Yalaz, Eskişehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, milletvekilleri Jale Nur Süllü, İbrahim Arslan, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Göynük Belediye Başkanı Ali Oral, Sapanca Belediye Başkanı Nihat Arda Şahin’le birlikteydik.

CHP Göynük’te 47, Sapanca’da 25 yıl sonra kazandı.

Ali Oral, 26 Mayıs’ta yapılacak Akşemseddin’i anma etkinliklerinin davetiyesini paylaştı.

Nihat Arda Şahin 35 yaşında, boyu uzun, hedefleri boyundan uzun bir belediye başkanı. Sapanca’yı nasıl kazandıklarını sordum. Dedi ki:

“Kazanacağımıza en son CHP’liler inandı. Öteki partilerden insanlar, ‘Bu kez size vereceğiz’ diyordu. Bizim arkadaşlar, ‘zor’ diyor, sandığa gidip gitmemeyi tartışıyordu...”

Özel’in “Türkiye ittifakı” söylemi tuttu. Bu anlamda tüm partilerle diyalog olumlu ama şunu da unutmamalı:

Seçmen, AKP’den umudu kestiği için CHP’ye oy verdi. Şimdi bütün çaba verilen oyun hakkını verip CHP’de kalmasını sağlamak olmalı. Yani işimiz gücümüz iktidarla diyalog değil, “İşimiz gücümüz Türkiye” olmalı!

 

 

 

Özel’e bir söz armağan ediyoruz:

İnsanın en zayıf anı, kendisini en güçlü hissettiği andır!