Türkiye'ye milyonlarca Suriyeli gönderildikten sonra bir de İran'ı Doğu'dan Batı'ya geçerek gelen Afgan savaşçıların sınırlardan içeri alınması üzerine "Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirme operasyonunun, 'Büyük Orta Doğu Projesi'ni de aşarak, 'Büyük Sıfırlama Projesi'ne göre yürütüldüğünü görmek gerekir. Bu proje, öncelikli olarak Türkiye merkezli Akdeniz havzasını hedef alıyor. Time dergisi, 2-9 Kasım 2020 sayısında kapak konusu olarak 'Great Reset' yani 'Büyük Sıfırlama' başlığı ile birlikte, etrafında inşaat iskeleleri bulunan yer küre resmi kullanmıştı. Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası, kuzeyi ve güneyiyle birlikte kesilip dışarı alınmıştı... Hani kalp ameliyatında göğüs kafesinin açılması gibi... Sanki bu bölgeye bypas yapacaklar veya yapay kalp takacaklardı!" görüşündeydik.

Aradan geçen zaman içinde bu projenin pandemi projesiyle bağlantılı olduğu anlaşılmıştır.

***

"Bir ülkenin nüfus yapısının değiştirilmesi için mevcut nüfusunun da elenmesi gerekir! Dışarıdan göçlerle bir ülkeyi sarsabilirsiniz ama yıkamazsınız. O ülkenin aktif nüfusunu, büyük ölçüde saf dışı bırakırsanız amacınıza ulaşırsınız! Bu bir savaştır, pandemi değil..." değerlendirmesi de yapmıştık.

Hatta "Suriyelilerin ve Afganların, ABD ile Türkiye'yi yönetenler arasındaki gizli anlaşmalara göre gönderildiği çok net… Zira Türkiye'de bir şehirden başka şehre arı kovanı taşımak için bile yetkililerden alınan bir sürü belgeye ihtiyaç var. Tabii para da yatırmanız gerekiyor." diye uyarıda bulunmuştuk

Bugün gelinen noktada ise yaylalara hayvan çıkarmak dahi izin belgesine bağlanırken, sınırlardan hala Afgan savaşçılar Türkiye'ye giriyor.

Milyonlarca insan Türkiye'ye belgesiz veya sahte kimliklerle akın ediyorsa ve siz de bu ülkenin vatandaşı iseniz ve sizin hayatınız kendi vatanınızda her geçen gün zorlaştırılıyorsa bu durumu sorgulamak zorundasınız. Eş zamanlı olarak Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirmek ve herkesi kanına ne idüğü belirsiz sıvılar zerk etmek gibi iki hayati operasyon iktidar tarafından uygulanırken muhalefet ne yapıyordu sahi? Bir düşünün lütfen... Bill Gates'in emirlerini harfiyen yerine getirmek için iktidardan daha hevesliydiler... Türkiye istila edilirken de güçlü bir ses çıkarmadılar.

İnsanlar yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumludur!

***

Türkiye'nin içine iç savaş tecrübesi yaşamış insanlar sokulmaktadır. Sadece din kardeşi değil aynı zamanda soy kardeşi bile olsa bu insanlar, onları Türkiye'ye gönderenler tarafından kullanılacaktır. Sahnede, duvara bir tüfek asılıysa o tüfek mutlaka kullanılacaktır. Tıpkı, Rus ordusunun aylarca Ukrayna sınırına yığınak yapması gibi... O kadar asker, komşu ülkenin sınırına yığılıyorsa, bir müdahale olacağı kesindi. Tıpkı bunun gibi o kadar savaşçı, Türkiye'ye sokuluyorsa, bunlar mutlaka kullanılacaktır.

Daha ötesini telaffuz etmek istemiyorum...

***

Ahmaklığa yatanlar, "Neden korkuyorsunuz? Türk Milleti bu tür tehditleri her zaman alt etmesini bilmiştir" gibi ucuz laflarla tehlikeyi küçük göstermeye çalışıyor.

Burada somut verilere dayanarak analiz yapıyoruz. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı sırasında kendi vatandaş olan Ermeniler ve Rumlar kışkırtılarak içerden vurulmak istenmedi mi?

Osmanlı Devleti, bu meseleyi tehcirle halletti ama konu Türkiye'nin başına hâlâ bela oluyor, değil mi? Yine Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istediler ama halktan yüz bulamayınca terör örgütüne ağırlık verdiler, değil mi? Terör yoluyla, Irak'ın kuzeyinden sonra Suriye'nin kuzeyinde de devlet kuruyorlar, değil mi?

İşte şimdi de Türk nüfusu etkisizleştirilirken, iç savaş tecrübesi de olan genç erkeklerin Türkiye'ye sokulması, birazcık aklı olanları düşündürür, değil mi?

"Ben korkmuyorum" diyerek kimse ateşe elini sürmez, değil mi? Türkiye, bu yabancılarla daha şimdiden kaosa sürüklenmiştir. Bunu görmemek için gafil olmak yetmez...

Aslan BULUT(Yeniçağ)