İşverenin çalışan ile karşılıklı anlaşması sonucu sona erdirilen iş akdi sonrası işveren tarafından çalışana yapılan ek ödemelerin gelir vergisine tabi olup olmayacağı konusundan bilinmezlik sürüyordu. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Akalp Hukuk Bürosu Kurucusu Av. Ahmet Volkan Akalp, “İkale sözleşmesi kapsamında yapılan ek ödemeler ücret sayılır, vergi kesintisi yapılmalı.” dedi.
Tarafların aralarındaki iş akdini karşılıklı anlaşmaya dayalı sona erdirme haline dayanan ikale sözleşmesi uyarınca işverenin çalışanına yaptığı ek ödemenin ücret mahiyetinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda bilinmezlik bulunuyor. Av. Ahmet Volkan Akalp, “Bu konuda gelir vergisine tabi tutulup tutulmayacağı şayet aksi bir değerlendirme ile gelir vergisine tabi tutulmuş ise söz konusu fazla verginin akıbetinin ne olacağı meselesi, idari yargı mercileri arasında bir fikir birliği bulunmaması nedeniyle ortak bir çözüme kavuşturulamıyordu. Mahkeme kararları ile ücret niteliğinde olan ek ödemeler gelir vergisine tabi tutulacağı kararına varılmıştır.” dedi.
Ücret Niteliğindeki Ödemeler Gelir Vergisine Tabi Tutuluyor
Öncelikle ikale sözleşmesi kapsamında yapılan ek ödemelerin ücret niteliğinde olup olmadığı noktasının açıklığa kavuşturulduğunu aktaran Akalp, “Şayet yapılan bu ödeme ücret mahiyetinde değerlendirilecek olursa Gelir Vergisi Kanunu madde 94/1 uyarınca, ücret niteliği taşıyan ödemelerin gelir vergisine tabi tutulacağına ilişkin düzenleme kapsamında ikale sözleşmesi gereğince yapılan ödemenin gelir vergisi kesintisine tabi tutulması gerekiyor. Dolayısıyla öncelikli olarak uyuşmazlık konusu tarihte, yapılan bu ödemenin ücret niteliğini taşıyıp taşımadığı ve bunun akabinde gelir vergisine tabi olup olmadığının değerlendirilmesi lazım. Buna göre, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61.maddesinin 7.fıkrasında, 27.03.2018 yürürlük tarihli yapılan değişiklik ile birlikte hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar ücret olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Dolayısıyla söz konusu değişiklik tarihi olan 27.03.2018 tarihinden önce akdedilen ikale sözleşmesi kapsamında iş sözleşmesi sona erdirilen işçiye ödenen tazminatlar bakımından işbu değişiklik uygulanmamakta olup bu kapsamda ödenen tazminatlar ücret mahiyetinde değerlendirilmemektedir. Bu kapsamda yasal bir zorunluluk ve herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın ikale sözleşmesi kapsamında son bulan iş ilişkisi uyarınca yapılan ödemenin ücret mahiyetinde olmadığı kaldı ki bu hususun istikrar kazanmış içtihatlar uyarınca da sabit olduğu açıkça ifade edilmiştir.” diye söyledi.
Yalnızca ücret vasfına sahip ödemelerin gelir vergisi kesintisine tabi tutulacağını düzenleyen kanun maddesi uyarınca 27.03.2018 tarihinden önce akdedilen ikale sözleşmesi kapsamında yapılan ödemenin değişiklik öncesi söz konusu tarihte ücret olarak nitelendirilmemesi nedeniyle gelir vergisi kesintisine tabi olmadığını söyleyen Akalp, “Bu nedenle uyuşmazlık tarihi itibarıyla şayet ortada 27.03.2018 tarihinden önce akdedilen ikale sözleşmesi ve bu kapsamda işçiye yapılan birtakım ödemeler mevcut ise tüm bu hususlar tarih itibarıyla kanun maddesinin değiştiği dolayısıyla işbu ödemelerin ücret mahiyetinde kabul edilmediği döneme ilişkin olmuş olacak ve yapılan bu ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılması mümkün olmayacaktır. Aksi kabul edildiği ve yapılan bu ödemeler üzerinden gelir vergisi kesildiği takdirde ise bu husus istikrar kazanan yargı kararları uyarınca herhangi bir kuşkuya yer bırakılmayacak şekilde açık bir vergi hatası niteliğinde kabul edilecektir. Bu halde kanun koyucunun bu tür uyuşmazlıkları Kanun'un yürürlük tarihinden önce verilen ve istikrar kazanan yargı kararlarını da dikkate alarak sona erdirmek istediği anlaşılıyor.” dedi.
Vergi Hatası Teşkil Edebilir
Alınan Danıştay kararından sonra vergi dairelerinin, ikale sözleşmesi kapsamında yapılan ücret niteliğinde olmayan ek ödemelerden vergi kesintisi yapılmasının açık bir vergilendirme hatası teşkil ettiğini aktaran Akalp, “Ücret niteliğinde olmayan ek ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılmaması gerekiyor. Aksi gerçekleştiği takdirde ise yapılan işlem açık bir vergi hatası teşkil edeceğinden yapılan işlemde hukuka uyarlık bulunmamış olacaktır. Bununla birlikte idari yargı mercileri ise söz konusu karar uyarınca artık bu uyuşmazlığı hukuki ihtilaf niteliğinde değerlendiremeyecek, uyuşmazlığın düzeltme-şikayet başvurularına konu edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine dair karar verilemeyecek kaldı böyle bir değerlendirme ile karar tesis edilmiş ise üst derece mahkemesi tarafından hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile kararın bozulması gerekecektir.” dedi.