DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Eski Bakan Murat Kurum’a seslendi.
Esen, “TOKİ’nin kapasitesi belli; 20 yıl boyunca 700 bin konut yapabilmiş. Türkiye’deki sağlam inşaat demiri üretiminin sınırlarını biliyoruz. İstanbul’da hangi demir, çimento ve betonu bulup 5 yılda 650 bin konut yapacaksınız? Bu vaat İstanbullulara bir hayal satmaktan başka bir şey değildir. Toplu konut vaadiniz şahane, keşke yapabilseniz ama yapmaya imkân olmayan vaatlerle insanları kandırmayın!” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Elif Esen, TBMM’de yaptığı basın açıklamasına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deprem sonrası hizmet alamayan Hatay hakkındaki sözlerine dair savunmasına cevap vererek başladı. Cümlelerine “Sözlerim çarpıtıldı” demekle düzelecek iş değil bu!” diyerek başlayan Esen; “Biz partili cumhurbaşkanlığı ile kaymakamları valileri partili kıldık, onları görevlerini parti eksenli yapmaya yönelttik, öyle seçtik” mesajı verdikleri bu topal sistem devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı, belediye başkanlarını, iktidarın kendinden gördüğü yandaş partilerden seçmezseniz, “e uyum olmaz”, “e haliyle hizmet de olmaz” demek istiyor” ifadelerini kullandı.
“ ‘Oy vermezsek başımıza gelmeyen kalmaz’ korkusu çekmeyin”
Esen yaklaşan yerel seçimler için halka seslenerek;
“Lütfen endişe etmeyin, ‘oy vermezsek başımıza gelmeyen kalmaz, hizmet alamayız’ korkusu çekmeyin. Son üç yılda ülkemizin dört bir yanını dolaşırken gördüğüm en güçlü şey: merkezi yönetimle uyumsuzluklara rağmen karakterinden haktan ödün vermeyen, ranta boyun eğmeyen, belediye anlayışının, ender de olsa kurtardığı, koruduğu yerler olmasıydı. Hatay Erzin Belediyesi de bunların en değerli örneği olabilir. Tek bir binası yıkılmayan, tek bir vatandaşı ölmeyen bölgenin tek ilçesi olmasını değerli belediye başkanı Ökkeş Elmasoğlu’na borçluydu hatırlarsanız. Kendisine de selam olsun!” dedi.
Kurum’a seslendi: Kanal İstanbul’u, toplu konut vaadini ve TOKİ mağdurlarını sordu
Esen; “Sayın Kurum’un vaatleri arasında Kanal İstanbul’un adını hiç geçirmiyor. İstanbul halkının istemediğini bildiği için hayır da demiyor tabiri caizse soru gelince geçiştiriyor. Geçtiğimiz günlerde de acı deprem deneyimlerinde tüm Türkiye’nin güvenini kazanmış Prof. Dr. Sayın Naci Görür’ü ziyaret edip danışmanlık teklif ederek kendisini yanına çekmeye, onunla güven kazanmaya çalışıyor. Oysa sayın Naci Görür’ün Kanal İstanbul’un karşısında olduğunu toplum biliyor. Sayın Kurum’un da “çılgın” projenin bugüne kadar yılmaz savunucularının başında olduğunu düşünürsek ya halk kandırılmaya çalışılıyor, ya da Sayın Cumhurbaşkanı’na rağmen Kanal İstanbul’un nasıl bir hata olduğunu anladı Sayın Kurum?
Peki anlasa bile sizce İBB, AKP yönetimine geçerse Kanal İstanbul defteri kapanır mı?
Bakın Yenişehir Rezerv alanı başlığı altında Kanal İstanbul’a dair duyurular bir sene önce bakanlık sayfalarında ilan edildi, hala orada da duruyor. Hatta rezerv alanlarının imara açılması kanunu da yakın zamanda AKP ve Cumhur İttifakı yandaşı partilerin oylarıyla meclisten geçirildi. Hiçbir şey rafa kalkmadı. Yıllardır pazarlaması yapılan, Katarlılara, Suudilere, daha kimlere kimlere parsel parsel satılan Kanal İstanbul Proje güzergahının bedelini Orta Doğulu dostlarına nasıl geri ödesinler?
İstanbul Vekillerinden biri olarak Sayın Kurum’a sesleniyorum: Kaçamak cevaplarla, algı değiştirip güven kazanmaya çalışmakla İstanbul halkını Kandırmayin!“ dedi.
“Şimdi yatay mimari diyorsunuz: Depremden haberiniz yok muydu?”
Esen’in konuşmasındaki kentsel dönüşüm ve TOKİ ile ilgili başlıklar şöyle;
“Kadıköy’ün gecekondulaşmış, eski bir mahallesi olan Fikirtepe’deki dönüşüm 2006’da başladı. Çoğu 2 katlı evlerden oluşan, görece yanı başındaki Göztepe gibi semtlerden sosyo-ekonomik olarak geride kalan Fikirtepe, AKP iktidarının da özetidir aslında. Sahip olduğu dezavantajlara rağmen kendine has bir mahalle kültürü olan Fikirtepe’de dönüşümün nasıl ilerlediğine bakarsanız dikey olarak yükselen, zenginleşiyormuş hissi veren bir beton ormanına dönüştüğünü artık İstanbul’un her yerinden görebilirsiniz. Şu an akşam bir taksi bile bulamayan, ruhsuz bir plaza merkezine evrildi ve yıllardır hala daha bitmedi.
O zaman soralım kendisine;
Neden Fikirtepe, Zeytinburnu sahili dahil tüm İstanbul’u dikey mimariye hapsettiniz, her yeri gökdelen plazalarla doldurdunuz? 21 yıldır depremden haberiniz yok muydu? 99 depreminde başka bir gezegende miydiniz?
Asrın felaketi denilen Kahramanmaraş depremzedeleri için TOKİ ilk bir yılda teslim edilir denen 300 bin konutun sadece 46 binini tamamlanıp kuraya çıkarılabildi. Yahu TOKİ 20 yıl boyunca zaten 700 bin konut yapabilmiş, kapasitesi belli. İstanbul’da hangi demir, çimento ve betonu bulup 5 yılda 650 bin konut yapacaksınız? Türkiye’deki sağlam inşaat demiri üretiminin sınırlarını bilmediğimizi mi sanıyorsunuz? Ya da geçmişteki gibi ithal hurda demiriyle kağıt gibi yıkılan evler mi yapmak zorunda kalacaksınız?
Özetle bu vaat İstanbullulara bir hayal satmaktan başka bir şey değil, ama proje fikri şahane, keşke yapabilseniz, ama yapmaya imkân olmayan vaatlerle insanları – yine söylüyorum- kandırmayın!
“Sayın Kurum’un başarısı gibi gösterilen ama yarattığı mağdurlar ile tüm ülkede yılan hikayesine dönüşen TOKİ”
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın yine Sayın Kurum’un bakanlığında 2019 yılında başlattığı, “100 Bin Alt Gelir Grubu Sosyal Konut Projesi” kapsamında hak sahibi olan kişilerin konutları;
1- 4 yıldır teslim edilmedi.
2- Konut fiyatları ve taksitlere yapılan zamlar nedeniyle büyük mağduriyetler yaşandı. Başta alıcılarla yapılan anlaşmalar değiştirildi;
Ödemeler 240 aydan 180 aya indirildi.
KDV %1’di %10 oldu.
0,49 faiz kaldırıldı. Mağdurlar bu durumu ‘’Söz verdiniz” yazılı pankart açarak protesto ettiler. Tuzla TOKİ mağdurları ‘’Sayın Cumhurbaşkanım, TOKİ Tuzla 5 bin 750 Konut Maltepe projesi fiyatları çok pahalı. Söz verdiğiniz gibi haklarımızı iade edin.’’ Dediler.
Az önce bahsettiğim hayali vaatlere referans olarak halkın sözlerine kulak vermemiz lazım. Önceki gün de Eskişehir’de toplanmıştı TOKİ mağdurları. İstanbul’daki mağdurlar ise sürekli toplanıyor ve sesleniyorlar: “Vaat ettiğiniz evler nerede?” diyorlar “894 tl taksitle ev sahibi yapacağız dediler. 8-9 bin TL, İstanbul’da 15 bin TL oldu.” diyorlar. “Evleri sonunda alabilsek bile içine girince ödeyeceğimiz KDV ve ek vergiler altında kalacağız” diyorlar.
İşte Sayın Kurum’un kariyerinin kısa özeti. Ben İstanbullu olarak böyle bir adaya oy verir miyim?
Vermem…
Halk gerçekleri tüm çıplaklığıyla böyle bilse, oy verir mi?
Vermez…”
“Sayın İmamoğlu, size oy veren insanların büyük bir kısmı neden mutsuz?”
Kültürel miras çalışmalarının yalnız İstanbul halkı değil, tüm ülke ve insanlık mirası için önemli olduğunu söyleyerek Ekrem İmamoğlu’na teşekkür eden Esen, eleştirilerini de sıraladı:
“İBB başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yaptıkları ve vaatlerine de kısaca değinmek istiyorum. Belediye başkanlığı döneminde mutlaka takdir edilecek projeler, çalışmalar sayılabilir. Her şeyden evvel İstanbul’un yitirilmekte olan kültür mirasına sahip çıkarak yaptıkları projeler için teşekkür ediyorum kendisine, tüm insanlık mirasına hizmettir bu.
Ancak şunu da vurgulamak istiyorum: “Sayın İmamoğlu, size oy veren insanların büyük bir kısmı neden mutsuz? Oy vermeyeceğini söyleyen üstelik kendi partilisi pek çok kişi ile karşılaştım.
İstanbul’un deprem riskine karşı alınmaya çalışılan önlemler yeterince hızlı ilerlemiyor. Trafik yükü, artan ray yoluna rağmen azalmak yerine çoğalıyor.
İstanbul’un derin yoksulluk sorunlarına, düzensiz göçe bir çare oluşturulamıyor.
İstanpol araştırma şirketinin aralık ayında yaptığı araştırma sonuçlarına göre;
İstanbul’da yaşayan her 10 kişiden stres seviyesi 7,1, kaygı seviyesi 6,4, mutluluk seviyesi 5,2 olarak ölçüldü.Yaşam memnuniyeti ise 4,8 oldu. 10 kişiden 4’ü kıt kanaat geçinebildiğini söyledi. Herşey iyi, geçinebiliyorum diyen 10 kişiden sadece 2’si oldu.”