Başladığı günden beri Tarsus’un sokaklarına rengarenk bir hava veren ve 7’den 70’e kadar herkesi bir araya getiren 3. Uluslararası Tarsus Festivali’nin son günü de tüm hızıyla başladı. Konserler, söyleşiler, dans gösterileri, sergiler ve sokak etkinlikleri gibi pek çok etkinlikle buluşan Tarsuslular, 3. güne de atölyelerle başladı.
TADEKA Binası’nda Güneri İçoğlu’nun ‘Çizgi Roman Atölyesi’ ve İpek Özsüslü’nün ‘Karikatür Atölyesi’ çocukların üçüncü günde de severek katıldığı atölyelerden oldu. Yünlü eserler sanatçısı Seçil Coşgun’un yetişkinlere yönelik gerçekleştirdiği ‘Sürdürülebilir Yünlü Sanat Atölyesi’ son gününde de ilgiyle takip edildi.
St. Paul Meydanı’nda şeflerden lezzet şöleni: ‘Mutfakta Bakliyata Dönüş’
St. Paul Meydanı’nı gastronomi merkezine çeviren Büyükşehir, Şef Ömer Faruk Yılmaz ve Şef Zafer Kayrak’ın eğlenceli ve lezzetli sunumuna da ev sahipliği yaptı. ‘Mutfakta Bakliyata Dönüş’ isimli yemek sunumlarını Tarsuslulara gösteren şefler, adeta bir gıda deposu olan bakliyatları yeniden mutfağa döndürdü. Birbirinden lezzetli yemekleri yapan şefler; Zengin Bakliyat Çorbası, Zeytinyağlı Bakla Sarması, Safranlı Yörük Sütlacı ile Beluga Wrap Şiş ile lezzet şöleni yaşattı.
Yılmaz: “Tarsus gastronominin bölgedeki başkenti”
Tarsus’un kendisi için çok büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Şef Ömer Faruk Yılmaz, “Tarsus gastronominin bölgedeki başkenti diyebilirim. Ben özel yemeklerimde özellikle yerel ürünler kullanacağım zaman mutlaka ilk adres Tarsus oluyor. Bu bölgede, bu yörede, bu coğrafyada aldığım sebze, meyve ve ürünlerle birlikte tariflerimi taçlandırıyorum. Bu benim için çok özel bir durum. İyi ki Tarsus var” sözlerine yer verdi.
Kayrak: “Her şey gider ama damak tadı gitmez”
Tarsus Gastronomi Merkezi Şefi Zafer Kayrak, festivalin her yıl olduğu gibi çok kalabalık olduğunu ve insanların heyecanlı olduğunu kaydetti. 6 bin yıldır aralıksız yaşayan bir şehir olan Tarsus’un bakliyat ve baharat konusunda çok zengin olduğuna değinen Kayrak, “Birçok medeniyete uygarlık yapmış, önderlik yapmış ve hepsinden bir şeyler kalmış bu şehirde. Özellikle de her şey gider ama damak tadı gitmez. Çok zengin bir damak tadımız var” diyerek, Tarsus’a gelen herkesin Gastronomi Merkezi’ne uğrayarak bu lezzetleri denemesi gerektiğini vurguladı.
Zeyrek ve Saymaz, ekonomik kriz ve çöküşten çıkışı anlattı
Boğaziçi Üniversitesi Gözlükule Kazı Evi’nde gerçekleştirilen ‘Ekonomik Kriz, Sosyal Çürüme ve Çöküşten Çıkış’ başlıklı söyleşi de ise Gazeteciler Deniz Zeyrek ile İsmail Saymaz gündeme dair görüşlerini Tarsuslularla paylaştı. Söyleşi başlamadan önce Gözükule Kazı Başkanı Prof. Dr. Aslı Özyar, kazı merkezi hakkında sunum gerçekleştirdi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç’ın da izleyiciler arasında yer aldığı programda ilk olarak söz alan Gazeteci Deniz Zeyrek, Türkiye’nin içinde bulunduğu çöküşten tek çıkış yolunun toplumun iktidarı değiştirmesinden geçtiğini söyledi.
Gazeteci İsmail Saymaz da konuşmasında; yaşanılan ekonomik, siyasi ve bağlantılı olarak toplumsal çürümelerden söz etti. Yerel seçimlerin ardından yaşanılan siyasi gelişmelerin ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kadrolarından beklenenlere dair kendisini dinlemeye gelen Tarsuslulara seslenen Saymaz “Ülkenin içinde bulunduğu durumdan kurtulması için sizleri önümüzdeki günlerde görevler silsilesi beklemektedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından Başkan Seçer ve Başkan Boltaç, konuklara 3. Uluslararası Tarsus Festivali’ne katılımlarından ötürü teşekkür ederek çiçek takdim ettiler.
Tarsus’un liman yaşamı bu söyleşide konuşuldu
Etkinlikler kapsamında, Tarsus’un arkeolojik değerlerine katkı sağlamış önemli isimlerden Doç. Dr. Hüseyin Adıbelli ve Doç. Dr. Erkan Alkaç da TADEKA Binası’nda ‘Tarsus’un Liman Yaşamı’ konu başlıklı söyleşi gerçekleştirdi. Uzun yıllardır Tarsus kentine arkeolojik çalışmalar ve sanat eserleri ile katkıda bulunan Adıbelli ve Alkaç, kent sokaklarına yeni bir anlam kazandıran seramiklerle bezenmiş şehir tasarımları ile katkı sundu. Festivalin bu yönüyle, Tarsus’un tarihi mirasını geniş kitlelere tanıtmak ve kent kültürünü yaşatmak için önemli bir platform sunduğunu belirten Doç. Dr. Hüseyin Adıbelli, “Tarsus’un ruhunu anlatan bu seramiklerle, halkın geçmişle bir bağ kurmasını amaçlıyoruz” dedi.
Bu özel proje, Tarsus’un kadim liman kültürünü ve tarihi dokusunu keşfetmek isteyen sanatseverler ve tarih meraklıları için festivalin öne çıkan etkinlikleri arasında yer alıyor. Festival sayesinde, Tarsus’un zengin tarihi ve liman yaşamı, seramik sanatı aracılığıyla yeniden hayat buluyor.
Canlı-cansız mankenler üzerinde resim çizim performansı
TADEKA Plastik Sanatlar Kurulu üyesi ressam Remzi Karabulut, festivalin en yoğun yaşandığı noktalar arasında yer alan Yarenlik Alanında, ‘Ruh ve Beden Sembolleri’ vurgusuyla canlı resim performansı sergiledi. Giysileri ve gözlüğü üzerinde ki sembollerle de ilgi odağı olan Remzi Karabulut, sanatın sınırsız olduğuna dikkat çekti.
Yazılar, formüller ve sembolleri kullanarak sanatsal performans gerçekleştiren Remzi Karabulut'un programı yoğun ilgi gördü. Canlı manken Deniz Gür ile birlikte sanatsal gösterisini sergileyen ressam Remzi Karabulut, programında özellikle gençler ve çocukların sanata ilgilerinin artması adına onlara da çizim imkanı sundu.
Yarenlik Alanı farklı ülkelerin danslarıyla şenlendi
Gün boyu süren Yarenlik Alanı Etkinlikleri ise Silifke Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’nun gösterisiyle başladı. Avangart Rus Kültürü, Eğitim, Bilim Derneği Yıldız Stars Dance, İtalya’nın Balarins Di Buje ve Litvanya’nın Müzik Dans Grubu’nun gösterisiyle süren etkinlikler, vatandaşların en çok eğlendiği gösterilerden oldu.
Renkli kıyafetleri ve eğlenceli danslarıyla dikkat çeken Slovakya’nın Poleno Dans Grubu ile Bulgaristan’ın Gaitani Folklor Dans Ekibi gerçekleştirdiği gösterilerle festivali daha eğlenceli hale getirdi.
Festival boyunca devam eden sanatsal etkinlikler ilgiyle karşılandı
Ressam Prof Dr. Orhan Cebrailoğlu ve Ressam Ümit Aslan Kültür Park’ta vatandaşları resim sanatıyla büyüledi. İki ismin de etkinlikleri 7 Kasım’a kadar sürecek. Ahmet Bağ’ın Tarihi Tarsus Kapıları ve Kapı Tokmakları Sergisi de TADEKA Binası’nda 16 Kasım’a kadar ilgilileriyle buluşacak.
Mehmet Bal Sanat Galerisi’nde Küratörlüğünü Merve Tokgöz’ün yaptığı Tarsus Ressamlar Derneği Karma Sergisi ile Çukurova Resim ve Sanat Galerisi’nde Küratörlüğünü Sema Tüfekçi’nin yaptığı Karma Resim Sergisi de katılımcıların ilgiyle karşıladığı sergilerden oldu. İki sergi de 16 Kasım’a kadar sürecek. Tarsu AVM’de festival boyunca süren Mersin Alzheimer Derneği’nin Anılar Çiçek Açtı Fotoğrafa Nakış Sergisi de alışverişe giden vatandaşların dikkatini çeken etkinliklerden oldu.
Kubat Paşa Meydanı’na kurulan Slow Food Yeryüzü Pazarı ve Kırkkaşık Bedesteni önünde kurulan Ekolojik Pazar, doğal ve organik ürünleri almak isteyenlerin uğrak yeri oldu. İnsan Hakları Meydanı’nda kurulan Mersin Büyükşehir Belediyesi Üretici Kadın Stantları da sevdiklerine hediye almak isteyenler tarafından festival boyunca ziyaret edildi.
Çocuk etkinlikleriyle çocuklar doyasıya 3 gün geçirdi
Kültür Park’ta bulunan Çocuk Eğlence ve Çocuk Oyun Atölyeleri’nde eğlencenin tadını çıkaran çocuklar kurulan Masal Çadırı’ndan çıkmak istemedi. Gün boyu şişme oyun alanında oynayan çocuklar kurulan her stantta farklı ve eğlenceli deneyimler yaşadı. Büyükşehir birimleri tarafından kurulan stantlarda çiçek diken, gökyüzünü izleyen çocuklar, küçük bilimsel deneyler de yaptılar. İtfaiye parkurunda kısa süreli de olsa itfaiyeci olan çocuklar, gönüllerince eğlenerek 3. Uluslararası Tarsus Festivali’nin tadını çıkarttı .
Haberin görüntüsünü indirmek için tıklayınız.