SAMSUN-Milli Eğitim Bakanlığının önceki yıllarda vakıf ya da dernek adı altında örgütlenmiş bazı tarikat-cemaat yapılanmaları ile protokoller imzalayıp çocuklarımızın körpe dimağlarının bilim dışı öğretiler ve hurafelerle doldurulmasına neden olması kamuoyunda ciddi tepkiye neden olmuş, kimi siyasi partiler ve demokratik kitle örgütlerince ağır eleştirilmişti.
Şimdi de, İzmir ve Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüklerinin, İl Müftülükleri ile yürüttükleri ÇEDES projesi kapsamında okullarımıza “Manevi Danışman” sıfatıyla pedagojik formasyonu olmayan imam, müezzin, vaiz, Kuran Kursu öğreticisi gibi kişileri görevlendirdikleri duyumları alınmaktadır.
Daha önce de yüzlerce okulumuzu AKP yanlısı dinci vakıfların kullanımına açtığı hafızalarda tazeliğini koruyan “Milli” Eğitim Bakanlığı, yazık ki artık ülkemiz için ciddi bir beka sorunu haline gelmiştir.
AKP iktidarının “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” gerçeğini yadsıyan, devletimizin laik niteliğini yok sayan bu tür uygulamaları Anayasamızın 2. ve 24. maddelerine olduğu gibi, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununa ve 430 Sayılı Öğretim Birliği Yasasına da aykırıdır. Hal bu iken; varlık nedenleri Cumhuriyeti korumak olan Cumhuriyet Savcılarının olayları tepkisiz izlemeleri kabul edilemez.
Laiklik; demokrasinin olmazsa olmazı ve Cumhuriyet Kubbemiz’in kilit taşı, Ulusal Birliğimizin, İç Barışımızın ve bilimsel gelişmemizin en önemli güvencesidir, gözümüz gibi korunmalıdır.
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, devletimizi yönetme yükümlülüğü üstlenmiş siyasi ve bürokratik kadroları Anayasa ve yasalara uymaya, muhalefet partilerini konunun takipçisi olmaya, Milli Eğitim Bakanlığını adındaki “Milli” ve “Eğitim” sözcüklerinin anlamına uygun davranmaya, Cumhuriyet savcılarını da görevlerini yapmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ