Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kandilli Kız Anadolu Lisesinde düzenlenen törendeki konuşmasına, "Islak kumlara yazılmış hikâyeler, Ummana karışır, silinir yavaş yavaş" dizelerine atıfta bulunarak her şeyin geçici olduğunu, önemli olanın geride bir eser bırakmak olduğunu kaydetti.
Bakan Özer, eski Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'dan söz ederek onun bir bilim insanı, düşün insanı, entelektüel ama en önemlisi hâl insanı olduğunu ifade ederek bu ülkeye, Millî Eğitim Bakanlığına çok önemli katkılar sağladığını kaydetti.
Kovid sürecinde EBA platformunu yakından öğrendiğini belirten Özer, "Aslında onun kurucusu ve güçlendiricisi, kıymetli Bakanım. Yani onun emekleri olmasaydı bugün o süreçleri çok kolay bir şekilde atlatmamız mümkün olmayacaktı. Yine Kültür ve Turizm Bakanlığı sürecinde gerçekten çok önemli hizmetler sağladı. Tabii, benim için en önemlisi Sayın Bakanımızın 'Enformatik Cehalet' diye bir kitabı var Sayın Bakanımızı tanımadan, ben lisedeyken okumuştum. Gerçekten medya, iletişim dünyasıyla bağlantılı, mevcudu yorumlamayla ilgili çok önemli bir imkân sağlayan güzel bir kitaptı, minnettarız Sayın Bakanımıza." ifadelerini kullandı.
Geriye dönüp bakıldığında Bakanlık olarak yaptıkları en önemli işlerden birinin de tüm okullara kütüphane yapmak olduğunu vurgulayan Özer, "Üç ay gibi kısa bir süre içinde 16 bin 361 kütüphane yaptık ve kütüphanesi olmayan okul eğitim sistemimizde kalmadı. Sadece yapmadık, aynı zamanda okullarımızdaki kitap sayısını da ciddi bir şekilde artırdık. Yani o projeye başladığımız zaman Türkiye'deki okullardaki kitap sayısı 28 milyondu, şu anda 118 milyon 40 bin oldu. Eskiden gençlerimizin, çocuklarımızın erişemediği kitaplar artık okullarında hazır onları bekliyor, onların okumasını bekliyor." diye konuştu.
Belli kesimler tarafından gençlere yönelik birtakım eleştiriler yapıldığına dikkati çeken Özer, söz konusu bu ithamları reddettiğini söyledi. Özer, sözlerine şöyle devam etti: Gençlerimiz devletini, milletini; bu coğrafyanın, Ebu Hasan Harakani Hazretleri'nin, Hazreti Mevlana'nın, Şeyh Şabanı Veli'nin, Hacı Bektaşı Veli'nin, Hacı Bayramı Veli'nin, o gönül erlerinin mayaladığı gönül coğrafyasının kültür ikliminde yetişiyorlar."
İki olağanüstü süreçten geçildiğini anlatan Bakan Özer, bunlardan birinin Kovid süreci, diğerinin de 6 Şubat'taki deprem felaketi olduğunu söyledi. Özer, bu süreçlerde öğretmenlerin yaptığı fedakârlıklara işaret ederek Kovid sürecinde herkesin can derdinden evinden çıkmadığını, öğretmenlerin ise valiliklerin ve kaymakamlıkların organize ettiği vefa gruplarında yer alarak canlarını hiçe sayıp sahada yardımlar ulaştırdıklarını ifade etti.
Özer, sözlerine şöyle devam etti: O öğretmenlerimiz, meslek liselerinde bu ülkenin ihtiyaç duymuş olduğu maskeyi, dezenfektanı yüz koruyucu siperleri ürettiler ve ihtiyaç notlarına ulaştırdılar. Ülkemizin daha önce yaşamadığı ölçekte ve şiddette bir deprem... Oradan 'İmdat!' çığlıkları yükseldiği zaman öğretmenlerimiz, Bakanlığın görevlendirmesini beklemeden sahaya gittiler. Yemek pişirdiler. Günde iki milyon yemeği vatandaşımızla buluşturdular. 1,8 milyon ekmek ürettiler, çadır ürettiler... Eğitim sistemimize, öğretmenlerimize ve öğrencilerimize hiç kimse bir söz söylemesin, gölge de etmesin. Bizim gayet güçlü, bu ülkenin önceliklerini bilen öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz var."
Konuşmasının sonunda Prof. Dr. Nabi Avcı'ya teşekkürlerini sunan Bakan Özer, açılışı yapılan kütüphanenin öğrenci ve öğretmenlere hayırlı uğurlu olmasını diledi.
Ankara,Milli Eğitim Bakanlığı
belediye365.com