Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi Bulutistan, bu sene “Enigma” temasıyla kamu, bilişim, akademi ve iş dünyasını buluşturan Bilişim Zirvesi’23’ün “Enigma Açılış Programı” konuşmacıları arasında yerini aldı. “Yapay zekâ kurtarıcı meleğimiz mi?” başlıklı sunumuyla yapay zekânın geleceğine ışık tutan Bulutistan İcra Kurulu Üyesi Altuğ Eker; yapay zekâ teknolojilerinin önümüzdeki 5-10 yıl içinde 10 kat daha fazla işlemci kapasitesi kullanarak bin kat daha büyük veri modellerini çalıştırabileceğini ve sadece metin ve görsel değil, aynı zamanda sıralı eylemler de gerçekleştirebilecek güce ulaşabileceğini vurguladı. Ayrıca Eker, "Yapay zekâ teknolojileri artık sadece konuşmakla kalmayacak, aynı zamanda eylemlerde bulunacak. Belirli denetim mekanizmaları ile bu teknolojiyi kullanmak, hastalıklarla mücadelede başarı oranını artırabilir, dünya genelinde açlık sorununu çözebilir, iklim değişikliğini durdurabilir ve insanlığı daha yetenekli ve zeki hale getirebilir” şeklinde konuştu.
Bilişim Zirvesi’23’ün premium sponsorları arasında yer alan Bulutistan, 23 Kasım Perşembe günü Fişekhane’de gerçekleştirilen zirvede, yapay zekâ teknolojilerinin domine ettiği geleceğin dünyasının resmini çizdi. Zirvenin açılış programında; “Yapay zekâ kurtarıcı meleğimiz mi?” başlıklı sunum gerçekleştiren Bulutistan İcra Kurulu Üyesi Altuğ Eker, yapay zekânın insanlık tarihinde bir dönüm noktası olduğunu, en geç 5- 10 yıl içerisinde dünyanın bu teknolojinin domine ettiği yeni bir tarihin başlangıç noktasında bulunduğunu vurguladı.
“Sınır ötesi denetim mekanizmaları gelişecek”
Yapay zekâ teknolojileriyle şekillenen geleceğin dünyasında devletlerin kontrol ve hesap verilebilirlik modellerinin değişirken, sınır ötesi denetim mekanizmalarının gelişeceğini belirten Altuğ Eker, “Bugün Chat GPT 4, Bard ve benzeri birçok üretken yapay zekâ, insan hayal gücünün ötesinde şeyler üretebiliyor. Bireyler açık kaynak kodlu yapay zekâ modellerine ulaşarak kendi yapay zekâ çözümlerini geliştirebiliyor” dedi.
“İklim değişikliğini engelleyebilecek”
Altuğ Eker, yapay zekânın geleceğine ilişkin şu tespitlerde bulundu: “Yapay zekâ çok daha yüksek verimlilikle tarım yapabilecek, bilim ve mühendislikte insan zihninin sınırlarını aşarak çok karmaşık problemleri hızla çözebilecek. İklim değişikliğini engelleyebilecek. Hastalıklarla mücadelemiz kazanacak. Hepimizin cebinde kişisel yapay zekâ asistanı, özel kalem müdürü olacak. Hayatımızı organize edip, tam ihtiyacımız olan anda sentezlenmiş gerekli bilgiyi bize hazır edecek. Bu sayede İnsan, daha zeki ve yetenekli olacak. Yönetim sistemlerinin merkezinde güven ve iletişim unsurları daha fazla önem kazanırken, yapay zekâ şirketlerine imzalattıracak devletler üstü ihtiyati prensipler sözleşmelerine ihtiyaç duyulacak.”
“Yapay zekânın kullanım alanları sınırlandırılmalı”
Yapay zekânın sadece devletlerin inisiyatifine bırakılmaması gerektiğine dikkat çeken Altuğ Eker, yapay zekânın yaratabileceği risklerini ortadan kaldırmak için yapılması gerekenleri sıralayarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Avrupa Birliği ya da Birleşmiş Milletler gibi organizasyonlar tarafından Risk tabanlı bir modelleme ile yapay zekâ kabiliyetleri listelemeli ve kullanım alanları sınırlandırmalı. STK’lar bir araya gelip bu hızlı gelişmeleri takip edecek takımlar oluşturmalı. Yapay zekâ sağduyusu geliştirilmeli ve eğitim sistemimize entegre edilmeli. Yapay zekâ; biyolojik kimyasal silah üretimi, bomba yapımı, cinsiyetçilik, ırkçılık barındıran her türlü konudan uzak tutulmalı. Volvo’nun 3 noktalı emniyet kemerinin patentini serbest bırakması gibi en iyi uygulamaların topluluklar tarafından paylaşılması desteklenmeli ya da tespit edilen tam tersi zayıflıkları veya riskleri ortaya çıkartmasının önü açılmalı. Demokrasinin en büyük gücü olan seçim sistemine yapay zekânın müdahalesinin önüne kesin olarak geçilmeli. Belirli dikeylerde yapay zekâlar geliştiren yapay zekâ geliştiriciler ve şirketler merkezi devleler tarafından denetlenmeli ve lisans verilmeli.”