Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Ticaret Odası’nda düzenlenen “İklim ve İnsan Zirvesi”, dünyanın geleceği için yenilikçi çözümleri tartışmak üzere bir araya gelen katılımcıları ağırladı. Zirvede, çevresel etkileri minimize ederek, toksin içermeyen malzemelerin kullanılması, atık yönetimi ve enerji tasarrufu gibi uygulamaları içeren “Ekolojik Diş Hekimliği “ konusuna vurgu yapan Dental Estetik Center Uzman Doktor İlkay Gül, İklim Elçisi Ödülüne de layık görüldü.
Küresel iklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye'nin kararlılığını vurgulamak ve toplumsal farkındalığı arttırmak amacıyla düzenlenen zirvede, ekolojik diş hekimliğinin hedeflerinden bahsedildi. Bu diş hekimliği yenilenebilir kaynakları tercih ederek, atık üretimini azaltıp çevre dostu malzemeleri kullanmayı hedefliyor. Örneğin, diş kliniklerinde kullanılan malzemelerden yeniden faydalanılabilmesi çevre kirliliğinin önüne geçerken malzeme israfını da önleyerek daha az enerji tüketilmesini sağlıyor.
KİMYASAL ATIKLAR AZALIYOR
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte diş hekimliği alanında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Ekolojik diş hekimliği, geleneksel yöntemlere kıyasla daha çevre dostu bir yaklaşım sunuyor.
Dental Estetik Center Diş Hekimi Uzm. Dt. İlkay Gül “Ekolojik diş hekimliği, bireylerin ağız sağlığını korumayı ele alırken, çevreyi iyileştirmeyi de hedefliyor. Ekolojik diş hekimliğinin geliştirdiği çalışmaya göre diş tedavisinde kullanılan malzemelerin yeniden dönüştürülebilir olması ve dijital teknolojiden daha fazla yararlanılması, atık miktarını azaltarak çevre kirliliğinin de önüne geçiyor. Ekolojik diş hekimliği, geleneksel diş hekimliği uygulamalarının birçok açıdan çevresel etkilerini ortadan kaldırıyor. Dijital teknolojiler sayesinde radyografik görüntülerin dijitalleştirilmesi, geleneksel röntgen filmlerine kıyasla kimyasal atıkların ve film kullanımının azalmasını sağlıyor. Bu sayede hem bu ölçü maddelerinin kullanımıyla oluşan artıkların önüne geçiliyor ve bu malzemelerin üretilmesi, paketlenmesi, nakliyesi gibi süreçler ortadan kalkarak sera gazı üretimini engelliyor” ifadelerini kullandı.