Tarih: 07.10.2024 12:53

İKTİDAR VE MUHALEFET ELELE TÜRKİYE’Yİ ATEŞE ATIYOR!

Facebook Twitter Linked-in

AKP’NİN YOLU YOL, İZİ İZ DEĞİL! 

 

Demokrat Sendikalar Konfederasyonu (DESKON) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Hükümetin bugünkü ekonomik programıyla ve dış politikasıyla Türkiye’nin değil krizleri aşmasını çok daha büyük ve yepyeni krizlere, savrulmalara gebe olduğunu; akabinde görevden affını istemek zorunda kalacak olan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın günah keçisi ilan edilmesi suretiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha sorumluluktan sıyrılmaya çalışacağını söyledi.

 

AKP TÜRKİYE’YE FIRSATI KAÇIRTMIŞ, SIFIRI TÜKETMİŞ HALDE!

Akp’nin işbaşına geldiği 2000’li yıllarda küreselleşmenin ve dış kredi/para bolluğunun zirve yaptığını ve tüm dünyada esen bolluk ve refah dönemini Türkiye’nin iyi değerlendiremediğini kaydeden DESKON Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Bugün çok net bir şekilde görülüyor ki neoliberal ekonomik küreselleşme bitmiş ve çökmüş durumda. Türkiye geçmişte dış kredi/para bolluğuna dayalı yabancı yatırımlardan en çok yararlanan ülkelerden birisiydi. Bugün ise tam tersine barış stratejisinden savaş stratejisine geçilen dünyada doğrudan yabancı yatırım sıfıra yaklaşmış ve gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye çok ağır bedeller, savrulma ve kayıplar yaşamaya başlamıştır. Akp Türkiye’ye akan para ve kredileri uzun vadeli ve katma değeri yüksek yatırım ve üretim ekonomisine dönüştüremeyerek çok büyük bir fırsatı kaçırmıştır. Bunun yerine rüşvet ve yolsuzlukların en çok döndüğü inşaat sektörüne harcayarak; yersiz ve gereksiz havaalanları, köprüler, hastaneler yapmıştır. Mevcut üretim tesis ve fabrikalarını da özelleştirme adı altında yandaşlarına peşkeş çekmiş ve sıfırı tüketmiştir” dedi.

 

YENİ DÜNYA DÜZENİ KURULURKEN TÜRKİYE’NİN BÜYÜK ŞANSSIZLIĞI!

Tüm dünyada küresel gerilim, savaş ve çatışmaların, ekonomik krizlerin, toplumsal ve siyasi çalkantıların şiddetinin artarak devam edeceği bir döneme girildiğini kaydeden DESKON Genel Başkanı Gürkan Avcı, fakat ne yazıktır ki Türkiye böylesi sancılı, çalkantılı bir döneme olağanüstü derecede beceriksiz, cahil ve yolsuz bir iktidarla ve olağanüstü derecede çapsız, korkak ve ikiyüzlü bir muhalefetle adım atıyor. Türk halkı ne günah işledi ki böylesi ebleh, kriminal ve mendebur, uğursuz bir siyasetçi esnafıyla yeniden kurulacak olan yeni dünyaya girizgâh yapmak zorunda kalacak” dedi.

 

TÜRKİYE YOLSUZ İKTİDAR VE İŞBİRLİKÇİ MUHALEFET SENDROMUNDAN KURTARILMALIDIR!

Mevcut riyakâr iktidar ve mürai muhalefet zihniyetinin devam etmesi durumunda Türkiye’de hiçbir şeyin düzelme ihtimali olmadığının altını çizen Gürkan Avcı, “Aksi takdirde her gün bir öncekinden kötü olacak. Her ay bir öncekinden fena olacak. Gelen yıl giden yılı aratacak. İktidarda muhalefette denizin bittiğinin farkında. Her ikisi de yandı balık yan gider mottosuyla cebini doldururken memleketi de elbirliğiyle maceraya atmanın, sorumluluktan sıyrılmanın hazırlığında. Millet sahipsiz, memleket öksüz. Küresel akstaki puslu ve gergin havadan istifade kimi global güç merkezleri Türkiye’yi yeni dünya düzeninden dışlamaya, eski kazanımlarından dahi tecrit etmeye, edilgen bir rol ve pozisyonlara sürüklemek için fırsat kolluyor. Aymaz iktidar ve işbirlikçi muhalefet ise giderayak dış sipariş bir yeni Anayasa kurgusu üzerinden milletin kodlarını bozmak, devletimizin varoluş felsefesini ve laik rejimini değiştirmek çabasında” dedi.

 

HÜKÜMET TAM BİR YALAN MAKİNESİ!

İsrail’in hamisi olan ABD’nin ve üyesi olduğumuz NATO’nun sayısız üs ve tesislerinin bulunduğu Türkiye’ye İsrail’in saldıracağını iddia etmek ve toplumu inandırmaya çalışmanın gülünç olduğunu kaydeden DESKON Genel Başkanı Gürkan Avcı, Hamas’ın 7 Ekim'de saldırması ve sonrasında bu bahaneyle İsrail’in Gazze halkına vicdansız şekilde karşılık vermesi, öldürmesi akabinde Lübnan'a Hizbullah’a saldırması, suikastlar, sapkın Netenyahu hükümetinin bölgeyi ateşe atmak için elinden geleni yapıyor olması bir tesadüf mü yoksa en ince ayrıntısına kadar hesaplanmış bir projenin hayata geçirilmesi mi? ABD, Çin, İngiltere, AB, Rusya arasındaki paylaşım mücadelesinin ve fiyat para kavgasının Ortadoğu’daki izdüşümlerinden birisi. Dünyanın genelinde olduğu gibi bizde de yalan makinesi bir hükümet var karşımızda ve yalan makinesi medyası üzerinden korku politikalarıyla toplumu ve toplumsal tepkileri sindirmeye çalışıyor, tıpkı dünyanın genelindeki medya gibi. Sınırlı müsaadeli muhalefet ise cam kırmış çocuk gibi sus pus. İktidarla muhalefet danışıklı güya dövüşüyor. Havlamak serbest ama ısırmak yasak. İktidar pastanın kendi tarafından muhalefette kendisine ayrılmış bölümden yiyor, içiyor, tıksırıyor. Vatandaş umurlarında değil. Ülkemizde son yaşananlar, halkın içler acısı ekonomik ve sosyal durumu, tüm bu sefaletin, yolsuzlukların, torpilin ve talanın Gazze ve İsrail karşıtlığı söylemiyle, vatan, millet, Sakarya, ezan, başörtüsü mavallarıyla örtülmesi ve bunun yanında sonradan görme Akp’li elit bir mutlu azınlığın “vur patlasın çal oynasın” yaşam sürmesi işte tam da bu iddialarımın pratiğe yansımasından başka bir şey değil. Umuyorum ki Türk halkı harami iktidarıyla, harami muhalefetiyle ülkenin nerelere sürüklenmek istendiğini çok geç olmadan anlar” dedi.

 

 

TÜRKİYE’Yİ İKİNCİ YÜZYILINDA TAM DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRMALIYIZ!

Avcı, son olarak şunları kaydetti: Kimi küresel merkezler ve yerli işbirlikçisi ahmaklar Türkiye’yi geçmişteki ittifaklarından elde ettiği kazanımlardan tecrit etmeye çalışıyor. Batıdan ve yeni dünya düzeninden dışlamak için zemin hazırlıyor. İktidarın yolu yol değil, izlediği dış politika Türkiye’nin orta ve uzun vadeli çıkarlarına hiç de uygun değil. Çünkü bugün iktidarın yanaştığı küresel ekolun telkinleriyle düştüğü ‘medeniyetler çatışması tuzağı’ paralelinde izlediği dış politikalar ve at pazarlığı kabilinden siyasal tutumları ilerde Türkiye’ye yönelik suçlamalara gerekçe oluşturacaktır. Milletime tekrar söylüyorum. Akp’nin Batı ile yaşadığı sorun ve anlaşmazlıklardan sonra Doğuya yönelmesi çözüm getirmeyecek ardından Batıdaki farklı ekoller içinde yeni arayış ve birliktelikleri yoklamaya çalışması ile nihayete erecektir. Bu durum muhalefet içinde aynıdır. Türkiye için biçilen pasif rol ve negatif kurguyu engellemek için Türkiye’nin yeni siyasete, yepyeni ve büyük bir vizyonla yeni yüzlere ve yeni söylemlere ihtiyacı vardır. Devlet aklının da yeni bir algoritmaya, yeni bir stratejiye, yeni bir anlayışa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Türkiye tüm küresel- bölgesel oyun ve oyuncuları doğru ve yeniden okuyup kurulacak olan yeni dünya ve yeni Ortadoğu projeksiyonunda tüm denklemlere matuf en büyük pay ve inisiyatifi almaya mecbur ve mahkumdur. Türkiye’yi ikinci yüzyılında en gelişmiş demokrasiyle taçlandırmak zorundayız. Türkiye halkına en onurlu barış, huzur, adalet ve müreffeh bir yaşam vermek zorundadır. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —