Müge Ceyhan’ın içerisinde birçok öykü bulunan “Letafetsiz Ama Evladiyelik Öğütler” kitabı, bir çırpıda verilen kararların ve kendisini sessizce hissettiren gerçeklerin peşinden gidiyor.
Müge Ceyhan, “Letafetsiz Ama Evladiyelik Öğütler” isimli ilk öykü kitabında okuyucuya çocukluk anılarından, yaşadığı semtlerden, hüzünlerden, sevinçlerden, benzerliklerden ve farklılıklardan ilham alan gerçekçi öyküler sunuyor. Kusursuzluktan çok uzak, hatalarla dolu fakat gerçek hislerle bezeli olan hikayeler, okuyuculara kendi hayatlarından kesitler sunuyor.
Masalsı yapmacık süslemeler benim kalemimde eğreti duruyor. Ne kadar gerçek duyguları çizersem o kadar güçlü bir metin ortaya koyduğumu hissediyorum" diyen yazar, olay örgülerini ve yaşanmışlıklarını öykülerinde yer veriyor.
"Yaşadığım semtlerden, Rum ve Ermeni komşularımızdan, ayrım nedir bilmeden birlikte büyüdüğüm arkadaşlarımdan, Noel, Ramazan sofralarından çıkmış tüm cümleler aslında. Onları hüzünlerle, sevinçlerle besleyip hikayeleştirdim. Bence renkler zaten vardı, bana yalnızca onları tuvale yerleştirmek kalmıştı" şeklinde konuşan Müge Ceyhan, Mario Levi'den aldığı dersler sayesinde öykülerinin yerini bulduğunu söylüyor.
Tablolarının hikayelerini yazdığını ve çocukluk anılarının hikayelerini beslediğini söyleyen yazar, ressam kimliği sayesinde öykülerinde yaptığı betimlemeler okuyucunun hikâye süresince yapacağı yolculuk ve duygusal boyutlar hakkında fikir yürütmesine yardımcı oluyor.