Tarih: 03.01.2024 22:17

Prof. Dr. Tarhan: “‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı”

Facebook Twitter Linked-in

 

Önemsiz bir ayrıntı düşünüp daha büyük hedefi kaçırıyorlar!

Aşırı düşünmenin insanın yaşı ilerledikçe azalabilen bir şey olduğunu ama özellikle modern yaşamda çok arttığını da söyleyen Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı.” dedi. Tarhan, aşırı düşünme hastalığının analiz felci yaptığına dikkat çekerek, “Analiz felci, kişinin bir konuda analiz etmekten bloke olması anlamına geliyor. Bu tür kişilerin beyinleri düşünmeyi durduramıyor. Uyuyamıyorlar, uykuları kaçıyor ya da uykuya sığınıyorlar, tamamen kendilerini uykuya veriyorlar, bir kaçış gibi.” diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Overthinking (aşırı düşünme hastalığı) hakkında bilgi verdi.

Düşünceyle duyguları birleştiren hakikati bulabiliyor…

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Fransız heykeltıraş Rodin tarafından üretilen ‘Düşünen Adam’ heykeline atıfta bulunarak, “Hala düşünmeye devam ediyor. Biz onun alternatifini yaptık, ‘Hisseden İnsan’ heykeli yaptık. Üniversitenin de sembollü hatta. Maketini de yaptık. Sadece düşünmek değil hatta, insan düşünceyle duyguları birleştirirse hakikati bulabiliyor ve bu aşırı düşünme patolojisinden, hastalığından kurtuluyor.” dedi.

İnsan beyninde duygulardan sorumlu alanlar var…

Duygu ve düşüncenin beraber olmasının gerektiğine işaret eden Tarhan, şunları kaydetti:

“Önceden ‘Düşünüyorum o halde varım’ diyordu Descartes. İnsan düşünen varlık kabul ediliyordu, 1990’lı yıllarda psikolojide bir devrim oldu. İnsan beyninde duygulardan sorumlu alanlar çıktı. Yani, duygular sadece metafizik bir konu değil aynı zamanda biyolojik karşılığı olan bir konu. Her duygunun beyinde bir karşılığı var ve her duyguyla ilgili özel bir kimyasal karışımı kana pompalıyor ve ona göre vücudumuz çalışıyor. Ona göre beynimiz çalışıyor. Bütün duyguların bir kimyasal karşılığı var. Onun üzerinde duygular da artık bilimsel bir kategori oldu." 

Hisseden adamın da kadın-erkek eşitliğini vurgulasın diye artık ‘Hisseden insan’ yapıldığını ifade eden Tarhan, “Vücudunun yarısı yok gibi bir heykel, patentini de aldık. Bu arada heykel, düşünüyor gibi fakat vücudunda kısmi boşluklar olan bir heykel. Yani düşündürüyor insanı.” diye konuştu.

“‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı”

“Günümüzde öfke, kin, nefret, sevgi gibi duyguların beyinde kimyasal bir karşılığı olduğu kabul ediliyor.” diyen Tarhan, hisseden insan sembolünün güzel duyguların harekete geçirilmesi, kötücül duyguların yerine iyicil duyguların yaşatılmasını simgelediğini ve duygular hakkında farkındalık oluşturabilmeyi amaçladığını söyledi.

‘Overthinking’ yani aşırı düşünme hastalığına işaret eden Tarhan, “‘Efkârlıyım’ sözü Overthinking’in Türkçe’deki tam karşılığı.” dedi.

Aşırı düşünmenin insanın yaşı ilerledikçe azalabilen bir şey olduğunu ama özellikle modern yaşamda çok arttığını da söyleyen Tarhan, şöyle devam etti: 

“Şimdi, hızlı yaşantının ve hedeflerin beklenti seviyesinin yüksek olduğu bir çağdayız. Beklentiler yüksek, hızlı yaşantı ve ciddi bir rekabet var ve bu da rekabeti yüceltiyor. Şu andaki küresel sistem, rekabeti yücelttiği, insanların beklenti seviyeleri yüksek olduğu için devamlı daha çok kazanmak, daha önde olmak, daha başarılı olmak gibi bir beklenti içerisinde.” 

Kötücüllüğün olduğu yerde de aşırı düşünme artıyor

Kapitalizm ortaya çıkma sürecini anlatan Tarhan, şunları dile getirdi:

“Rekabetçilik medeniyeti doğurdu aslında, fakat bu sefer de bunun dozu ayarlanamadı. Barışçıl olmayan bir rekabetçilik var. Barışçıl olmayan rekabetçilikte de ne var? Kendine bir hedef koyup onu geçmek yerine başkalarını engellemek gibi yıkıcı bir rekabet oldu. Kötücüllüğün olduğu yerde de aşırı düşünme artıyor. Haset ve ciddi bir kıskançlık oluşuyor. Hasetin arka planında da kibir vardır. Narsistik kişilik özelliği olanlarda büyüklük duygusu, kibir var. Arkasından da haset eşlik ediyor ona çünkü ‘bende yok onda da olmasın’ diyor. 

Küresel sistem, başarılı, mutsuz insan tipini çoğalttı 

Sadece bende olsun tarzında bir yaklaşım yıkıcı rekabete sebep oluyor. Bu tarz kişiler mutlu olamıyorlar zaten. Bu kişilerde başarılı olamama, sıradan olma korkusu var. Sıradan olma korkusuyla aşırı çalışıyorlar, aşırı düşünüyorlar, birçok keşifleri de yapıyorlar. Başarılı bilinen kişilerdir. Başarılı, mutsuz insan tipini çoğalttı şu andaki küresel sistem. Burada ikisinin dengesini kurabilmek önemli olan.”

Çok önemsiz bir ayrıntıyı düşünüp daha büyük hedefi kaçırıyorlar

Aşırı düşünme vakalarına psikiyatri kliniğinde çok rastlandığını ifade eden Tarhan, “İnsanlara diyoruz ki ‘sanki kendi kendini linç ediyorsun’. O derece düşünüyor ki kendine haksızlık yapıyor, kendini değersizleştiriyor, birçok intihara götüren anksiyete, depresyon, korku, tükenmişlik, yalnızlık, madde bağımlılığı hepsinin arka planında düşünce yönetimi yapamamak var.” dedi.

Mükemmeliyetçiliğin de önemli bir etken olduğuna işaret eden Tarhan, “Mesela bu kişiler başarı ayrıntıda diyorlar ve her şeyde ayrıntıya giriyorlar. Başarı ayrıntıda ama ayrıntıya, zaman yönetimi yapmadan, zaman piramidini oluşturmadan giren, çok önemsiz bir ayrıntıyı düşünüp daha büyük hedefi kaçırıyor. Onun için böyle durumlarda başarı ayrıntıda derken aslında lüzumsuz ayrıntıya girdiğin zaman şeytan ayrıntıda da oluyor aynı zamanda. Bunu önlemenin yolu planlı düşünebilmek, amaçlı olmak. Önem ve öncelik piramidi olan kişiler, düşünce yönetimini yaparlar, aşırı düşünmeyi engellerler.” açıklamasını yaptı.

Beyinleri düşünmeyi durduramıyor

Prof. Dr. Tarhan, aşırı düşünme hastalığının analiz felci yaptığına da dikkat çekerek, “Analiz felci, kişinin bir konuda analiz etmekten bloke olması anlamına geliyor. Bu tür kişilerin beyinleri düşünmeyi durduramıyor. Uyuyamıyorlar, uykuları kaçıyor ya da uykuya sığınıyorlar, tamamen kendilerini uykuya veriyorlar, bir kaçış gibi. Kaygılı olanlar da bir türlü uyuyamıyorlar.” şeklinde konuştu.

Sağa dön sola dön aynı şeyleri tekrar tekrar düşünmeye ruminasyon denildiğini, bunun zihinsel geviş getirme olduğunu ifade eden Tarhan, fiziksel olarak güçlü olmaktan daha önemli olanın zihinsel olarak güçlü olmak olduğunu kaydetti.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —