15 Ekim Küresel El Yıkama Günü, elleri düzenli olarak su ve sabunla yıkamanın önemini savunurken bu konuda toplumu bilinçlendirmeye odaklanıyor.
El hijyeni konusunda yaptığı araştırmalar ve bu alanda geliştirdiği ürünlerle fark yaratan Dyson, 15 Ekim Küresel El Yıkama Günü'nün temsil ettiği fikirlerin büyük savunucusu olarak bu özel güne destek veriyor. El hijyeni sürecinde çok önemli bir rol oynayan ancak çok az bilinen bir adıma ışık tutarak el kurutma hakkında önemli bilgiler paylaşıyor.
Etkili el kurutma, ellerin temiz kalmasını sağlamanın anahtarıyken, bu gerçekleşmezse hijyen riskleri ortaya çıkıyor. Islak ellerin kuru olanlara göre daha fazla bakteri toplayabildiği biliniyor. Dahası, nemli eller kuru ellere kıyasla 1.000 kata kadar daha fazla bakteri taşıyabiliyor,[1] elleri giysilere silmek ise giysiler temiz değilse yıkanmış ellere bakteri bulaştırabiliyor.[2] İnsanların ellerini düzgün bir şekilde yıkayabilmelerini ve kurutabilmelerini sağlamak bu nedenle çok önemli.
Bakteriler çıplak gözle görülemez. Örneğin, bir elinizin nemli ve bir elinizin kuru olduğunu hayal edin, her iki elinizi de simin içine koyuyorsunuz ve sizce ne oluyor? Islak eliniz simle kaplanırken kuru eliniz daha az sim toplayacaktır. Bu süreç, mikroplar ve bakterilerle etkileşime giren ıslak ve kuru eller arasındaki farkı size anlatabilir, onlar aslında vardır ama biz sadece bunu çıplak gözle göremeyiz.
Ancak asıl sorun, tuvaletlerde el kurutma seçeneklerinin sunulmaması değil, sunulan seçeneklerin aslında hijyen sorunlarına, çevresel zorluklara ve maliyet endişelerine neden olabilmesidir.
Geleneksel çözümler büyük sorunlara yol açıyor
Birçok halka açık tuvalette el kurutma makinesi veya kağıt havlu seçeneğinden biri bulunurken bazı tuvaletlerde ise iki seçeneği bir arada görebiliyoruz.
Fiziksel düğmeler, uzun kuruma süreleri ve diğer teknolojik sınırlamalar gibi sıcak hava veren el kurutma makinelerinin tasarımından kaynaklabilecek hijyen sorunlarının yanı sıra bu makinelerdeki hava filtreleme eksikliği, yaygın bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Bu problemler hijyen koşullarını etkilerken kullanıcılar için büyük bir endişe kaynağı oluyor.
2021’de Dyson tarafından yapılan Küresel Hijyen Araştırmasına göre, umumi tuvaletlerde yer alan geleneksel ve kirli hava yayan el kurutma makinelerini kullanmaya çekinen Türk katılımcılar, geleneksel teknolojiler yerine temassız el kurutması sağlayan ve temiz hava filtresine sahip son teknoloji cihazları tercih ediyor.[3]
Öte yandan, kağıt havlular genel olarak hijyen sorunlarına neden olmamakla birlikte, günümüz dünyasında göz ardı edilemeyecek çevresel sorunları da beraberinde getirebiliyor. Bunları büyük ölçekte üretmek, taşımak ve imha etmek, daha yüksek CO2 (Karbondioksit) emisyonlu süreçler gerektiriyor.
Toplumun, çevre sorunları ve kullandıkları ürünlerin sürdürülebilirliği konusunda giderek daha bilinçli hale gelmesiyle birlikte, bu sorunları ele alan el kurutma çözümleri oluşturulması bir gereklilik haline geliyor.
İşletmelerin sürdürülebilirliği temellerine yerleştirdikleri ve ilerleme konusundaki çalışmalarını gösterebilmeleri için Kurumsal Sosyal Sorumluluk ekiplerini oluşturdukları bir dönemde, öne çıkmak ve halka açık tuvaletleri bir farklılaşma noktası haline getirmek için önemli fırsatlar bulunuyor.
Tüm zamanların “en hızlı” ve “en verimli” HEPA filtreli el kurutma makinesi: Airblade 9kJ
700’ün üzerinde prototip ardından üç seneden uzun süren çalışmalar sonunda ortaya çıkan Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesi, 10 saniyelik hızlı kurutma performansıyla bugüne kadarki en hızlı ve sessiz Dyson Airblade el kurutma makinesi olarak tasarlandı.
Dyson’ın kullandığı motor ve Air Flow teknolojisi, Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesinin diğer sıcak hava kurutuculara göre Ekonomik Mod’da yüzde 87 oranında daha az enerji kullanmasını sağlıyor. Aynı zamanda kağıt havlulara göre de adet başına yüzde 85 daha az karbondioksit emisyonu üretiyor.
Kavisli Blade™ tasarımı
Dakikada 75 bin devir sayısıyla dönen Dyson dijital motor V4’le güçlendirilen Dyson Airblade 9kJ, 2 adet 0.45mm kavisli açıklığıyla deliklerden 624km/saat hızla hava akımı çıkarır ve ellerinizin yüzeyini takip ederek suyu daha kısa sürede kurutuyor. Güçlü Dyson dijital motoru V4, saniyede 23 litre havanın yer değiştirmesini sağlayarak Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesinin ellerinizi 10 saniye içinde hızlı bir şekilde kurutmasına imkan sunuyor. Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesi kurutma başına 9.1 kilojul enerji kullanıyor, bu da Ekonomik modda çalıştırıldığında yılda sadece 325 TL maliyet yaratıyor.
Temassız kullanım
Makine, havayı harekete geçirmek için ellerinizi algılayan “Uçuş Süresi” sensörlerini kullanıyor.
Hijyenik HEPA filtreleme
Polar astarlı cam lifi bir HEPA filtreyle tuvalet havasından çıkan partiküllerin yüzde 99,95'ini yakalayan makine, ellerinizi kurutmak için temiz hava kullanıyor.
Akustik mühendisliği
Dyson’ın bu zamana kadarki en sessiz el kurutma makinesi olan Airblade 9kJ, hava akışı motordan geçerken gürültüyü azaltan, açık hücreli köpük ve delikli disklerden yapılmış susturuculara sahip. Dyson, gürültüyü azaltmak için makinedeki hava akış yollarını yeniden tasarladı, daha doğrudan hale getirerek çıkan sesi azalttı. Dyson dijital motor V4'ün motor gövdesi, gürültülü türbülansı azaltarak, motordaki hava akış yollarını düzenliyor. Motor gürültüyü daha da azaltmak için silikon kauçuk üzerine monte edilmiştir ve özel olarak tasarlanmış açık hücreli köpük susturucular, motora giren ve çıkan havadaki titreşimleri emiyor.
Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesi ofislerden alışveriş merkezlerine, restoranlardan halka açık alanlara, parklardan okullara, hastanelere ve otellere kadar her türlü ticari veya umumi tuvalete uyacak şekilde tasarlanmıştır.
[1] Patrick D, Findon G ve Miller T (1997). Kalan nem, el yıkamanın ardından dokunma-temasla ilişkili bakteri transferinin seviyesini belirler. Epidemiol. Infect. 119: 319-325.
[2] Suen LKP, Lung VYT, Boost MV, et al. (2019) Yıkanmış ellerden bakterileri uzaklaştırmak için farklı el kurutma yöntemlerinin mikrobiyolojik değerlendirmesi. Sci. Rep. 9: 13754.
[3] Araştırma Türkiye’de 2021 yılı Temmuz ayında 18 yaş ve üstü 500 katılımcıyla gerçekleştirildi. Küresel araştırmaysa 20 ülkede toplamda 15.100 kişiyle yürütüldü.