Cinsel hayatı olumsuz yönde etkileyebilen ve toplumda oldukça sık karşılaşılan sağlık konularından biri de sertleşme bozukluğudur. Cinsel ilişki için yeterli sertleşmenin sağlanamaması ya da devam ettirilememesi olarak tanımlanan sertleşme bozukluğu günümüzde şok dalga tedavisi (ESWT) ile tedavi edilebiliyor. Zaman zaman ereksiyon sorunu yaşamanın normal olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Sorunun derecesine göre farklı sayıda seans ile şok dalga tedavisi planlanabilir. Şok dalga tedavisi cerrahi bir girişim olmadığından ve anestezi gerektirmediğinden muayenehane ortamında kolaylıkla uygulanabiliyor” dedi.
Sertleşme bozukluğu tüm erişkin erkeklerin yüzde 10 ile 20’sinde görülebiliyor. Bu oran yaş ile artarken görülme sıklığı 70’li yaşlarda yüzde 50 seviyelerine ulaşıyor. Sertleşme bozukluğunun bazı durumlarda psikolojik olabileceğini hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Psikolojik olmayan durumlarda doku, damar ve sinirlerde iyileşme sağlayan şok dalga tedavisi ile sorunu çözebiliyoruz” dedi. Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Ereksiyon problemi olmayan kişilere daha fazla performans ya da daha çok sertleşme için şok dalga tedavisi uygulaması yapılmamalı” diye konuştu.
Seans aralıklarının ve sayısının hastalığın derecesine göre belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Genellikle 6 seans uygulanıyor ancak gerekli durumlarda 24 seansa kadar çıkılabilir. Yine hastalığın derecesine göre bu seanslar haftada 2-3 gün ya da her gün uygulanabilir” dedi.
Hastalar işlemden sonra hızlıca rutin hayatlarına dönebiliyor
Bir seansın ortalama 20 dakika sürdüğünü ve seans sonrasında hastaların hemen günlük rutinlerine dönebildiklerini paylaşan Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Tedavinin şimdiye kadar bildirilmiş bir yan etkisi bulunmuyor. Hastalar işlem sırasında herhangi bir ağrı veya acı duymuyorlar. Uygulama sonrasında da peniste ya da çevresinde herhangi bir ağrı, penis derisinde veya içinde herhangi bir yaralanma, ciltte morarma gibi etkiler bulunmuyor. Son derece etkin ve konforlu olan bu tedavi çeşidinin en büyük avantajlarından biri de seanslardan sonra hastanın günlük yaşantısını etkileyecek hiçbir olumsuzluk yaşamadan kaldığı yerden devam edebilmesi” şeklinde konuştu.
Yöntem, ilaç veya anesteziye gerek duymuyor
Şok dalga tedavisinin diğer tedavi yöntemlerine göre birçok avantajı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Uygulama oldukça kolay, ağrısız ve ilaç kullanımı gerektirmiyor. Cerrahi bir müdahale olmadığı için anestezi ya da hastanede kalmayı da gerektirmiyor. Kalp hastaları için bile kullanılabilen, etkisi kalıcı bir yöntem. Bazı tedavi seçeneklerinde olduğu gibi herhangi bir cihaz kullanımı ya da hasta tarafından yapılması gereken bir uygulama söz konusu olmadığından en ufak bir el becerisi gerektirmez. Aynı zamanda muhakkak cinsel ilişki öncesi uygulanması gerekir gibi bir şart yoktur dolayısıyla ilişki düzenini etkilemez, sürekli tekrarlanması gereken bir tedavi de değildir” dedi.
Birden fazla rahatsızlığın tedavisinde kullanılıyor
Şok dalga tedavisi her ne kadar en çok sertleşme bozukluğunda kullanılsa da başka ürolojik rahatsızlıkların tedavisinde de çok işe yaradığını anlatan Prof. Dr. Cüneyt Adayener, “Bu tedavi penis eğriliğinde de başarılı sonuçlar veriyor. Penis eğriliği hastalığında sonradan oluşan kireçleşmiş sert bir doku ve bu dokuda yeterli kanlanamama durumu söz konusudur. Bu nedenle şok dalga uygulaması sertleşme bozukluğu tedavisindekinden farklı bir frekansta yapılır. Uygulanan şok dalgalar ile penis eğriliği plağında küçülme ya da plağın yok edilmesi, yeterli kanlanma sağlanması ve eğriliğe bağlı gerginliğin azaltılarak penis eğriliği hastalığından kaynaklı ağrının ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Benzer şekilde kronik prostatit rahatsızlığında da şok dalga tedavisi kullanılabiliyor” açıklamasında bulundu.