(1-30 HAZİRAN SKOLYOZ FARKINDALIK AYI)
Skolyoz Savaşçıları Skolyoza Karşı Sırt Sırta
SKOLYOZ SÜRECİNİN ÜÇLÜSÜ;SKOLYOZ SAVAŞÇILARI, AİLELER VE UZMANLAR‘SKOLYOZ’U ANLATTI!
“SKOLYOZ VARSA TEDAVİSİ DE VAR!”
Her yüz çocuktan üçünde görülen ve omurganın sağa ya da sola doğru eğriliği olarak tanımlanan skolyoz, ülkemizde son yıllarda tıp dünyasındaki yeni gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleriyle hayatı karartmaktan çıkıyor! Sıklığı ve tüm yaşamı etkilemesi nedeniyle toplumun dikkatini bu hastalığa çekmek üzere Haziran Ayı, Skolyoz Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor. Bu amaçla her yıl Skolyoz Farkındalık Ayı’na özel etkinlikler düzenleyen Acıbadem Sağlık Grubu, 11. etkinliğinde skolyoz savaşçıları ve ailelerini konuk etti.
Hastalara bu savaşta yalnız olmadıklarını, skolyoz tedavisinde erken teşhis ile düzenli tedavinin önemini ve tıbbi yeni gelişmeleri aktarmak üzere yapılan söyleşinin moderatörü sanatçı Özge Borak oldu. Acıbadem Maslak Hastanesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte; skolyozla mücadelede başarı öykülerine imza atan gençler, aileleri ve hekimleri bir araya gelerek kendi deneyimlerini paylaştılar. Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Alanay skolyoz tedavisinde yaşanan en yeni gelişmeleri aktarırken, Doç. Dr. Çağlar Yılgör de korse tedavisi hakkında bilgiler verdi.
Ergenlik döneminde skolyozla tanışan ve eğrilen omurgalarına karşı savaşan gençler, ameliyatla ya da korse ile başarıyla tedavi olup, zorlu sürecin üstesinden gelmeyi başardılar. Şimdi, Skolyoz Savaşçılarının kimi spor, kimi sanat, kimi de akademik başarılarıyla dikkat çekiyorlar. Ancak onlar bir yandan da skolyozla yeni tanışan gençlere yol gösterebilmek adına akranlarına seslenmek ve deneyimlerini paylaşmak için bir araya geldiler. Acıbadem Maslak Hastanesi’nde düzenlenen ve bu yıl 11.’cisi gerçekleştirilen Skolyoz Farkındalık Etkinliği’nde Skolyoz Savaşçıları, aileleri ve uzmanlar, sanatçı Özge Borak’ın moderatörlüğünde skolyozla yaşamın görünen ve görünmeyen yönlerini tüm içtenlikleriyle paylaştılar, acı-tatlı deneyimlerini anlattılar.
Özge Borak: “Çeken bilir dertleri!”
Söyleşinin moderatörlüğünü yapan, ekranların sevilen yüzü, sanatçı Özge Borak günümüzde her 100 çocuktan 3’ünün kapısını çalan skolyoza karşı toplumsal farkındalığı artırmayı hedefledikleri etkinlikte, meşhur ‘Çeken bilir dertleri’ sözüne atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Bu etkinliğin moderatörlüğünü bana önerdiklerinde sevindim. Bu hastalığı daha detaylı öğrenebileceğimi, sizler gibi kahramanlarla tanışabileceğimi düşündüm. Daha önemlisi, yaratılacak farkındalıkla topluma katkı sağlama fırsatım olur dedim ve çok heyecanlandım, hemen kabul ettim.”
Prof. Dr. Ahmet Alanay: “Erken teşhis kritik öneme sahip!”
Türkiye’de, toplumda skolyoz farkındalığı etkinliklerinin mimarlarından Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, skolyozda en yeni tedavi yöntemlerini anlattığı konuşmasında; son yıllarda ülkemizde gerek teknoloji ve tıptaki hızlı ilerlemeler gerekse hekimlerin tecrübeleri sayesinde skolyozun kader olmaktan çıktığını vurguladı. Tedavide erken teşhisin kritik rol oynadığını belirten Prof. Dr. Alanay “Skolyozla mücadelede ilk adımı, ebeveynlerin farkındalığı oluşturuyor. Skolyoza karşı bilinçli ailelerin; çocuklarının duruşları ve omurga yapısını gözlemlemeleri sayesinde herhangi bir eğrilik durumunda hekime başvurmaları, erken teşhisi mümkün kılıyor. Erken teşhis ise tedavi modellerinin belirlenmesi ve sürecin kolay bir şekilde üstesinden gelinmesinde kritik rol oynuyor” diye konuştu.
Doç. Dr. Çağlar Yılgör: “Korse tedavisi başarılı sonuç veriyor”
Son yıllarda kişiye özel korse yapımı konusundaki gelişmelerin, bazı skolyoz hastalarında ameliyata gerek bırakmadan tedaviyi mümkün kıldığını vurgulayan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör, korse tedavileri hakkında şunları söyledi: “Skolyoz tedavisinin başarısında aile, doktor, fizyoterapist ve ortotist işbirliği son derece önem taşıyor. Düzenli korse ve egzersiz ile uygun hastalarda skolyoz artık ameliyata gerek kalmadan da tedavi edilebiliyor. Yapılan çalışmalar; çocukluk eğriliklerinde uygun hastada, uygun korsenin kurallara uygun takılması ve gerekli süre boyunca egzersizle de desteklenmesi durumunda eğriliğin tedavisinde çok ciddi başarılar sağlanabildiğini hatta skolyozun tamamen tedavi edildiğini gösteriyor. Bu nedenle belirli bir süre, kurallara uygun şekilde korse takarak skolyozdan kurtulabileceğinin, çocuğa çok iyi açıklanması gerekiyor.”
Skolyoz savaşçıları anlattı
Demi Defne Barouh (14) Milli Jimnastikçi
Korseyi diş teli olarak görüyorum!
Milli jimnastikçi Demi Defne Barouh 8 yaşında iken skolyozla tanışmış. Jimnastik antrenörünün ailesine ‘Demi’de skolyoz başlangıcı olabilir, doktora götürmenizde fayda var’ uyarısı üzerine doktora gittiklerinde 8 derece eğriliği olduğu anlaşılmış ancak takip edilmesi önerilmiş. Ertesi yıl ise skolyoz ilerleyince Prof. Dr. Ahmet Alanay’a başvurmuşlar. Skolyozunun derecesinin birer yıl arayla hızla önce 15’e, sonra 29’a yükselmesi üzerine korse tedavisine başladıklarını belirten Demi “ Ahmet hocamız korsenin sağlığım için zorunlu olduğunu söyleyince ben de korseyi ‘diş teli’ olarak görüp çok disiplinli bir şekilde taktım. Günde 18 saat korse takıyordum ve sadece banyo yaparken, uyurken ve antrenman yaparken çıkarıyordum. Skolyozum 3 yaşında başladığım jimnastiğimi, antrenmanlarımı hiç etkilemedi ve 11 yıldır profesyonel olarak jimnastiğe devam ediyorum. Günde 4 saat, haftada 6 gün antrenman yapıyorum. Bu senenin başında Çağlar hoca artık sadece geceleri korse takmamın yeterli geleceğini söyledi. Yaz sonu kontrollerim var ve doktorlarımla ailemin sayesinde sanırım skolyozdan mezun olmayı başaracağım.”
Melike İrem Gökçe ( 17) / Milli karateci
Çok sevdiğim karateyi asla bırakmadım!
7 yaşından beri profesyonel olarak karate yapan Melike İrem Gökçe, skolyozun yol açtığı pek çok zorluğa rağmen eğitimini ve çok sevdiği karateyi asla bırakmamış. Geçtiğimiz aylarda Balkan Şampiyonası’nda 2. olan Melike’nin yurt içi ve yurt dışı müsabakalardan çok sayıda madalyası var. İki senedir özel bir okulda yüzde yüz sporcu bursu ile okuyan 17 yaşındaki genç kız skolyozla tanışmasını şöyle anlattı: “9 yaşındayken annem bir omuzumun diğerine göre daha yüksek olduğunu fark etti. Ancak çok zayıf bir çocuk olduğum için önce “zayıflıktandır” diye düşünüldü. Ailemin rutin olarak beni götürdüğü çocuk doktorum omurgamda bir sıkıntı olduğunu düşünerek bizi ortopediye sevk edince skolyozla tanışmış oldum. 36 derece skolyoz teşhisi konulunca korse ve egzersiz tedavisine başladık. Ancak boyum uzamaya devam ettiği için skolyoz derecem 48’e yükselince ailemin beni götürdüğü üç hekim de ameliyat önerdi. Ama çok sevdiğim karateyi bırakmam gerekeceği için ameliyat olmak istemedim. 2020 Ocak ayından beri korse tedavisi ile schroth egzersizi sayesinde skolyoz derecem 28’e geriledi. 9 yaşından beri korseyle yaşadığım için artık onu arkadaşım olarak görüyorum. Bir yandan profesyonel olarak karateyi devam ederken, bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Hukuk okumayı çok istiyorum.”
Antreman dışındaki tüm saatlerde korse takıyor!
Anne Derya Gökçe de kızının antrenman dışındaki tüm saatlerde korse kullandığını belirterek “Kızım halen gayet sağlıklı bir spor ve eğitim hayatı yaşıyor. Skolyozu ilk öğrendiğinde ‘herkesin vücudunda bir eğrilik var, benim de sırtımda olsun bir şey olmaz’ diyerek çok soğukkanlı karşılamıştı bu hastalığı ve tedavisine çok disiplinli devam etmişti. Şimdi artık sadece geceleri korse takması yeterli oluyor” dedi.
Doruk Bayrak / 17 yaşında / Lise 11. sınıf öğrencisi
“3 yaşındayken yüzme hocam fark etti!”
Lisede okuyan Doruk’un vücudundaki deformasyonu ilk kez henüz 3 yaşındayken yüzme öğretmeni fark etmiş. Anne Özgü Bayrak “Oğlum balıklama dalmak için öne doğru eğildiğinde yüzme hocası sağ ve sol omzu arasındaki asimetriyi fark etmiş. Bize ‘skolyoza yatkınlığı olabilir, hep takip edin’ demişti. Hocanın uyarısının ardından Doruk’u düzenli olarak muayene ettirdik. 2021 yılında Doruk LGS sınavına girmeden yaklaşık iki ay önce skolyozu fark ettik. Ancak Doruk akademik bir çocuk olduğu için LGS sınavı onun için çok önemliydi. Dolayısıyla skolyozu biraz ötelemek durumunda kaldık. Sınav bitince başvurduğumuz Çağlar hoca Doruk’ta 33 derecelik skolyoz teşhis etti; korse tedavisine ve schroth egzersizlerine başladık. 6 ayda eğrilik 22 dereceye indiğini görünce çok mutlu olduk.” diyor.
“Korseyi bırakıp, doktor önlüğü giyeceğim!“
17 yaşındaki Doruk da, korse takma konusunda çok disiplinli olduğunu, bunu eğlenceli hale getirdiğini ve artık tedavi sürecinin sonuna geldiğini belirterek şöyle konuştu: “İlk yıl korsemi günde sadece bir saatlik ara vererek takıyordum. Çağlar hocamız ‘yazın madem çok yüzüyorsun, o dönemler sadece gece takman yeterli olacaktır’ diyerek aralar veriyordu, çünkü sıcakta korse takmak çok zor, aşırı terletiyor. Ama hocamın ve ailemin desteğiyle artık sonuna geldim, korseyi de sadece geceleri takmam yeterli oluyor. Şu anda fen lisesi 11. Sınıf öğrencisiyim ve doktor olmak istiyorum. Çağlar hocama da ‘bu korseyi çıkarıp bir gün karşınıza önlük giyip geleceğim’ dedim ve bunu başaracağıma inanıyorum.”
Skolyozda iki örnek kardeş: Elif ve Mine Bostan kardeşler!
2 kardeşe 2 farklı tedavi!
Halen 21 yaşında olan Elif Bostan’ın 14 yaşındayken deniz kenarında fark edilmiş skolyozu. Elif Bostan skolyozla tanışmasını ve başarıyla tamamlanan mücadelesini şöyle anlattı: “Yaz mevsiminde deniz kenarında mayo ile dolaşırken annem vücumda başlayan değişimi fark etti. Ancak bunu o dönemde aşırı kilo almama bağlamıştık. Zaten skolyozun adını bile ne ben ne de ailem duymuştu; hiçbir fikrimiz yoktu. Birkaç ay böyle geçti ama sonra vücudumdaki deformasyon gözle görülür hale gelince ailem beni Prof. Dr. Ahmet Alanay hocamıza gördü. Yapılan muayene ve tetkiklerin ardından 50 derecelik skolyozum olduğu anlaşıldı. Korse ve fizik tedavisi 40 derece ve üzerindeki skolyozda etkili olmadığı için Prof. Dr. Ahmet Alanay hocamız zaman kaybetmeden ameliyat olmam gerektiğini belirtti.” Ameliyatı duyunca çok kaygılandığını belirten Elif Bostan sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü benim için her şey belirsizlikti, üstelik ilk defa ameliyat olacaktım. Ahmet hocamız skolyozun ilerleyen dönemde hayat kaliteme zarar vereceğini, bu nedenle mutlaka ameliyat olmam gerektiğini açıkladı. Ameliyatın ardından çekeceğimi düşündüğüm acılar beni çok endişelendiriyordu. Ama düşündüğümün aksine ameliyat sonrasında her şey yolunda gidince, çok rahatladım.”
Ameliyat izlerimin göründüğü kıyafetleri giymeyi çok seviyorum!
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay’ın 6 saat süren başarılı bant yöntemi ameliyatının ardından Elif Bostan’ın skolyoz derecesi 15 dereceye kadar düşmüş. Ameliyattan beş ay sonra başlayan fizik tedavi programını da hiç aksatmadığını belirten Elif Bostan “Ameliyatın ardından arkadaşlarımdan da çok büyük destek gördüm. Kontrollerimi dört yıl düzenli olarak yaptırdım ve hiçbir sıkıntı yaşamadım. Skolyozun etkilediği hiçbir şey yok yaşantımda. Ayrıca ameliyat izlerimin göründüğü kıyafetleri giymeyi çok seviyorum, çünkü insanlara anlatacak öyküm oluyor. Şimdi en büyük hayalim iyi bir ressam olmak, bunun için üniversite sınavlarına hazırlanmaya devam ediyorum” diyor.
Kardeşimde de 8 yaşındayken skolyoz tespit edildi!
Elif’in ameliyatının ardından Prof. Dr. Ahmet Alanay, “Bir kardeşte skolyoz varsa, diğer kız kardeşte olması çok yüksek bir ihtimal” diyerek o dönem 8 yaşında olan kardeşi Mine’nin düzenli olarak takip edilmesi gerektiğini söylemiş. Bugün 14 yaşında olan Mine Bostan “Ablam skolyoz tedavisi görürken benim gözle görülür hiçbir belirtim yoktu ama Ahmet hocamız sadece temkinli olmak için beni düzenli olarak muayene etmeye başladı. 12 yaşımda skolyozum olduğu ortaya çıktı. Erken dönemde tespit edildiği için bana korse tedavisi uygulandı. Ama korse takmak çok zor olduğu için inat ediyordum. ‘Ablam ameliyat oldu, ben de olurum’ diyordum ama ailemin de ısrarları karşısında korse takmaya razı oldum. İki yıl korse taktım, fizik tedaviye gittim. Şimdi sağlık durumum gayet iyi, eğrilik ilerlemiyor, düzenli olarak kontrollerime gidiyorum” diye konuştu.