Anayasa Mahkemesi’nin “ihlal var” kararı tartışmasız bağlayıcı olmasına rağmen, geçtiğimiz salı günü TBMM’de TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği hukuksuz bir şekilde düşürüldü.
Olaya dair "Bu ülke çiftliğiniz değil" açıklamasında bulunan Türkiye Komünist Partisi (TKP), Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine karşı Kadıköy Rıhtım Meydanı'na çağrıda bulundu.
Bugün saat 20.00'de gerçekleştirilen eylemde, "AKP'den hesabı emekçiler soracak", "Boyun eğme memlekete sahip çık" ve "AKP'den hesabı emekçiler soracak" sloganları atıldı.
'Haziran Direnişi'ni unutturmaya çalıştıkları için bu kararı verdiler'
TKP Merkez Komite üyesi ve İstanbul İl Başkanı Senem Doruk, Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin, "Gezi Direnişi'nde giydiği hüküm, bu kararın asıl nedenidir" dedi. Doruk, sözlerine şöyle devam etti:
"Ve asıl neden şudur: İktidar, 10 yıl geçmesine rağmen Haziran Direnişi'nden delice korkmaktadır. Çünkü Gezi Direnişi'nde bu ülkenin milyonları 'Hükümet istifa' diyerek sokakları, meydanları doldurdular. İşte bu yüzden iktidar, o direnişten de, o direnişte sokağa çıkan halktan da korkmaktadır."
"Haziran Direnişi'ni, Haziran Direnişi'nde sokağa çıkan umudu ve gücü unutmaya, unutturmaya çalıştıkları için bu kararı vermişlerdir" diye Doruk, "Bu kararı verirken kuralları hiçe saydılar. Bizler bu kuralsızlığa karşı bugün bir araya geldik, sesimizi yükseltiyoruz. Bu hukuksuzluğu da, bu kuralsızlığı da tanımadığımızı ilan ediyoruz. O Meclis'te yapılacak tek şey mücadele etmektir. O Meclis'ten gericileri, tarikatçıları, patronları atana kadar, o Meclis'i halkın meclisi yapana kadar mücadelemiz sürecek" ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.
'Halkın vicdanında yok olup gidecekler'
Dersim Belediye Başkanı ve Kadıköy Belediye Başkan Adayı Fatih Mehmet Maçoğlu da eyleme katıldı. Eylemde konuşan Maçoğlu, "Bugün hukuksuz şekilde Can yoldaşımızı tutsak etmeye çalışanlara karşı buradayız" dedi.
Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesinin hak gaspı olduğunu vurgulayan Maçoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Biz biliyoruz, 100 yıldır bu topraklarda mücadele eden sosyalistler, komünistler var. Biz biliyoruz, haksızlığa karşı mücadele eden yoldaşlarımız var, Can da bunlardan biriydi. İyi bilsinler ki; iki gündür hak gaspı yapanlar, halkın vicdanında yok sayılıyorlar. İyi bilsinler ki; bu halkın seçtiklerini düşürenler, bu halkın gözünde ve vicdanında yok olacaklar. Bu, Hatay halkının seçimine müdahaledir.
Korkuyorlar, korkmaya da devam edecekler. Bu ülkede zalimlere ve zulüm edenlere karşı halkın iradesi kazanacak. Biz kazanacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, kaçacakları hiçbir yer kalmadı. Bu topraklarda ezilenler ve emekçiler omuz omuza geliyor. Önümüzdeki süreçte her biri iyi bilsin ki, yaptıklarıyla karşı karşıya kalacak ve halkın vicdanında yok olup gidecekler."
'Cezalandırılan Can Atalay değil, halktır'
"Fakülte arkadaşım, meslektaşım, dostum Can Atalay için orada olacağım" açıklamasında bulunan TKP Kartal Belediye Başkanı Adayı Gökmen Dumlu da eylemde konuşma gerçekleştirdi.
"Cezalandırılan Can Atalay değil, halktır. Biz halk olarak, onun dostları olarak, onun yoldaşları olarak onunla dayanışma içindeyiz" diyen Dumlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Can Atalay hiçbir zaman yalnız değil, Hatay halkı hiçbir zaman yalnız değil. Can bugüne kadar birçok toplumsal davada onuruyla, namusuyla savunuculuk yaptı. Halkın avukatıydı, halkın avukatları yalnız değil. Can ceza aldığı gün 'Zulme karşı boyun eğmeyeceğiz' demişti. Buradan tekrarlıyorum. Can Atalay yalnız değildir."
'12 Mart ve 12 Eylül'den farksızdır'
Eylemde konuşan bir diğer isim ise sanatçı Orhan Aydın oldu.
"Tek ağızdan çıkan emirle yürütülen davalar, verilen kararlar, Meclis'te okutulan fezlekeler 12 Mart ve 12 Eylül'den farksızdır" vurgusunda bulunan Aydın'ın konuşması şöyle:
"Bu düzen çürüdü, artık yenisine ihtiyaç var. Eşit, bağımsız, sosyalist bir cumhuriyete ihtiyaç var. Ben 12 Mart ve 12 Eylül faşizmini yaşayan bir arkadaşınızım. O dönemde de parlamento işlevsiz hale getirildi, mahkemeler işlevsiz hale getirildi. Bilfiil sıkı yönetim mahkemeleri ve askeri mahkemeler devreye girdi. Bugün yaşananların, bunlardan hiçbir farkı yoktur. Tek ağızdan çıkan emirle yürütülen davalar, verilen kararlar, Meclis'te okutulan fezlekeler 12 Mart ve 12 Eylül'den farksızdır.
Can Atalay bizim kardeşimiz, dostumuz, yoldaşımızdır. Can Atalay bir Gezi direnişçisidir. Korku esas olarak budur. AKP-MHP faşizmi Haziran Direnişi'nden korktuğu için Can Atalay için yazdıkları o düzmece fezlekeyi parlamentoda okuttular. Bunu reddediyoruz. Meydanları doldurup, yan yana gelip, onurlarımızı birleştirme vaktidir. Can Atalay'a özgürlük, yaşasın Haziran Direnişi."