Türkiye Komünist Partisi her gün değişen etiketler ve her türden ürüne gelen yeni zamlarla ilgili bir açıklama yayınladı. İhracat ve üretim rekorları kıran, kasalarını her geçen gün daha da dolduran şirketlere vurgu yapılan açıklamada "Halkımız hiç bu kadar ezilmemiş, zenginler, patronlar hiç bu kadar kazanmamıştı." ifadeleri yer alıyor.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Türkiye, her gün yeni bir zam haberiyle uyanıyor.
Temel gıda maddelerinden dayanıklı tüketim mallarına, barınmadan ulaşıma her şeyin fiyatı sürekli artıyor. Hem de her gün.
Her şey ateş pahası. Böyle bir hayat pahalılığı daha önce hiç görülmedi.
Zenginin daha zenginleştiği, kalanların kredi kartlarını sırayla döndürmeye çalışarak yaşadığı bir ülke haline getirdiler memleketi.
Memuru mutsuz, emeklisi perişan. İşçisi borç, işsizi sefalet içinde.
İktidar cephesinden duyulan tek söz ise “Sıkın dişinizi!”.
Erdoğan yaptığı konuşmalarda, en temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlanan milyonlarca emekçiye “tasarruflu olun” diye buyuruyor.
Sesi soluğu çıkmıyor diye yıktılar bütün faturayı halkın üzerine.
Daha fazlasının da yolda olduğunu saklamıyorlar. Yeni vergiler ve zamlar kapıda.
Döviz kurunu dengeleme, faizi makul düzeye getirme diye uyguladıkları sözde yeni ekonomi politikasının sonucu bu acı reçete işte.
Peki kim bu hayat pahalılığının sorumlusu?
Enflasyon fırladığında, döviz arttığında, faiz yükseldiğinde kimlerin kasası doluyorsa bu acı reçeteden de onlar sorumlu.
Onlar bir avuç zengin, şirketler sahibi patron ve aileleridir.
İhracat ve üretim rekorları kırıyorlar. Şirket kasalarını doldurdukça dolduruyorlar.
Hem ülkemizi hem emekçileri sömürüyorlar. Halkımız hiç bu kadar ezilmemiş, zenginler, patronlar hiç bu kadar kazanmamıştı.
Onlar servetlerine servet katsınlar diye tüm bu zorluklara katlanması isteniyor halkımızdan.
Halkın ihtiyaçları mı, zenginin serveti mi?
İktidarın önceliği hangisi?
Seçimden sonra göreve getirilen yeni ekonomi yönetimine bakınca bu sorunun yanıtı daha açık hale geliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın başındaki bu ekonomi ekibi adı konmamış bir IMF programı uyguluyor.
İkisi de tescilli Amerikancıdır.
İkisi de uluslararası finans tekellerinin hizmetinde çalışan profesyonellerdir.
Bu ekip, Batının alkışladığı, ABD’nin onay verdiği, Arap sermayesinin dahil olduğu bir yağma programına imza atıyor.
Ülkeye yatırım çekeceğiz diyorlar. Yatırım dedikleri, artık sata sata elde avuçta kalan son devlet işletmelerini yerli ve yabancı parababalarına satmaktır. Üstelik bu işletmeler yüksek kârlı, devlet bütçesine üst seviyede katkı veren Türkiye Varlık Fonu içindeki işletmelerdir.
Türkiye Komünist Partisi, bu yağmanın, işbirlikçiliğin, Amerikancılığın karşısında durmaya devam edecek.
Patronların ve emperyalist merkezlerin hizmetinde olan ekonomi yönetiminin ensesinde olacağız. Halka ihanetinizin hesabını sormak için ne gerekiyorsa yapacağız.
Emekçilerin yaşam koşullarını hedef alan, halka ait ülke kaynaklarına dönük yağma planlarınıza karşı eşitlikçi, devletçi ve bağımsızlıkçı politikalar için mücadelemizi büyüteceğiz.