Atilla ÇİLİNGİR editör kısıtlı


10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE -114-

10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE -114-


1980'Lİ YILLAR

...dünden devam

İşte bu görüşün oluşmasında Rum tarafının yapmış olduğu propaganda da çok etkin olmuştu. Ne yazık ki, İngiltere'ye karşı olan eski hayranlık, yine devam ediyordu! Bunun en önemli nedeni adanın İngiltere'nin eski müstemlekesi olması, ada halkının çoğunluğunun İngiliz pasaportu taşıması, pek çok Kıbrıs Türk'ünün yakın akrabasının İngiltere'de yaşıyor olmasıydı. Aslında bundan daha doğal hiçbir şey olamazdı. Ama şu anda yaşadıkları K.K.T.C'nin, kuruluşu öncesinde ve vatan topraklarının kazanımı için kendi evlatlarını seve, seve feda eden Anadolu'nun yiğit insanları da böylesine haksız bir muameleyi hiç hak etmiyorlardı. K.K.T.C'de öğretmenlik yaptığım 2 yıl süresince, öğrencilerimle her konuda özgürce münazaralara giriştim. Bilgimin yettiği, dilimin döndüğü kadar, yaşadığım, bildiğim olaylara da değinerek, yakın tarihimizde yaşanan gerçekleri onlara anlatmayı bir görev bildim.
4- 1974 Harekâtının hemen bitiminden sonra, biz askerlerden, Türki-ye'den adaya gelip de yerleşen Türkiyelilerden ve adanın kuzeyine ülkemizden turist olarak giden vatandaşlarımızdan da kaynaklanan olumsuz ve kötü davranışlar olmuştu!
Savaşın içinde ve hemen sonrasında Kıbrıs Türk'ü kurtarıcısı olarak gördükleri Türk askerini ve komutanlarını bağrına basmış, yeri gelmiş onları evinde misafir, aşına ortak etmişti. Aslında bundan daha doğal bir şey de olamazdı.  Ama o dönemde yaşanan birkaç kötü olay, maalesef kendini bilmez birkaç haysiyetsiz; gösterilen bu iyi niyeti, insani yaklaşımı suiistimal etmiş, o ailenin kadınına, kızına kötü gözlerle bakmışlar ve hatta tasallutta bulunmuşlardı!
Kıbrıs Türk'ü adada iç, içe yaşadığı Rumlar ve İngilizler döneminden kalma alışkanlıklara ve yaşam standartlarına sahipti. Sivil halkın özellikle Kıbrıs Türk kadının giyim ve kuşam tarzı, onların yaşam içindeki Avrupai ve serbest davranışları; ne yazık ki, bazılarımızca yanlış anlaşılmış, o insanların hoşgörü sınırlarını zorlayan böylesi davranışlar oldukça yadırganmıştı. Ada küçük bir yerdi, asker tarafından gelen böylesi bir olumsuz tavır bine, bin katılarak tüm adaya yayılıyordu. O nedenle o günlerde yaşanan ve asla kabul edilemeyecek birkaç olay; sivil halk üzerindeki olumlu izlenimimizi, olumsuza çevirebiliyordu! Gerçi bu olayların suçluları, derhal tespit edilmiş ve askeri mahkemelerde yargılanarak hak ettikleri cezalara çarptırılmışlardı. Ama ne yazık ki, o dönemde Kıbrıs Türk Halkının gözünde bir kahramanlık anıtı olan 'Türk askeri' kavramı, büyük yara almıştı. Hele, hele harekâttan sonra bazı yağmalama olaylarına katıldığı saptanan askeri personelin varlığının duyulması da bu görüntüyü aşındıran en önemli nedenlerden birisi olmuştu.
Bir zamanlar, oturduğu evin, kullandığı arabanın kapılarını kilitlemeyen Kıbrıs Türkü; artık evine ve arabasına çifte kilit vurur olmuştu!
5- Yine harekâttan sonra terhis olup da, adaya yerleşerek (1974 harekâtından sonra çıkarılan bir yasa ile 1974 Kıbrıs Savaşlarına katılıp da K.K.T.C'ne yerleşmek isteyen, K.T.B.K'lerine mensup personele, adaya yerleşme hakkı tanınıyor; arazi, ev, araba, tarımsal araç ve teçhizat ücretsiz olarak verilebiliyordu…) Kıbrıs Türk kızları, hanımları ile evlenip, adada yeni bir hayata başlayan askerlerimizin içinden bazılarının Türkiye'de evli olduklarının ortaya çıkması tam bir skandal yaratmıştı. Mevcut yasal düzenlemeyle adanın kuzeyinde mal mülk sahibi olan bu insanlarımız içinden bazılarının böylesine bir tercihte bulunmaları, halk arasında da farklı, farklı yorumlanmıştı! Özellikle Güney Kıbrıs'tan kuzeye göç ederken malını, mülküne Rum tarafında bırakanlar, bu hassas konunun yakın takipçisi olmuşlar, K.T.B.K'den ayrılıp da adaya yerleşme hakkına sahip olanların; mal ve mülk edinmelerini ön gören yasanın iptali için anayasa mahkemesine dahi başvurmuşlardı.
6- 1974 Kıbrıs Harekâtı, Kıbrıs Türk Halkının içerisinde bazı savaş zenginleri de yaratmıştı! Ama bu durum; özellikle 1963 hadiselerinde güneyde, Rum kesimindeki büyük mal varlıklarını oralarda bırakmış, sadece canlarını kurtarabilmek amacıyla kuzeye, emniyetli Türk bölgelerine gelebilmiş göçmenler arasında büyük bir huzursuzluk yaratmıştı. Çünkü savaş zenginleri her türlü olanağa sahip olmuş; mal varlıklarına yeni varlıklar eklerken; güneyli göçmenler eş değer mal yasası çerçevesinde dahi güneyde bırakmış oldukları mal varlıklarının eşdeğerine kavuşamıyorlardı! Ne var ki, bu durumun bile müsebbibi adadaki Türk Silahlı Kuvvetleri görülüyordu. Zaten Rumlar da bu konuyla ilgili yeterince propaganda yapmış ve bir hayli de başarılı olmuşlardı! Onlara göre, adanın en güzel yerleri Türk ordusunun işgali altındaydı! Onun için de 11 yıl sonra geldiğim adanın Türk kesimindeki duvarlara, 'faşist ordu dışarı' diye yazılmamış mıydı?
...devam edecek