Atilla ÇİLİNGİR editör kısıtlı


10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (117)

10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (117)



Dünden devam...

Artık Rum'un yanında 2'nci sınıf vatandaş muamelesi görerek değil, kendi kurduğu iş yerinde çalışarak elde ettiği kazancını, ekmeğini yiyebiliyordu. Bundan daha güzel bir yaşam tarzı olabilir miydi? Zaten yıllarca çekilen acılara karşı gösterilen sabır ve direnç, bu güzel günlere ulaşabilmek için değil miydi? Bunun için çok çalışmak, birlik ve beraberlik içinde bu genç Türk Cumhuriyetini daha güzel bir geleceğe taşımak ve bu devleti sonsuza kadar yaşatmak, en önde gelen görevleriydi…

Kıbrıs Türk Halkı, 1974 harekâtına kadar vermiş olduğu özgürlük mücadelesini kazandıktan sonra; kurmuş olduğu devletin hızla gelişebilmesi amacıyla var güçleriyle çalışıyorlardı. Gerçekten de son yıllarda, her ailenin yaşam düzeyinde gözle görülür bir iyileşme vardı. Türkiye'nin dışında resmen tanıyan bir ülke olmamasına rağmen K.K.T.C'nin ekonomisi kendi ayakları üzerinde durmaya başlamıştı.

Her ne kadar anavatan Türkiye'nin, K.K.T.C ekonomisine büyük ölçüde desteği oluyorsa da, ada Türkünün bunun bilincinde olarak çalışma azmi, üretme gayreti ve ürettiğini satabilmek adına gösterilen üstün çabalar, her türlü takdirin üzerindeydi.

1974'ten hemen sonra, kısa bir süreliğine yaşanan düzen boşluğu olduysa da; adanın sanayi bölgesini ele geçiren ve burada aylarca K.T.B.K komutanlığı adına görev yapan bir komutan olarak; o dönemde Kıbrıs Türk yönetiminin çalışmalarını yakından izlemiş olmam nedeniyle biliyorum ki, bu bölgede ele geçirdiğimiz 83 adet fabrika, atölye ve işyerini faaliyete geçirebilmek için gösterdikleri çabaları ifade etmeliyim.

11 yıl önce o fabrikaların çalıştırılabilmesi için kalifiye eleman bulunamaması nedeniyle göz göre, göre heba olan o büyük milli serveti korumak için bir avuç teknisyenin gösterdiği insanüstü gayreti; takdir, şükran ve minnet duygularıyla anmak isterim. O günlerin savaş şartlarına rağmen, kısa bir süre içinde 'Sanayi Holding Fabrikaları' yeniden çalıştırılmıştı…

Bu arada adada görevli Türk Silahlı Kuvvetleri personeli, çarşıda yapmış olduğu alış verişler sayesinde Kıbrıs Türk Ekonomisine büyük katkılarda bulunuyordu. K.K.T.C' de mevcut esnafın en önemli gelir kaynağı, adada görevli Mehmetçik ve onların adaya gelen ziyaretçileriydi.

Ayrıca Türkiye'den adaya turistik amaçla gelen vatandaşlarımızın, K.K.T.C' deki dükkânlardan almış oldukları gümrüğe tabi, ya da gümrüksüz hediyelik eşyaların alış verişi de; Kıbrıs Türk esnafının çarşıdaki en önemli kazançlarının başında geliyordu. Ama böylesine canlı bir alışverişin yaşandığı çarşı, pazarda; yıllar öncesinin sıcak ve samimi diyalogları, daha önce açıkladığım nedenlerden dolayı ne yazık ki yaşanmıyordu!

Böylesine bir yaşam gerçeği, 1974 yılı harekâtına, Kıbrıs Türk Halkı ve Mücahitleriyle omuz, omuza savaşan; savaştan hemen sonra, Kıbrıs Türk Halkının bizlere gösterdiği o sımsıcacık yaklaşımlarını bilip de ama bu günlerde göremeyen, benim gibi adaya ikinci kez görevli olarak gelenleri de, ziyadesiyle üzüyordu.

Adanın o çileli ve acılı dönemini yaşamayan, bilmeyen, kulaktan dolma olayları yorumlayıp, sonradan görmeler gibi hareket eden iki farlı toplum oluşmuş; o eski günlerin güzellikleri, gönül ve kader beraberlikleri unutulmuş, ne yazık ki eski çamlar bardak olmuştu! Yaşanan bu gerçek, kısa sürede kıskançlık, dedikodu, aşırı ve haksız kazanç hırsıyla karışık, acayip bir alışveriş ortamı doğurmuştu!

Bu arada 1974 yılından hemen sonra başlayan ve adına 'valiz ticareti' denen, Türkiye'de o dönemde bulunmayan pek çok mutfak malzemesi ve elektronik eşyadan oluşan alışveriş modeli, aradan geçen 11 yıl sonra eski cazibesini yitirmişti! Çünkü artık Türkiye'de adada olan her şey fazlasıyla bulunabiliyordu. Onun için de, adanın kuzeyinde yıllardır çarşıya canlılık veren valiz ticareti alış verişi eski cazibesini yitirmişti.

Devamı yarın...