Mustafa BALBAY admin


Artık bir emekli (E) kuşağı var!

Artık bir emekli (E) kuşağı var!


Önceki günkü büyük emekli mitingi uzun süredir tartışılmakta olan emekliler hareketinin ete kemiğe büründüğünü gösteriyordu. Cumartesi günü İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Eskişehir, Tarsus, Burhaniye ve Fatsa’da mitingler yapıp “Temmuzda düş kırıklığına uğramak istemiyoruz” diyen emekliler pazar günü de Tandoğan’da, “Biz bir kuşağız, E kuşağıyız. Emekli olduk ama mücadeleden emekli olmadık” dediler.

Öğle saatlerinde gittiğimiz Tandoğan alanı çoktan dolmuştu. Alana giden tüm yollarda hareketlilik vardı. Anadolu kentlerinden gelenlerin çoğu belli ki sabaha kadar yolculuk yapmış, önce Anıtkabir’e uğrayıp oradan alana geçtiler.

Miting alanına girerken Adana’dan gelen ak saçlı gençlerden biri, “Balbay sana göre bir espri buldum” dedi, devam etti:

 

 

 

“Emekliyi de uyutsunlar. Kesin çözüm.”

***

Miting alanı dev bir mesaj kutusu gibiydi. Emekliler kendi dertleri için, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısı ile Tandoğan’a gelmişlerdi ama Türkiye’nin genel sorunlarını da dert edinmişlerdi. Çocuklarının, torunlarının yaşadıklarını dile getiren pankartlar da dikkat çekiciydi. Yıllardır hapiste tutulan askeri öğrencilerden atanamayan öğretmenlere kadar genç kuşakların sorunları da büyük emekli mitinginin gündemindeydi.

İki gencin, “Dedemizin vekâletiyle geldik” pankartına takıldık. Dede hastanedeymiş, “Bugün beni ziyarete gelmeyin, mitinge gidin” demiş!

31 Mart seçimlerinin sonuçları da Tandoğan’a vuruyordu. Bir emekli, “Ben Kilisliyim” diye başladı söze. Daha önce birkaç kez gittiğimiz için, “Neresinde oturuyorsunuz” diye sorduk. İstanbul’a taşınmış ama seçimi kazanmanın gururuyla artık Kilisli olduğunu söylüyormuş. Az sonra da Kütahya’dan geldiğini haykıran bir emekli ile selamlaştık.

“Yerel seçimde sarı kart gösterdik, devamı gelecek” sözünü birkaç yerde duyduk. Bunun arkası erken seçim. Özel’in de konuşmasında, “İlk seçim vaadim” diye emeklilerin haklarını sıralaması önümüzdeki günlerde seçim sözünün daha sık duyulabileceğini gösteriyor.

“Şehrimizde sığınmacı istemiyoruz” duyduğumuz bir başka söylemdi. Derinlerde büyüyen bu konunun görünenden daha ciddi sorunlara gebe olduğunu daha önce de dile getirmiştik.

Toplumsal kesimler sayıları kadar değil, sesleri kadar vardır. Emekliler seslerini toplu halde yükseltmenin de ayırdına vardılar.

Tandoğan yaş oranı ve heyecan oranı hayli yüksek bir pazar günü yaşadı.

***

İktidar, en düşük maaşın 10 bin lira olmasından başlayarak üst üste yığılan emeklilerin sorunlarını.

Artık görmezden gelemez.

Artık öteleyemez.

Artık bütçe bu kadar diye geçiştiremez.

Artık önümüzdeki bahara diyemez.

Artık size verirsek yatırım olmaz gibi gerekçelerle örtemez.

Siyaset özünde bütçenin paylaşımıdır. İktidar bu paylaşımı betondan, önemli bölümü üretime dönük olmayan ihalelerden, dönem zengini yaratmaktan, arka bahçe üretmekten yana kullandı.

Sonuçta emekliye damlayan kaldı.

Bir emekliye karşı 1-1.5 çalışanın düşmesi elbette zorlu bir durum. İdeal olan 1 emekliye 4 çalışanın düşmesi. Ancak burada da ana sorumlu iktidar. Kayıt dışı ekonomiye yol verirseniz kayıt altındakini de sıktıkça sıkarsanız geleceğiniz nokta bu olur.

Dipten gelen dalga iktidarın, “Daha dört yılım var” rahatlığını bozacak!