Öteden beri Türkiye’de bütün siyasi iktidarlar, asgari ücreti popülizmin bir aracı olarak kullandı. Üniversite yıllarımdan biliyorum, çalışma bakanlığı sürekli çalışma ekonomisi bölümünden, asgari ücret tespiti için öğretim üyesi isterdi.
Şimdi de asgari ücret masası var ve fakat bugüne kadar asgari ücreti masa açıklamadı.
Asgari ücret tespitinde hülle var.
Türk-iş başkanı asgari ücretin yüzde 45 Enflasyon artı refah payı olarak 29 bin 583 lira olması gerektiğini açıkladı.
Asgari ücret tespitinde, enflasyon olarak her zaman TÜİK enflasyonu baz alınıyor. Gerçekte ise TÜİK verilerine güven duyulmuyor.
İTO geçinme endeksi ile karşılaştırırsak son beş yılda, TÜFE endeksi yüzde 607,7 oldu. İT0 geçinme endeksi 799,0 oldu.
2019 Kasım ayını temel ay 100 olarak alırsak, Kasım 2024’te 5 yılda;
Bir önceki beş yılda, 2015 başından 2019 sonuna kadar olan beş yılda;
Eğer son beş yılda asgari ücret artışı İTO enflasyonuna göre yapılsaydı, 17 bin lira değil, 23 bin 351 lira olacaktı.
Asgari ücret masası kaldırılmalı, üniversitelerin sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin katılacağı tarafsız bir kurum oluşturulmalı, bu kurum; Geçinme endeksi hazırlamalı, Asgari sosyal yaşam maliyeti hazırlamalı, artışlar bu endekslere göre otomatik yapılmalıdır.
Düşük asgari ücret emek verimliliğini düşürdü.
Aç ayı oynamaz diye bir ata sözümüz var. Düşük ücret alanlar geçim derdine düşer. Ek işler yapmaya başlar. İster istemez verimlilikleri düşer. İşverenlerin ve devletin mal ve hizmet üretme kapasitesi düşer. Yani kıstıkları ücretten daha fazla maliyete katlanmış olurlar.
Düşük asgari ücret gelir dağılımını bozdu.
TÜİK Türkiye gelir dağılımı ölçütleri olarak; Gini Katsayısı ve yüzde paylar analizini kullanıyor.
Gini Katsayısı; Gini katsayısı 0 ile 1 arasında bir değerdir. Sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça ise gelir dağılımında bozulmayı gösteriyor.
TÜİK verilerine göre; 2005 yılında Gini katsayısı 0,380 idi. Bu katsayı giderek büyüdü ve 2022 yılında 0,487 oldu. Bu demektir ki AKP iktidarı döneminde gelir dağılımı aşırı bozuldu.
Yüzde paylara göre; 2014-2022 yılları arasında halkın en düşük geliri alan ilk yüzde 20’sinin, toplam gelirden aldığı pay, yüzde 6,2’den yüzde 6’ya gerilemiş; buna mukabil en yüksek geliri alan beşinci yüzde 20’sinin payı ise yüzde 45,9’dan yüzde 48,0 yükselmiştir.
Gelir dağılımında bozulma, ekonomik ve sosyal istikrarı bozar.
Gelir dağılımında bozulma, orta ve uzun vadede toplam talebi düşürür. Büyüme düşer.
Türkiye şartlarında, eğitime erişmeyi engeller. Fırsat eşitsizliği, eğitimde etkinliği ve emek verimliliğini düşürür. Toplumda sosyal mobiliteyi engeller ve kastlaşma olur.
Talep yapısını bozar, ikili piyasa yapısı oluşur.
Zengin – fakir farkı arttıkça toplumsal kutuplaşma artar.
Kötü niyetli siyasiler elinde olursa, biat kültürü oluşur.
Sendikasızlaşma politikası irrasyonel bir politikadır.
2003 yılında işçilerin yüzde 57,9’u sendikalı idi. 202’de bu oran yüzde 14,5’e geriledi. Sendikasız işçi hakkını alamaz.
Ak parti dolaylı olarak grevleri engelledi.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre ertelenen grevler 60 günlük erteleme süresi sonunda yeniden başlatılamıyor. Taraflar erteleme süresi içinde anlaşamazlarsa uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulu (YHK) tarafından çözülüyor. Bu nedenle grev ertelemesi fiilen grev yasağı anlamına geliyor.
Reel Ücretlerin düşmesi ve gelir dağılımındaki bozulma, Ak parti iktidarında gerçekleşti. Düzeltmesini bekleyemeyiz. Umutlarımız bir başka bahara kaldı.