Mustafa BALBAY admin


Bahardan sonra...

Bahardan sonra...


2 Haziran’da yenilenen ilçe-belde seçimleri 31 Mart sürecinin devam ettiğini gösteriyor. Başlıca merak edilen Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesiydi. CHP seçimi bu kez tartışma götürmeyecek biçimde kazandı.

CHP açısından bahar devam ediyor... Doğadan gidersek bahardan sonra beklenen bereketli bir yazdır. Ağaçların baharda çiçeğe duran dalları devamında meyveye durur.

31 Mart’ın üzerinden iki ay geçti. Bu zaman diliminde siyasetin yeniden şekilleneceği de ortaya çıktı.

 

 

 

CHP açısından bakarsak ana hedefin iktidar olduğu yeni bir yapılanma var... Genel Başkan Özgür Özel’le görüşmemizi pazar günü paylaştık. Genel siyaset için önerdiği “normalleşme”nin CHP için de geçerli olduğunu vurguladıktan sonra atılacak adımları saydı. Çağın bütün gereklerini CHP’nin iç işleyişine taşımak diye özetleyebileceğimiz bu adımları köklü partilerde uygulamak hayli zordur. Ancak önseçim zor değildir. CHP’nin kültürüne de uygundur!

***

Önümüzdeki genel seçimlere giden yolun üç çatallı olduğunu yeri geldikçe vurgulayıp hangi olasılığın öne çıktığını gerçekçi biçimde paylaşacağız.

Birinci yol; CHP’nin bahardan sonra meyveye durması, topluma iktidar olma gücünü göstermesi. CHP’deki değişim, “Bu parti Türkiye’yi de değiştirebilir mi” sorusunu sordurdu. Bu sorunun diri kalması, CHP’nin sürekli yanıtlar üretmesi gerekli.

İkinci yol; Erdoğan’ın AKP’yi allayıp pullaması, “Biz o kadar çok, o kadar güzel değiştik ki bildiğiniz gibi değil” şarkısını halkın diline sokması ve iktidarını sürdürmesi. Bu olasılığı dile getirdiğimizde AKP’nin Kızılcahamam toplantıları yapılmamıştı. Geçen hafta sonu Erdoğan liderliğinde ve tek belirleyiciliğinde yapılan değerlendirme toplantısında bunun izleri vardı. Erdoğan “Aklınızı kendinize saklayın”dan, “ortak akıl”a gelmiş. Kızılcahamam’ın sloganı buydu:

Türkiye’nin ortak aklı!

Türkiye’nin haline bakınca sormadan edemiyoruz:

Bugüne kadar aklınız neredeydi?

Üçüncü yol; yeni bir arayışın öne çıkması. Bu yol şimdilik görünmüyor. 31 Mart sürecini Meral Akşener’in en yakını olarak yaşayan Müsavat Dervişoğlu’nun demeçlerinden eskimeyen sağ siyasetçilerin arayışlarına kadar bu tarafta yol üretecek esinti yok.

***

Eğer bir parti için Anadolu’da, “Bunlar iktidara geliyor” havası oluşursa, o parti gelir. Kimse engelleyemez. Bunun tersi de yaşanmıştır. İktidardaki bir parti için, “bunlar gidici” havası yerleşmeye başlarsa o partiyi kimse iktidarda tutamaz.

Birinci örnek CHP’ye yakın duruyor.

İkinci örnek AKP’ye...

CHP’nin bahardan sonra bereket havası estirmesi pek çok etmenin bir araya gelmesiyle oluşabilir. Başlıca önemli etmen belediyeler. Özgür Özel bunun ayırdında. Türkiye Belediyeler Birliği yönetiminin sorunsuz çözülmesi, önde gelen tüm başkanlara yeni sorumluluklar verilmesi gelecek açısından umut yüklü.

İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) benzerinin Ege ve Akdeniz’de de kurulması, tüm belediyelerle iletişimin bilgi ve hedef alışverişini içermesi sonuçları olacak adımlar.

Öteki konu iç bütünlük... 4-5 Kasım kurultayı sonrasında sormuştuk:

Kemal Kılıçdaroğlu bir “bilen” mi, bir “bölen” mi bir “bilenen” mi olacak?

Bu yazıdan sonraki görüşmemizde “Beni bunlarla tanımlamayın” demişti. Ancak son değerlendirmeleri şuraya oturuyor:

- Kemal Bey bir “belirleyen” olmak istiyor!

Bu ayrı bir yazı konusu ama Kemal Bey’in bahardan sonra bereket isteyeceğinden eminiz!