Mustafa BALBAY admin


Biden’la Trump arasında...

Biden’la Trump arasında...


ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerine kan bulaşmasının ardından sürecin seyri değişti. 

 

 

 

ABD’nin 60. başkanı kim olacak?

İsimler üzerinde kelime oyununu çok mecbur kalmayınca yapmamak gerekir. Burada şunu söylemeden yapamayacağız:

Tutum, davranış ve sözleriyle baygın duran Biden mı?

Göçmen konusundan dünya dengelerine her alandaki görüşlerinde kramplar hissettiren Trump mı?

Dünya pek çok alanda çölleşiyor. Önemli bir çölleşme de devlet adamı kalitesinde!

Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya öncelikle ülkesinde, devamında dünyada tartışmasız kabul gören, saygınlık uyandıran lider yok. Böyle bir lider en son İsveç Başbakanı Olof Palme idi. 1986’da öldürülen Palme, silahlanmaya karşı etkili mücadele eden son devlet adamıydı. Böyle bir liderin sonu silahla öldürülmek oldu!

***

ABD seçimleri dünya siyasetini de etkilediği için ister istemez bütün ülkelerin gündeminde oluyor. Tek başlarına karar verici olamasalar da başkan adaylarının vaatleri ekonomiden dünya barışına kadar pek çok alanda değişikliklere neden oluyor.

Bizim bölgemiz de dahil olmak üzere Biden’la Trump’ın uluslararası sıcak konulara bakışı farklı. Ancak hemen şunu da vurgulayalım; Obama’dan Bush’a önceki başkanlar seçim öncesinde çizdikleri dünya politikalarını uygulayamadılar. Hep söylenegelen ABD derin devleti yeni başkanları kendi siyaseti doğrultusunda yeniden şekillendirdi.

 

 

 

Ancak Trump’ın bu şekillendirmeye pek müsait olmadığı genel kanı. 2020’deki seçimlerde kazanmaması için her şey yapıldı. Trump da kazanmak için Beyaz Saray’ı basmak dahil her şeyi yaptı. ABD 2020’de öteki ülkelerde uygulanmasına önayak olduklarını kendisi yaşadı.

2024 seçimlerine giden yolda Trump’ın adaylığının önüne konan yargı kararlarının da kâr etmeyeceği ortaya çıkmıştı ki...

Suikast patladı!

Kurşunun kulağının ucuna isabet etmesine ilişkin çok yorum yapıldı ama sonuçta saldırının tam bir suikast girişimi olduğu kesin. Haberi ilk aldığımızda şu yorumu yapmıştık:

Suikastçı ya çok usta ya çok acemi!

ABD’nin dünyanın dört bir yanında 800 kadar üssü, 350 bin askeri var. Taşeron kullandıkları bunun dışında. ABD ekonomisinin ilk iki maddesi silah sanayi ve petrol. 

Seçim sloganı “Amerika’yı yeniden büyük yap” olan Trump’ın ABD’yi daha çok kendi içine çekmeye yönelik politikaları Ameri-kan derin devletini derinden sarstığı kesin. 

***

Önce sömürgecilik, devamında emperyalizm politikalarıyla dünya egemenliği kuran devletler sıralaması yapıldığında 15. yüzyıldan itibaren her yüzyıl sırasıyla; Portekiz, İspanya, Hollanda, Fransa ve İngiltere’nin oldu. İngiltere’nin 19. yüzyılda dünyanın bütün kıtalarındaki egemenliği, “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak tanım buldu. 

 

 

 

20. yüzyıl ise ABD’nin oldu. 

ABD, 21. yüzyılı da şu projeyle karşıladı:

New American Centry (Yeni Amerikan Yüzyılı)!

Başta bizim çevremiz olmak üzere dünyayı kana bulayan bu projenin hayata geçmesi için her şeyi yapmaya kararlı görünen Amerikan derin devleti, Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında renk farkı istemiyor sadece ton farkına izin veriyor. 

ABD kendi içinde ve dünyada rıza üretecek bir hedef-düzen kuramadı. 

Yeni bir dünya düzeni kurabilecek başka bir lider ülke-ülkeler çıkmadı. Bu yönde fikirler üretilemedi. 

İşte ikilem:

Baydın mı kramp mı?