Konuk YAZAR


Cumhur İttifakı Öcalan'a uzun ömür diliyor...

Cumhur İttifakı Öcalan'a uzun ömür diliyor...


 

 

1. Çözüm Süreci'nde terörist başı Öcalan avukatları ile 31.12.2010 tarihinde yaptığı görüşmesinde, "Benim burada ölümüm sonsuz bir savaş nedeni olur, sonsuz bir savaşı başlatır. Yarın öbür gün deprem bile olsa ve ben burada ölürsem bu yine savaş nedeni sayılacaktır. Ya da burada birisi bana saldırırsa bu bir savaş nedeni sayılacaktır. Ya da ben normal bir hastalıktan da ölsem bu bir komplo sayılacaktır, PKK bunu böyle algılayacaktır" diyordu.

 

İmralı'da Öcalan tam 24 yıldır, hiç aralıksız her ama her gün düzenli ve sürekli olarak doktor muayenesinden geçiriliyor, yine düzenli ve sürekli olarak kan ve idrar tahlilleri yapılıyor, BT'sinden MR'ına kadar muayenesi eksiksiz yapılıyor.

 

Öcalan, AK Parti Hükûmeti açısından taşıdığı önemi çok iyi bildiği için, daha önce aleniyet kazanan görüşme notlarında avukatlarına, 'Devlet'in bizzat kendisi üzerinden sürecin yürütülmesinin daha pratik ve hızlı sonuç alıcı olduğunu' önemle ifade ediyor ve 'Kürt sorununun çözümünde Devletin, kendisinin rolünün farkına vardığını' belirtiyordu.

 

Öyle ki, Öcalan, kendisiyle görüşen PKK heyetine; İmralı'da görüştüğü devlet yetkililerinin de "sen aradan çekilirsen olmaz, bu iş yürümez" dediklerini üstüne basarak belirtiyor ve 'çekilmemi istemiyorlar' diyordu.

 

24 yıldır hapis yatan 75 yaşındaki Öcalan'ın, bir süre önce, 'Buradan tabutla çıkmak istemiyorum' dediği de kamuoyuna yansıdı.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, her kesimi şaşkınlığa uğratarak partisinin grup toplantısında; “Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı'dan DEM'e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın" ifadelerini kullanarak başlattığı çözüm sürecinde, iktidar bugüne kadar ısrarla, Kandil'i, DEM'i ve Demirtaş'ı dışlayarak tek muhatap olarak öncelikle ve özellikle yalnızca Öcalan'ı alacağını belli etti.

 

Nitekim geçtiğimiz çarşamba günü Erdoğan, AK Parti'nin TBMM grup toplantısında "yeni çözüm süreci" ile ilgili kamuoyundaki gelişmelere yönelik açıklamalarda bulunurken, üzerine basarak "Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da," dedi ve Kandil'in asla muhatap alınmayacağını açıklığa kavuşturdu.

 

Ama 1. Çözüm Sürecinde, KCK eş başkanı Cemil Bayık, 30 Kasım 2015’te BBC'ye verdiği röportajında güya "Önder Apo'yla hareketi vurmaya çalışıyorlar. Bunu hiçbir zaman başaramayacaklar. Pratiği yürüten biziz, pratikten biz sorumluyuz, Önder Apo sorumlu değil. Önder Apo'nun İmralı'da yapacağı bir şey yoktur o anlamda, Önder Apo, oradan ne hareketi yürütebilir ne pratiği yürütebilir, ne de bu konularda herhangi bir karar verebilir. Öyle bir şansı, öyle bir imkânı yoktur. Önder Apo'ya o imkânı tanımamışlardır. Önder Apo'yla hareketimizin herhangi bir ilişkisi yoktur" diyerek çözüm sürecinde Öcalan'ın kararını tanımayacaklarını açıklamış, kendilerinin muhatap alınması gerektiğini belirtmişti.

 

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise: 'Öcalan olmadan çözüm süreci olmaz, oyalanma süreci olur' sözleriyle Bahçeli'nin "adres İmralı'dan DEM'e uzansın" sözlerini benimsediğini açıkladı.

 

Bu yüzden, gelişmelerin açıkça ortaya koyduğu gibi Yine Yeniden 2. Çözüm Süreci, kamuoyuna sunulmak istenildiği gibi Kürt Sorunu Çözümü değil, Öcalan merkezli kişiye özel bir çözüm olacak...

 

İyi ama ya bu süreçte Öcalan ölürse?

 

Anlaşıldığı kadarıyla, bu süreçte Öcalan, ölecek olursa bir çözüm süreci de olmayacak!

 

Açıkça anlaşıldığı kadarıyla çözüm sürecinin başarısı için muhatap alınan Öcalan'ın sağ olması şart!

 

İşte bu yüzden de Cumhur İttifakı, çözüm sürecinin başarısı için Öcalan'a uzun ömür dilemek zorunda...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adem TAŞKAYA(Yeniçağ)