Kadınlar, dünyanın her yerinde hep arka planda kalmış ve horlanmışlardır. İş hayatında olduğu gibi siyaset, memuriyet ve günlük hayatta da durum hep aynı.. Dünya ve ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar, sözde eşit birey olarak kabul edilmelerine karşın yakın zamana kadar erkekler tarafından yönetildiler.
Kadınlar ise, erkeklerin yaptığı her şeyin sonucunu olumlu veya olumsuzluğuna boyun eğip kabul etmek zorunda kalıyorlardı.. Ta ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün,5 Aralık 1934 de çıkarılan yasa ile Türk kadınına, sosyal ve siyasal haklarını bir çok dünya milletlerinden önce sağlamıştır.. 5 Aralık 1934 de Türkiye Büyük millet meçlisince kadınlara Seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasa,TC’nin kadınlar için gerçekleştirdiği önemli bir yeniliktir. .Bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ,Türk kadının toplumdaki yeri ve konumu değişmiştir.
Türkiye, İsviçre’den 36 yıl,Fransa’dan 11,Belçika’dan 14 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermiştir. İsviçre’de bir kanton ise kadınlara bu hakkı ancak 1990 da verdi. Kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği TBMM 5'nci Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’te yapıldı. 17 kadın milletvekili ilk kez TBMM’ye girdi. Ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. 2018 de yapılan seçimler kadınların oy oranı % 17 ve TBMM ne giren kadın milletvekili sayısı ise 103 te kaldı…
Dünyada ise kadınlara oy hakkı veren ilk ülke, 19 Eylül 1893'te, Yeni Zelanda oldu. Bu tarihten yaklaşık 100 yıl sonra 1997'de Jenny Shipley Yeni Zelanda'nın ilk kadın başbakanı seçildi. 21.yy.da nede dünyada nede ülkemiz Türkiye’de, kadınlar tüm pranşlarda olmaları gerekli yerlere ulaşamadıkla görülmektedir