ABD‘de FED iki defa eksi reel faize geçti. Birisi 2008-2012 dünya ekonomik krizi nedeniyle, İkincisi Pandeminin durgunluk etkisi nedeni ile.
Mart 2022’den sonra fed faiz oranı yüzde 5,5 oldu. Şimdi de yüzde 5’e düşürüldü. ABD’de halen, yüzde 4,75 faize göre reel faiz oranı yüzde 2,2’dir.
FED başkanı da ‘’Faiz indirimi için sabırlı davrandık. Faizlerin ultra düşük olduğu bir dünyaya geri dönemeyiz.‘’ dedi.
İsviçre Merkez Bankası, İsviçre frangının ülkenin ihracata dayalı ekonomisine zarar verebilecek seviyede hızlı değer kazanmasını engellemek amacıyla 2014-2022 yılları arasında negatif faiz politikası uyguladı. Şimdi pozitif faize geçti.
2024 yılında tüm Dünya yeniden pozitif faize geçti.
Pozitif faiz artı nominal faizdir. Reel faiz ise, enflasyonun etkisi çıkarıldıktan sonraki faizdir.
Söz gelimi faiz oranı yüzde 1 ise pozitif faiz var demektir. Ama aynı zamanda TÜFE oranı yüzde 2 ise, eksi reel faiz var demektir. Reel faiz oranı eksi 0,98’dir.
Japonya’da BoJ 17 yıl negatif faiz uyguladı; 17 yıl sonra Dünyada negatif faiz politikasını terk eden son banka oldu.
BoJ faizi yüzde 0,25’ e çıkardı. Yüksek değil, ama Japonya’da eksi reel faiz nedeni ile yurt dışına reel faiz için çıkmış 4 trilyon dolar kadar para var. Joponya’da faiz oranı biraz daha artarsa, bunların bir kısmı yeniden Japonya’ya döner. Dünyada istikrarı olumsuz etkiler.
Negatif faiz neden uygulanır?
2008 yılında başlayan büyük durgunluğu aşmak için ve 2019 pandemi nedeniyle gerileyen büyüme oranlarını yeniden artırmak için dünyada negatif faiz uygulandı.
Söz gelimi, Avrupa Merkez Bankası (ECB) borç vermeyi teşvik etmek ve bölgede ekonomik faaliyeti canlandırmak amacıyla Avro Bölgesi'ndeki bankaların tuttuğu rezervler için negatif faiz oranları uyguladı.
Negatif faiz, genel olarak, tüketicilerin harcamaların azaldığı ve tüketicilerin çok fazla para tuttuğu deflasyon dönemlerinde ekonomi canlansın diye geçici olarak uygulanır. Bunun içindir ki geçici süre için gerekli bir politikadır.
Negatif reel faiz, milli paradan kaçışa, tasarruf aracı olarak altın gibi atıl yatırımlara gidilmesine neden olur. Piyasada fiyat mekanizmasını bozar.
Tasarruf sahibinin Devlete borç vermesinde de eğer aldığı faiz enflasyonun altında ise, yani negatif faiz alıyorsa, reel olarak devlete aynı zamanda hem borç vermiş hem de üstüne bir enflasyon vergisi vermiş oluyor.
Negatif faiz tüm Dünyada enflasyonun yükselmesine ve sektörel dengenin bozulmasına neden oldu.
Türkiye’de durum farklıdır.
Dünyadan ve iktisadi konjonktürden bağımsız olarak Türkiye’nin faiz sorunu, siyasi iktidarın faizlere bakış açısıdır. Doğrusu İslam’da faiz nası’ yeniden yorumlamaktır. Örneğin, makul bir reel faiz, paranın kirasıdır. Ancak, yüksek spekülatif, tefeci faizi etik açıdan da doğru değildir. Piyasa düzenini de bozar. Ancak eksi reel faiz, borç verenin üstüne faiz de vermesi demektir. Hem borç verip hem de üstüne faiz vermek günah değil mi? 1400 yıl önce enflasyon olmadığı için islam da eksi reel faiz yorumu da yoktur.
Öte yandan MB’nın gösterge faizini ekside tutması nedeni ile Türkiye de bankalar yüksek karlar sağladı. Çünkü MB’dan TÜFE’nin altında yüzde 50 faizle fon aldılar, TÜFE’den bağımsız olarak aldıklarının üstüne koyarak reel sektöre sattılar. Oysaki reel sektör hem 2021 kur şoku nedeni ile finansman sorunları ile uğraştı, teşvikler düzensiz, yetersiz ve sübjektif verildi ve hem de ithalat sorunuyla uğraştı. Türkiye erken sanayisizleşme dönemine girdi. Reel sektör ile finans sektörü arasında denge bozuldu.
Eğer olağanüstü bir sorun yaşamazsak; bundan sonra Dünyada negatif faiz devri kapanmıştır.
Olağanüstü sorunları, Rusya’da Putin örneğinde olduğu gibi dünyada artan diktatörlüklerin ve İran’da olduğu gibi iktidardaki siyasi islam yöneticilerinin, koltuklarını korumak için, dünya barışını tehdit etmeleri global piyasa istikrarını bozar ve faiz politikası değişebilir.