“Ekonomiden eğitime, sağlıktan iç ve dış politikaya, ülke yaşamını ilgilendiren her konuda yalanlar, saptırmalar, gerçeği örtüp gizleme çabaları birbirini izliyor. Bütün ülke yalanla örtülmüş gibi. Egemen siyaset belki her zaman böyleydi. Fakat bu kadar açık, pervasız ve utanmazcası hiçbir zaman görülmedi. Kendi payıma ben, yalanları söyleyenlerden çok, onları alkışlayanları kınıyorum, suçluyorum, ayıplıyorum. Hele okumuş yazmış tuzu kuruların işbirlikçiliği, suskunluğu, korkaklığı, bu güzel ve mazlum ülkenin iyi niyetli, iyi duygulu, sabırlı halkının geleceğine, bugünün ve yarının çocuklarına yapılabilecek en büyük kötülüktür.”
Ataol Behramoğlu’na ait bu sözler, yıllar önce bir makalesini benimle paylaşan “Balkar” kökenli Öruzlan Bolat’ın “yalan”la ilgili çağrısını hatırlattı... Çünkü yalanlar sadece Türkiye’yi değil, dünyayı sarmış durumda...
Bolat’a göre, “İnsan gezegenini yakalayan bunamanın sebeplerini ortadan kaldırmak için kendi kimliği yanında evrenli bilincine sahip olmak gerekiyor.
Böyle bir bakış açısı, sorunların üstesinden gelmeye, insanoğlunun gerçekten değişmesi için yol açmaya, şartsız ve ivedilikle acil problemleri çözmeye yardımcı olacaktır:
Bu sorunların en önemlisi, gün geçtikçe dünyamızı saran ve böylelikle onu boğan, şiddet biçimi olan yalanları, uydurma haberleri yok etmektir.”
***
Şimdi yalan üretmek için özellikle İngiliz istihbarat servisinin kurduğu “Beyaz Baretler” gibi örgütlere dünyanın parası veriliyor. Odatv’nin haberine göre Esad rejiminin düşmesi sonrası HTŞ liderinin Batı medyası tarafından parlatılmasıyla birlikte İngiltere'nin diğer bir silâhı Beyaz Baretliler sahaya sürüldü. Eş zamanlı olarak İngiliz Guardian gazetesi “Esad’ın insan mezbahası” başlığıyla Sednaya cezaevini haberleştirdi ve tüm dünyayı şok etti. Sednaya’da gizli bölmeler olduğu iddiasıyla saatlerce canlı yayınlar yapıldı, Beyaz Baretliler arama çalışmaları için yerini aldı ama tüm iddialar yalan çıktı. İngiltere'nin, Sednaya'daki Beyaz Baretliler pandomiminden 3 gün önce kesenin ağzını açtığı ortaya çıktı. Beyaz Baretlilere 2 milyon sterlinlik desteğin ardından, 300 bin sterlinlik yeni desteği duyurdu. Kararı açıklayan Orta Doğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı Hamish Falconer, "Beyaz Baretliler Suriye'de paha biçilemez işler yapıyor, sivillerin hayatını kurtarıp insani yardımlara ulaşımı sağlıyor" dedi!
Beyaz Baretler, daha önce de Suriye’de kimyasal silah kullanıldığına dair uydurma haberler üretmesiyle biliniyor!
***
Suriye’de bugüne kadar olup bitenlere baktığımızda ise bütün bu olaylara bahane olarak kullanılan IŞİD’in ABD tarafından kurulduğu, dört yıl önce Trump tarafından açıklanmıştı. Buna rağmen ABD hâlâ IŞİD bahanesini kullanıyor ve bütün dünya buna inanmış gibi yapıyor, yalanın parçası durumuna düşüyor. ABD, PYD’nin silahlı grubu YPG’yi, adını değiştirerek dünyaya “Suriye Demokratik Güçleri” diye tanıttı. Bütün dünya medyası, bu adı kullanıyor. Oysa SDG dedikleri, PKK’nın Suriye kolu ve bu terör örgütü ABD’nin himayesi altında. HTŞ dedikleri güç ise altı yıl önce dağılan IŞİD’in ABD ve PKK’nın açtığı koridordan İdlib’e taşınmasıyla oluşturuldu ama şimdi ABD, İngiltere, İsrail, Türkiye ve AB ülkeleri, bu terör örgütünü Suriye’de kurulacak yeni devletin meşru sahibi olarak tanımaya başladı!
***
Trump da “Suriye’de anahtar, Türkiye’nin elinde” diye yalan söylüyor. Anahtar, İsrail’in elinde ama Türkiye’de medyanın büyük kısmı bu yalanın üzerinde zafer sörfü yapıyor... Büyük yalanlara dayalı bu senaryoda kendilerine verilen rolü oynuyorlar!
Sosyal medyada gerçekleri söyleyen kişiler, bu medyanın sahipleri tarafından yapay zekâ algoritmalarıyla sansür ediliyor. Kurumsal olarak direnç gösterenlerin de Google’daki “görünürlük”leri aynı yöntemle yüzde 90 oranında azaltılıyor ki dünya yalanlarla dönmeye devam etsin.
İşte bu sebeple 40 yıl önce, Örüzlan Bolat’ın söylediği , “Sorunların en önemlisi, gün geçtikçe dünyamızı saran ve böylelikle onu boğan, şiddet biçimi olan yalanlar, uydurma haberlerdir” sözünü 40 yıl sonra hatırlatmak istedim...
Asıl terör, dünyayı saran yalanlardır. Terör örgütlerinin en büyük dayanağı da bu yalanlardır. Oysa Soljenitsin’in dediği gibi, “Cesur bir insanın atacağı en basit adım, bir yalanın parçası olmamaktır. Gerçeğin bir kelimesi bile tüm dünyaya bedeldir...”
Arslan BULUT(Yeniçağ)