Yeni eğitim öğretim yılının başlamasının üzerinden iki hafta geçti, Milli Eğitim Bakanlığı temel sorunların çözümü için kolları sıvadı! Bu hızla yaz tatili başlayana dek, çözülür!
Sanki hiç hesapta yokken, birden okullar açılmış da hazırlıksız yakanmış gibi bir durum söz konusu. Anlaşılan okulları arka bahçe olarak gördükleri için bahçeden içeri giremediler.
Konunun kara mizah kaldıracak yanı yok ama bakanı da ciddiye almak çok zor. İki haftadır canlı yayınlarını, gazetecilerle söyleşilerini izliyoruz, okuyoruz. Bakan konuştukça sorunlar artıyor!
***
Okurdan aldığımız iletilerde doğal olarak ana konu siyaset olur. Ancak son günlerde okullarda yaşanan temel sorunları bire bir yaşamış insanların hüzün dolu tepkilerini alıyoruz.
Ankara’nın merkeze yakın ilçelerinden yazan bir yurttaş torununun okulundaki kirliliği, dağınıklığı görünce dayanamamış, yönetime çıkmış. Yönetim, “Bakanlık para yok, kadro yok, siz çözün, dedi. Biz de henüz çözüm bulamadık” demiş. Bunun üzerine ilçedeki ondan fazla devlet okulunu tek tek dolaşmış, hepsinde benzer sorunla karşılaşmış.
Bu çerçevede o kadar çok yakınma var ki.
Yine Ankara’nın merkez ilçelerinden birinde ciddi bir güvenlik sorunu oluşmuş. Kadro elbet yok. Öğretmenlerin nöbetleşe kapıda görev yapması kararlaştırılmış. Yetersiz kalmışlar. Sonuçta çözümü son sınıftan erkek öğrencilerin nöbetleşe kapıda güvenlik elemanı gibi durmasında bulmuşlar.
MEB’le Maliye Bakanı Şimşek arasında temizlik elemanlarının çalışacağı gün pazarlığı haftalarca bitmedi. Şimşek, “Haftada 3 gün temizlik olsun, parayı da buna göre verelim” demiş. Asgari ücret dikkate alındığında, 10 bin liranın da çok altında bir ödeme söz konusu olacak.
50.000 TL’ye kadar 36 ay vadeye özel %3,69 faiz
İhtiyaçlarınız için 50.000 TL kredi ile 36 ay vadeye özel %3.69 faiz oranından yararlanın!
Lidy
Sormak gerekir:
Bu paraya bulduğunuz çalışan kendini temiz ve dinç tutabilir mi ki okulunu temiz tutsun?
***
Gerek bize ulaşan yakınmalardan gerekse yapılan araştırmalardan süzdüğümüz şu:
Okullarda dersin içeriğine girinceye kadar okulun çevresinden başlayıp öğrencinin midesine kadar uzanan onlarca sorun var. Bunlardan sonra beyinleri nasıl işleyecek sorusu gündeme gelecek. O zaman da MEB devreye giriyor:
- Beyinlere ne gireceğine ben karar veririm. Önce korkuyu ve biat etmeyi öğrensinler, gerisine sonra bakarız.
Neresinden baksanız, kahredici bir tablo ile karşı karşıyayız.
Güvenlik yok. Gıda yok. Gelecek kaygısı çok!
Bunlar eksikse öğrencilere nasıl bir eğitim verilebilir?
Yeri geldikçe vurguluyoruz, eğitim eşittir öğretmen!
Son olarak 20 bin öretmen atamasının yapılacağı duyuruldu. Geçen hafta, güya yanlışlıkla açıklandı, geri çekildi. Teknik bir hata olmuş. Bunca hatanın üstüne teknik bir hatanın lafı mı olur?
Resmi açıklamaya göre Danıştay’da atamaya ilişkin dava var. Onun sonuçlanmasından sonra 20 bin öğretmenin ataması yapılacak. Bizim tanıdığımız Erdoğan atama yapacak, Danıştay bir davayı karara bağlayamadığı için aylarca beklenecek!
Tarih böyle bir şey yazabilir mi? Yazsa bile Erdoğan o tarihi tersyüz edip Danıştay’ın başına geçirmez mi?
O zaman geriye başka hesapların olma olasılığı kalıyor!
Eğitimi yaz-boz tahtasına çevirdiniz.
Okullara neredeyse metruk yapı gibi bakacaksınız.
Öğrencilerin midesine ne gireceğine değil beynine ne sokacağınıza bakıyorsunuz.
Öğretmenlere masa-sandalyeden farksız davranıyorsunuz.
Sizde hiç vicdan yok mu?