Son yıllarda Türkiye ekonomisinde yaşanan kötü gidişat, toplumun birçok kesiminde zorluklara neden oldu. Ekonomik düzensizlik, gelir ve gider dengesini oldukça bozmuş durumda. Bu durum, özellikle esnaf ve küçük işletmelerin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Esnaf, sattığı malın yenisini, belki de sattığı fiyata alamaz hale gelmiştir. Taksitli satışlarda ise banka faizlerinin yüksekliği, satın alınan ürünün fiyatını katlamakta ve vatandaşın alım gücünü ciddi şekilde etkilemektedir.
Birçok orta ölçekli firma, vadeli aldığı ürünleri yine vadeli satmaya başlamış, ancak bu durum nakit akışını olumsuz yönde etkilemiştir. Müşteriden paranın gelmemesi nedeniyle firmaların sermayesi tükenmiş, bazıları iflasın eşiğine gelmiştir. Bu tür iflaslar birbiri ardına yaşanırken, işsizlik oranları hızla artmaktadır. Çalışarak ailesini geçindiren kesim, ne yazık ki kaderiyle baş başa kalmış durumdadır. Eskiden, zor durumda olan insanlar, genellikle anne babalarının ya da yakınlarının kapısını çalarak destek alırlardı. Ancak bugün, bu tür destekler de neredeyse yok olmuştur.
Bu bozuk ekonomik düzen, işlerin düzelmesi yerine daha da kötüleşmesine neden olmaktadır. Ülkenin bu badireyi atlatabilmesi için köklü bir değişikliğe gitmesi gerektiği açıktır. Şu anda ekonomiyi toparlamak için alınacak ciddi tedbirler ve sıkı bir yönetim anlayışı gerekmektedir.
Çözüm Önerileri
Öncelikle, hükümetin sıkı bir tasarruf politikası izlemesi önemlidir. Bu tasarruf politikası yalnızca bütçe dengelerini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda kaynakların verimli kullanılmasını da teşvik edecektir. Karşılama ve uğurlama törenleri gibi lüks etkinliklerin kaldırılması, kamu harcamalarının daha verimli kullanılmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca, kamu kurumlarındaki araçların yüzde doksanının elden çıkarılması, hem tasarruf sağlanmasına hem de gereksiz harcamaların önlenmesine yardımcı olacaktır.
Bir diğer önemli konu, devlet memurlarının birden fazla yerden maaş almasının sona erdirilmesidir. Bu durum, devlet bütçesinin israfını artırmakta ve eşitsizlik yaratmaktadır. Bu tür uygulamalara son verilmeli ve itiraz eden kişilerin istifa etmeleri sağlanarak, yerlerine gerçekten ehil kişilerin getirilmesi sağlanmalıdır. Liyakat esasına dayalı bir yönetim anlayışı benimsenmeli, dostluk, akrabalık ve arkadaş ilişkilerinin kamu kurumlarında etkin olmaması için gereken adımlar atılmalıdır.
Tarım sektörüne büyük bir önem verilmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Türkiye'nin kalkınmasında tarım önemli bir yer tutmaktadır. Çiftçiler desteklenmeli, ekilmeyen toprakların işlenmesi sağlanmalıdır. Çiftçilere gerekli finansal destekler sağlanarak, tarımsal üretimin artması ve gıda güvenliğinin teminat altına alınması hedeflenmelidir.
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu bu ekonomik zorluklar, ancak köklü ve bilinçli bir reform süreci ile aşılabilir. Ekonomik düzende yapılacak her değişiklik, toplumun refah seviyesinin artmasına ve işsizlik oranlarının düşmesine yardımcı olacaktır. Eğer bu reformlar hayata geçirilmezse, ülkenin daha da kötü bir ekonomik tabloyla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır. Hükümet, halkın taleplerini dikkate alarak, demokratik usullerle seçimlere gitmeyi ve halkın iradesine başvurmayı düşünmelidir. Aksi takdirde, göz göre göre 102 yaşındaki bir ülkeyi çöküşe terk edilmiş oluruz.