Prof.Dr.Esfender KORKMAZ Haber Editörü Onay


Ekonomik istikrar önünde en büyük engel; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardır

Ekonomik istikrar önünde en büyük engel; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklardır


Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin, gösterge faizini kısmen artırması ve enflasyona yaklaştırması, sıkı para politikası, tasarruf önlemleri ve kurların bir süre sabit kalması ile Türkiye’ye sıcak para girdi ve Merkez Bankası rezervleri ilk defa artıya geçti. Sıcak para serap etkisi yapar. 2001 Arjantin krizinde bir gecede 30 milyar dolar çıktı ve Arjantin krizi dibe vurdu.

Kalıcı istikrar için, ekonomik, sosyal ve siyasi altyapının düzelmesi, güven ortamının oluşması ve sıfırdan yatırım yapacak doğrudan yabancı yatırım sermayesinin girmesi gerekiyor.

Ekonomik, sosyal ve siyasi altyapının güvenilir bir altyapı olması için, demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmalı, kurumsal devlet ve denetim olmalı, ideolojiden uzak ve kurumsal eğitim olmalıdır.

Bu altyapı bizde baş harfleri aynı olduğu için, Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar şeklinde sloganlaştırılmıştır.

Söz konusu altyapı uluslararası kuruluşların yaptıkları anketlerde ve araştırmalarda daha net görünür.

Yolsuzluk…

2023 küresel organize suçlar endeksinde Türkiye dünyada 193 ülke içinde ilk 14 sırada, AB içinde birinci sırada yer aldı.

En kötü olduğu alanlar ise;

*İnsan kaçakçılığı,

*Devlet bağlantılı suç aktörleri,

*Silah ticareti, eroin ticareti,

*Mafyasal suç örgütleridir.

İnsan kaçakçılığı,

Türkiye dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesidir. Türkiye’nin neden açık kapı politikası uyguladığını ve bu kadar suçluyu barındırdığını henüz kimse çözemedi. Bunların çoğu AB’ye geçmek niyetiyle geldi. AB, Türkiye sığınmacıları tutsun diye para veriyor. Türk halkı sığınmacılar ve Türkiye’nin Orta Doğulu olanlara verdiği vatandaşlık yüzünden, AB’den vize alamıyor.

Devlet bağlantılı suç aktörleri,

Türkiye’de kurumsal devlet ortadan kalktı. Nedenleri;

Erdoğan’ın hem parti genel başkanı hem de devlet başkanı olması, bütçede denetime sınır getirilmesi, kamu görevlerinin anayasaya aykırı olarak düzenlenen kararnameler, kamu imkânlarının ve kamu imtiyazlarının, bazı partiler ve bazı cemaatler arasında paylaşılması, kurumsal devleti ortadan kaldırdı.

Mafyasal ilişkiler,

Parti genel başkanlarının hapisteki suç örgütü liderlerini ziyaret etmesi ve af yasalarında bazı partilerin tutumunun dışardan başka türlü yorumlanması zaten beklenmezdi.

Yasaklar,

2000 yılı öncesinde Türkiye’de sendikalaşma oranı yüzde 70 dolayında iken, AKP iktidarı yasaklarda bu oranı yüzde 14,6’ya indirdi. Grevler yasada var ama fiilen hükûmet risk gerekçesi ile grevleri 2 ay erteliyor, sonra da uzlaşmaya gitmeyi zorunlu tutuyor. Fiilen grevler yasaklandı. Sendikal özgürlükler yasaklandı.

Freedom House özgürlükler endeksinde, Türkiye insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda kısmen özgür ülke statüsünde iken, 2017 ve sonrasında artık “özgür olmayan ülkeler” statüsüne geriledi.

Ayrıca aynı raporda Türkiye son 10 yılda, özgürlük puanı en fazla gerileyen beşinci ülkedir.

Ekonomik özgürlük olarak da Türkiye “çoğunlukla özgür olmayan” ülke statüsündedir.

Global Gender GAP İndex (Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi)’ne göre, Türkiye’de kadın hakları sınırlıdır. 2022 yılında 146 ülke içinde sona yakın, 133. sırada yer almıştır.

Seçilmiş ve mahkemesi devam ettiği halde, İçişleri Bakanlığı Hatay Belediye Başkanını görevden aldı ve yerine kayyum atadı. Kayyum atama Başkanlık sitemi ile birlikte uygulamaya girdi. Bu uygulama ile siyasi özgürlükten bahsetmek elbette mümkün değildir.

Basın özgürlüğü, internet özgürlüğü, gösteri ve yürüyüş özgürlüğü fiilen kaldırıldı.

Ülke ve halk yoksullaştı.

Türkiye 2003 yılından, 2023 yılı sonuna kadar 20 yılda 720 milyar dolar cari açık verdi. Cari açık kaynak ve servet kaybı demektir. Ülkemiz nispi olarak yoksullaştı.

Gelir dağılımı bozuldu, devletle iş yapan iktidara yakın zenginler oluştu. Yoksul sayısı arttı.

TÜİK Türkiye gelir dağılımı ölçütleri olarak; Gini Katsayısı ve yüzde paylar analizini kullanıyor.

Gini katsayısı 0 ile 1 arasında bir değerdir. Sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça ise gelir dağılımında bozulmayı gösteriyor.

TÜİK verilerine göre; 2005 yılında Gini Katsayısı 0,380 idi. Bu katsayı giderek büyüdü ve 2022 yılında 0,487 oldu. Bu demektir ki AKP iktidarı döneminde gelir dağılımı aşırı bozuldu.

OECD’nin; “Growing Unequal: Income Distribution and Poverty in OECD Countries” Büyümede eşitsizlik; OECD Ülkelerinde Gelir Dağılımı ve Yoksulluk, raporunda; Türkiye gelir dağılımının en bozuk olduğu 4. ülke olarak gösterilmiştir.

OECD 37 ülkesi içinde Türkiye’de 8 katsayısı ile OECD içinde zengin-yoksul eşitsizliğinin en yüksek olduğu beşinci ülkedir.

2014-2022 yılları arasında halkın en düşük geliri alan ilk yüzde 20’sinin, toplam gelirden aldığı pay, yüzde 6,2’den yüzde 6’ya gerilemiş; buna mukabil en yüksek geliri alan beşinci yüzde 20’sinin payı ise yüzde 45,9’dan yüzde 48,0 yükselmiştir.

Türkiye çok kriz yaşadı ve çözdü ama darbe dönemlerinde dahi, siyasi, sosyal ve ekonomik altyapı bugünkü kadar bozulmamıştı. Bu altyapı düzelmediği takdirde istikrardan umut beklemeyelim.