Prof.Dr.Esfender KORKMAZ


En büyük ayıp halkı yoksul bırakmaktır

En büyük ayıp halkı yoksul bırakmaktır


Bütün veriler, Türkiye’de gelir dağılımının aşırı bozulduğunu, yoksulluğun arttığını ve orta sınıfın yok olduğunu gösteriyor. Şimdi yandaş zenginler, işletmesini zar-zor ayakta tutan sanayiciler ile yoksul kesim var. Bunun için veriye de gerek yok. 2000 öncesi emekli olan bir memur ikramiyesi ile bir ev bir araba alabiliyordu. Şimdi böyle bir imkan kaf dağının arkasında kaldı.

Bundan sonra, “gelir dağılımını nasıl çözeriz, yoksulluğu nasıl önleriz?” sorularına cevap aramamız gerekir. Böyle bir çözüm bu günkü ekonomi yönetiminin gündeminde değil, hiçbir zamanda olmayacak. Çünkü bu günkü ekonomi yönetimi böyle bir vizyona ve bilgi birikimine sahip değildir.

Gelir dağılımını düzeltici politikalar

Türkiye’de piyasaya, oligopol piyasa yapısının olması, yeraltı ekonomisinin geniş olması ve dar piyasaların olması nedeni ile aksak rekabet şartları hakimdir. Bu nedenle piyasada otomatik gelir düzeltici mekanizmalar yoktur. Devletin kurumsal olması ekonomik ve sosyal hayatta daha aktif rol alması gerekir.

  1. Eğitim

Eğitimde fırsat eşitliği, yeteneği olan herkese, mali engeli ortadan kaldırarak, eğitim hakkı vermektir. Eğitimin önündeki engelleri de ancak devlet ortadan kaldırabilir.

Eğitimde fırsat eşitliği sağlanırsa, zorunlu eğitim dışında eğitim yapacaklar en geniş tabandan seçileceği, en yetenekli olanlar eğitileceği için eğitimin sosyal faydası da daha yüksek olur. Ayrıca sosyal kastlaşma da önlenir.

Eğitim ve sağlık insana yapılan yatırımdır… Bu yatırım hem kişinin kendisine fayda sağlar hem de topluma yararlı olur.

Eğitimde beşeri sermaye oluşturmak için ‘’eğitimde işgücü planlaması’’ yapılmalıdır. Eğitimde işgücü planlaması yapılırsa hem kaynaklar etkin kullanılmış olur hem de kalkınma için gerekli vasıflı eleman yetiştirilmiş olur.

2.Sağlık

Sağlık hizmetlerine erişim, beklenen yaşamı uzatır, çalışma kapasitelerini yükseltir, iş verimliliğini artırır. Herkesin sağlık hizmetlerine ulaşması için belirli bir kalkınma aşamasına kadar, sağlık hizmetlerinin devlet tarafından parasız sunulması gerekir.

3.Ücret düzeyi - verimlilik ilişkisi

Reel ücret seviyesi ile emek verimliliği arasında doğrudan bir ilişki vardır.

Asgari ücret tespiti genel ücret seviyesinin belirlenmesinde etkilidir. Asgari ücret seviyesinin insani geçinme düzeyinin altında kalmaması gerekir.

Asgari ücret üzerindeki yüksek prim ve vergi yükü yüksektir. Kayıt dışı istihdamı teşvik ediyor. Düşürmek gerekir.

Neoklasik iktisat anlayışında, ücretlerde reel artış, enflasyon yaratır ve istihdam artışını önler. Günümüzde bu paradigma, bu alanda 1990 sonrasında yapılan ampirik araştırmalar ile sona ermiştir. Özellikle Neoklasik paradigma Card ve Krueger’in 1990’lı yıllardaki çalışmalarından sonra sorgulanmaya başlanmıştır.

2021 de iki alanda verilen Nobel ekonomi ödüllerinden birisini David Card kazandı. Konu 1994 yılında Alain B Krueger ile birlikte yaptıkları bir araştırmaya dayanıyor.

1992 yılında New Jersey _ Pennsylvania eyaletlerinde 400 fast-food sektöründe gözlem yaptılar. Her eyalet kendi asgari ücretini belirledi. New jersey saatlik asgari ücreti 5,05’ dolara çıkardı. Pennsylvania ise 4,25’ dolarda sabit tuttu. Araştırmadan çıkan sonuç; Asgari ücretin artırıldığı New Jersey’de istihdam da arttı.

Bu araştırma ücret artışı ve istihdam arasındaki geleneksel anlayışı yıkan bir araştırma oldu. Zira geleneksel anlayış asgari ücret artışlarının istihdamı olumsuz etkileyeceği şeklindeydi. Bu artışların otomasyona yönelmeyi hızlandıracağı savunuluyordu.

4.Toplumda düşük gelirli olanlar için devletin sosyal konut politikası ve uygulaması olmalıdır.

Sosyal konutlar devlet tarafından yapılıp, maliyetine ve taksitle satılabilir, uzun vadeli ve uygun finansman imkanları sağlanarak

satılabilir veya mülkiyeti devlette kalır ve fakat düşük, sembolik kira ile kiralanabilir.

5.Doğrudan destekler;

Düşük gelir gruplarına doğrudan yerel yönetimler tarafından ve yine doğrudan nakdi yardımlar yapılabilir.

Merkezi devlet tarafından asgari gelir güvencesi, sigortasızlık sigortası ve sağlık sigortası gibi güvenlik sosyal programlar yapılabilir.

Aile Destek Programları olarak nüfus politikasına göre; çocuk başına yapılan destek ödemeleri veya aileye yönelik doğrudan yardımlar, düşük gelirli hanelerin yaşam standartlarını iyileştirebilir.

Bizde bütçe kaynakları yalnızca popülizm amaçlı kullanılıyor.

6. Devlet doğrudan yatırım yapmalı ve iş yaratmalıdır.

Devlet şartları birbirine yakın havza bölgeler seçmeli ve bu bölgelerin kaynaklarını, imkanlarını değerlendiren yatırımlara öncülük etmelidir. Bunun için üretim tesislerinde çalışanlara ve malını bu tesislere satan üreticilere kısmen nakdi para kısmen de hisse vererek, aynı zamanda sermayeyi tabana yayabilir.

Özellikle ileri teknoloji üretecek yatırımları teşvik ederek hem istihdam yaratılabilir, hem de büyüme sağlayabilir.

7.Özelleştirme politikası değişmelidir.

Halka daha ucuz tüketim malı sunan kamu yatırımlarının özelleştirilmesinden vazgeçilmelidir. Et ve balık kurumu gibi özelleştirme varsa yeniden devletleştirilmesi gerekir. Piyasa tekeline dönüşen, kamu tekelleri ve kamu altyapı yatırımları ile Kamu Özel İşbirliği yoluyla yapılan tüm yatırımlar devletleştirilmelidir.

8.Yolsuzluk ve haksız zenginleşme önlenmelidir.

Yolsuzluk özel sektör ve kamu sektöründe ortaya çıkabilen, geniş aralıkta tarif edilen bir eylemdir. Genel olarak uygulamada kamu otoritesinin ve kamu kaynaklarının kötü niyetle ve çıkar amaçlı kullanılmasını ifade eder. Kamu otoritesi seçimle gelmiş olabilir, darbeyle gelmiş olabilir ya da emir veya kral olabilir; sonuç değişmez.

Dünya da siyasette popülizm, siyasilerin iktidar olabilmek için verdiği tavizler ve siyasi iktidarların da seçim ve referandum aşamalarında oy toplamak için başvurdukları bir nevi seçmenlere verilen rüşvetlerdir. Popülizm yolunda Siyasi iktidarlar, milli ve manevi değerleri, kamu kaynak ve imkanlarını taraftar kazanmak için istismar eder. Popülizm de geniş anlamda bir yolsuzluktur.

Kamuda yolsuzluk, kamu kaynaklarını haksız kullanma ve birinin cebine haksız aktarma olduğundan, ayrıca kamu hizmetlerine ayrılacak kaynakları azaltması nedeni tüm toplumun gelirini azaltıyor. Toplumdan yolsuzluk yapanlara haksız kaynak aktarılıyor.