Prof.Dr.Esfender KORKMAZ Haber Editörü Onay


Güneş balçıkla sıvanmaz

Güneş balçıkla sıvanmaz


Haziran ayı enflasyon verileri açıklandı. Geçen sene Haziran ayında aylık TÜFE oranı yüzde 3,92 olmuştu, bu sene ise yüzde 1,64 oldu. Merkez Bankası beklenti anketinde Haziran ayı için aylık TÜFE tahmini 2,56’idi. Aylık TÜFE beklentilerin altında gerçekleşti.

Haziran ayında, yıllık TÜFE artışı yüzde 71,6 oldu. Geçen sene Haziran ayında TÜFE oranı yüzde 38,21 olmuştu.

haziran-2024-enflasyon.jpg

Son yıllarda TÜİK’in TÜFE‘yi düşük açıkladığı tartışılıyor;

*Nedenlerinden birisi, İTO geçinme endeksi ile TÜFE arasında 12 puana çıkan farktır. Haziran ayında Yıllık TÜFE 71,6 olurken, İTO geçinme endeksi 82,14 oldu.

*Bir diğer nedeni; TÜİK’in TÜFE oranını hesaplamaya kaynak oluşturan madde fiyat listesini Haziran 2022’den bu yana açıklamıyor olmasıdır. Hatta DİSK mahkemeye verdi ve kazandı. Buna rağmen TÜİK mahkeme kararını uygulamıyor.

*Bir üçüncü neden; TÜİK verileri ile halkın yaşam gerçeği birbirine uymuyor olmasıdır.

Yıl sonu TÜFE ne olur?

Geçen sene Temmuz ayında aylık TÜFE oranı yüzde 9,49 ve Ağustos ayında aylık TÜFE oranı yüzde 9,09 olmuştu. Bu sene bu aylarda, MB beklenti anketine göre, beklenen TÜFE yüzde 2,41 ve yüzde 2,16’dır. Gerçekleşirse yıl sonu TÜFE oranı yüzde 45-50 arasında olur.

Enflasyon neden direniyor?

Türkiye’de öteden beri tarla fiyatları ile pazar fiyatları arasında yüksek fark var. Bunun bir nedeni sebze ve meyvelerde çürüme ve zayiat, diğer ve daha önemli nedeni de oligopol ve aksak piyasa yapısıdır.

Özellikle bugünkü siyasi iktidar, Et-Balık Kurumları gibi, malı halktan normal fiyatına alıp, işletme maliyeti ile satan kurumları özelleştirdi. Kamu tekellerini, elektrik dağıtımını özelleştirdi. Kamu tekelleri piyasa tekeli oldu. Rekabet piyasası olmayınca, isteyen malını istediği fiyata satıyor.

Türkiye’de öteden beri, tarla ve pazar fiyatları arasındaki yüksek fark tartışılıyor. Bu sene haziran başında tarlada 10 lira olan kiraz, pazarda 50 lira, lüks markette 380 liraydı.

Bodrumda ilan edilen plaj fiyatları;

*M.O plaj girişi; 130 Euro,

*Harcama limiti; 90 Euro.

Euro karşılığı altında TL yok, yasal değil, ama TL’nin ne zaman ne olacağı belli değil. Girişi TL yazıp ayda bir değiştirmesi gerekir. Bir günlük plaj ve asgari harcama limiti 220 Euro ve yaklaşık 8.000 TL’dir.

Bugünkü fiyat artışlarında sorun, ekonomik istikrar sorununu da geçmiştir. Fiyat anarşisi var. Tek sorumlusu da hükûmettir.

AKP iktidarı kamu imkânlarını ve bütçe kaynaklarını etkin kullanmıyor. Bu durum eninde sonunda açığa çıkıyor. İstifa eden Sağlık Bakanı aynen;

‘’Şehir Hastanelerimizin 18’i kamu özel iş birliği ile yapılırken, son 6 yılda ihalesi yapılanların tamamını, genel bütçe kaynakları ile yaptık.

Kamu- Özel işbirliğinde yapılan 18 Şehir Hastanemizin, 25 yıllık maksimum fiktif nominal bedeli 322 milyar Avro'ydu. 322 milyar Avro olan bu bedeli en çok 27,5 milyar Avro ile sınırlandırdık. Ve böylece Şehir Hastanelerinin bütçeye yük olmasını önledik. ‘’

Kamu özel işbirliği yoluyla yapılan yatırımlar, hizmet maliyetlerini artırdı; Bu maliyetler fiyatlara yansıdı. Bu nedenle bütçe ipotek altına alındı. Bütçe kaynak kullanımında verimlilik düştü. Kamu açıkları arttı. Sonuç enflasyon olarak ortaya çıktı. Eski sağlık bakanı dolaylı yoldan bunu açığa çıkardı.

Her zaman söylediğimi tekrar edeyim; Kamu kaynaklarının paylaşımı üstüne kurulu bir ittifak anlayışı ile içinde bulunduğumuz krizden ve enflasyondan çıkamayız.