Türkiye’de ekonomi her geçen gün daha da kötüleşirken, bu durumun en ağır yükünü ev kadınların omuzlarında taşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile pazar ve market fiyatları karşılaştırıldığında, bazen Pazar ve market fiyatların TÜİK kıyasla iki katına kadar çıkabildiği görülüyor. Bu da geçim mücadelesi veren ailelerin özellikle ev kadınlarını daha fazla zor durumda bırakıyor.
Semt pazarlarında alışveriş yapan kadınlar, geçmişe özlemle bakıyor. Bir pazarcı kadının şu sözleri durumu özetler nitelikte:
"Eskiden pazara 200 TL ile gelir, Pazar arabam dolduğu gibi birkaç poşet de fazladan taşırdım. Üstelik cebimde 70-80 TL param artardı. Şimdi ise kilosu 80 TL’den aşağı meyve-sebze bulmak mümkün değil."
Günümüzde pazarda 1.500-2.000 TL, markette ise neredeyse aynı miktar harcanmasına rağmen, tencereye koyacak düzgün bir şey bulmak oldukça zor hale geldi. Ev kadınları, temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanıyor. Örneğin, 5-7 yıl önce fiyatı 90 kuruş olan 5 litrelik damacana su, bugün 35-40 TL’den satılıyor. Benzer şekilde, bu artışlar sadece suyla sınırlı değil; ekmekten sebzeye, etten bakliyata kadar neredeyse tüm gıda ürünlerinin fiyatlarında ciddi bir yükseliş gözlemleniyor.
Zorluklar Giderek Artıyor
Ev hanımları, aile düzenini sağlama ve mutfak ekonomisini yönetme görevini üstlenirken karşılaştıkları bu ekonomik zorluklar nedeniyle büyük bir stres yaşıyor. Artan yaşam maliyetleri, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir yük de getiriyor. Örneğin, 2024 Türkiye’sinde market alışverişi yapmak artık bir lüks olarak görülüyor. Temel ihtiyaçların dahi karşılanmasında yaşanan bu zorluklar, toplumun sosyo-ekonomik yapısını da derinden etkiliyor.
Sadece gıda değil, elektrik, doğalgaz ve su faturalarındaki artışlar da ev kadınlarının üzerindeki yükü ağırlaştırıyor. Bir zamanlar ihtiyaçlarını rahatça karşılayabilen aileler, bugün sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile bütçe hesaplaması yapmak zorunda.
Sonuç
Kısacası, 2024 yılında Türkiye’de ev kadını olmak her zamankinden daha zor. Ekonomik krizler ve artan yaşam maliyetleri, evde düzeni sağlamak için çabalayan kadınları maddi ve manevi olarak yıpratıyor. Bu durum, yalnızca bireysel haneleri değil, aynı zamanda toplumun genel refahını da olumsuz etkiliyor. Ev kadınlarının emeklerinin değeri, artan bu zorluklarla daha da iyi anlaşılmalı ve gerekli destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.