Mustafa BALBAY

Tarih: 12.11.2024 20:30

Gurbet vatan!

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Bu yılın 29 Ekim’i ve 10 Kasım’ında da en çok yüreğin attığı yer Anıtkabir oldu. Gerçek, zamanın çocuğudur. Zamanla büyür! Mustafa Kemal Atatürk’ün, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en büyük gerçeği olduğu 21. yüzyılda, geçen yüzyıldan daha çok anlaşılıyor.

 

Bütün ulusal bayramlarımızda, 10 Kasım’larda aslında her yer Anıtkabir, dost-düşman herkese yanıtkabir!

 

Bu yıl 29 Ekim sürecinde Rotterdam ve Duisburg’daydık. Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği ve Duisburg Atatürkçü Düşünce Derneği’nin etkinliklerine katıldık. Türkiye hapşırsa yurtdışındaki Türkler nezle olur, denir. Yüreği Türkiye’yle, Atatürk’le atan bilinçli kitleler olduğunu gördük, yaşadık.

 

Bazen bilmek yetmez, tanık olmak, yüz yüze gelmek gerekir.

 

***

 

Öncelikle kadınların erkeklerden daha aktif mücadelenin içinde olduğunu görmek, 100. yılda yaptığımız, “Cumhuriyet bir kadın devrimidir” tanımlamamızın fotoğrafı gibiydi.

 

Programları Rotterdam’da ADD yönetiminden Esin Koçer, Duisburg’da ADD Başkanı Gülveren Cebir yaptı. Her iki yöneticinin başlıca yardımcıları eşleri Özcan Koçer ve Tuncel Cebir’di. Şoförlükten rehberliğe kadar her türlü yardımcılık eşlerin üzerindeydi. Gülveren Cebir’in her yere koşturmada, sorunları hemen çözmede aldığı tavrı görünce eşine seslendim:

 

“Gülveren Hanım’ın karşısında bütün cebir problemleri iki kere iki gibi kalır!”

 

Etkinliğe katılan Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği Başkanı Dr. Mustafa Tosun, yeni kuşaklar içinden Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak değerlerini taşıyacak etkin insanların çıkacağını gösteriyor.

 

Rotterdam ADD Başkanı Kenan Özyiğit, daha sonuç alıcı mücadele için neler planladıklarını anlattı.

 

Satılmayan Konteyner Evler Neredeyse Yok Fiyatına Satılıyor!

Local Plan

Avrupa’da dördüncü kuşak büyüyor. Son yıllarda Bulgaristan, Romanya, Macaristan’dan gelenlerin üzerine bir de Suriyeliler eklenince yabancı karşıtlığı daha karmaşık bir hal almış. Ancak her iki ülkede de Türklerin sadece “en alttaki” işleri yapmaktan çıktığını, işlerinde yükseldiğini, girişimciliğin arttığını gösteren örnekler gördük. Ses sanatçısı Boran Duman’ın 100. yıl için yazıp bestelediği “Hatırla Sevgili Ülkem” adlı parçası Türkiye’de çok daha yaygınlaşabilirdi. İnsanın yüreğine işleyen bir eser.

 

Düisburg’da sürpriz Silivri mahpusunda bize iyi davranmak “suçundan” hakkında işlem yapılan Dr. Ergin’le karşılaşmaktı. Bir Macar’la evlenmiş, oğluyla geldi. Almanya’da iş bulması zor olmamış. O günler andık. Beton-demir arasında bize reçeteyle “Çıplak ayakla toprağa basmaları gerekir” ilacı yazmıştı!

 

***

 

Türkiye’de denizlere “mavi vatan”, ormanlara “yeşil vatan”, uzaya “gök vatan” diyoruz.

 

Bunlardan yola çıkarak yurtdışındaki yurttaşlarımız için bir tanım önerimiz var:

 

Gurbet vatan!

 

Dünyanın hemen bütün ülkelerinden yurttaşımız var. Ağırlıklı olarak Avrupa’da. 1960’ta başlayan işçi akınının kısa sürede geri dönüşle noktalanacağı düşünüldü. Almanya, “İşgücü bekliyorduk, insan geldi” tanımlamasıyla gerçeği geç ve zor olsa da gördü. Benzer bakış Türkiye’deki yönetimlerde de hâkimdi. Yurtdışına gidenlere o ülkenin dilinden 50 kelime bile öğretilmedi. Onlara yıllarca “döviz deposu” gözüyle baktı.

 

Şimdi Avrupa’da dört kuşak var. Son kuşakta “Biz doyçtürkleriz” diyenler az değil. Son yıllarda nitelikli beyin göçü ayrı bir kalem oluşturuyor.

 

Yeni bir iktidar hedefinde, gurbet vatan stratejik bir planlamayla Türkiye’nin gücü olabilir. Konunun bu yanını ayrıca işleyeceğiz.

 

Her iki konferansta da sözlerimizi şöyle noktaladık:

 

“Ağaç fırtınaya dallarıyla değil, kökleriyle direnir. O kök sizlersiniz. O kök Mustafa Kemal!”

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —