Murat AĞIREL


İhale yolsuzluklarını araştıran savcılara açık mektup

İhale yolsuzluklarını araştıran savcılara açık mektup


 

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Polat, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü ile yürütülen soruşturmada gözaltına alınıp tutuklandı.

 

 

İddia: İhaleye fesat karıştırma. Bu iddia çok ciddi bir iddia. Mutlaka tüm ayrıntıları ile araştırılıp kamu zararı olup olmadığı net şekilde ortaya koyulmalı. Sadece Beşiktaş için değil tüm belediyeler için aynı durum söz konusu. 

 

Ancak bu noktada, uygulamada bir itirazım var. 

 

Eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek hakkında yapılan suç duyuruları reddedilirken Melih Gökçek’in ihaleden sorumlu olmadığı gerekçesi ile reddeden hukuk, söz konusu muhalefet belediyesi olunca tam tersi şekilde işliyor.

 

Mesela Melih Gökçek döneminde “Korkutata ailesine” mensup kişilerin sahip olduğu 9 şirkete 4 yılda üstelik o dönemin parası ile 256 milyon Türk Lirası ihale verdi. Gökçek’e tahsis edilen araç bile Korkutata üzerine kayıtlıydı.

 

Dönelim Beşiktaş’a yapılan operasyona.

 

Öyle bir “suç örgütü” ve “liderinden” bahsediyoruz ki neredeyse tüm kamu kurumlarından ve AKP’li belediyelerden yüzlerce ihale almış ama muhalefete ait iki belediyede ihaleye fesat karıştırmış.

 

İptal edilen İstanbul seçimi gibi. Aynı zarfta 4 pusula olmasına rağmen sadece İBB başkanı için kullanılan oylar geçersiz sayılmıştı hatırlarsanız.

 

Burada da durum aynı.

 

İddiaya göre organize bir suç örgütü var. Bu örgüt her yerden ihale alıyor. Ama sadece bir muhalefet belediyesinden aldığı ihaleye fesat karıştırmış. Üstelik delil olarak yer alan Rıza Akpolat’ın araç satışının benzeri Isparta Belediyesi için de geçerli. Isparta Belediye’si AKP’li.

 

Sürükleyici Bir Sürüş Deneyimi

DS Automobiles

İşte böylesi durumlar sonrasında da yapılan tutuklama siyasi bir tutuklama mı sorusunun sorulmasına sebebiyet veriyor.

 

Öyle ya savcılık kamu zararını ve bu hususta yapılan ihbarı değerlendirip araştırmış ve soruşturmasını derinleştirip operasyon yapmış.

 

Cumhurbaşkanı yaptığı konuşmada ne dedi: “Turpun büyüğü heybede” dedi. 

 

Heybede olanları hatırlatmak istiyorum sayın savcılara.

 

Ve sizlere tekrar hatırlatma yapmak istiyorum.

 

İstanbul Başakşehir 1. kısım 659 ada 1 parsel 78 bin 775 metrekarelik bir arazi var. 

 

Bu arazinin yarı hissesi Nurol İnşaat Ticaret AŞ adına kayıtlı iken 7 Ocak 2016 tarihinde yarı hisseyi 49.5 milyon TL bedel ile Atmaca Gayrimenkul AŞ adlı firma aldı.

 

Aynı arazinin diğer yarı hissesi de Mesa Mesken Sanayii AŞ’ye ait iken MFA İnşaat Sanayi Ltd. Şti. tarafından satın alındı.

 

Ne var bunda diyorsunuz.

 

Atmaca Gayrimenkul AŞ parselin yarısını 49.5 milyon TL’ye alırken araziyi aldıktan sadece 4 gün sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan KİPTAŞ AŞ’ye KDV dahil 130 milyon 500 bin TL’ye sattı.

 

MFA İnşaat Ltd. Şti. de arazinin kalan diğer yarı hissesini aynı gün aynı fiyata KİPTAŞ’a 130 milyon 500 bin TL’ye sattı.

 

 

Hatta bakın sayın savcım bu alış-satışta değerleme firmasından herhangi bir rapor da alınmadı. 

 

Uzatmayayım ben bunu yazdığımda yıl 2021’di ve kamu zararı 139 milyon TL tespit edilmişti. Rapora göre o günkü kur ile 47 Milyon 600 bin dolar zarar tespit edilmiş.

 

Mesela sayın savcım;

 

İstanbul Bilişim ve Akıllı Kent Teknolojileri AŞ yani İSBAK yetkilileri,  AKP döneminde ihalesi yapılan “iTaksi projesi” kapsamında “araç içi kamera ve bilgisayar sistemi alım işi” için 2018 yılında düzenlenen ihalelerde usulsüzlük tespit etmişler.

 

2018 yılında ihale düzenliyor ama ihale iptal ediliyor. Sonra ihalenin şartnamesinde ufak değişiklikler yapılıyor ve ihale yenileniyor. Yaklaşık maliyeti 57 milyon TL olarak hesaplanan iş AKP’nin yerel yönetimlerden sorumlu eski genel başkan yardımcısı ve eski milletvekili Hüseyin Tanrıverdi’nin oğlu Mustafa Furkan Tanrıverdi’nin şirketi Blink&Mobilbil’e 65 milyon TL’ye ihale ediliyor.

 

Tesadüftür. Hatta seçim iptalinin olduğu bir ara dönem vardı. O dönemde de yine 5 “milyoncuk” bir ihale daha verildi ama problem değil. Alınan araç içi kameraların iTaksi projesinde öngörülen niteliklerde olmadığı tespit edilmiş.

 

Yine, Mülkiyeti Kiptaş AŞ’ye ait Beykoz ilçesi, Dereseki Mahallesi, 8 pafta, 360 parselde kayıtlı “özel orman alanı” statüsündeki 554 bin metrekare arazinin 267 bin metrekarelik kısmının Kiptaş’ın menfaatlerine aykırılık oluşturacak şekilde kullanılması konusu var.

 

 

Burası, Berat Albayrak, Serhat Albayrak ve Ömer Faruk Kalyoncu tarafından kurulan Nun Eğitim ve Kültür Vakfı ile imzalanan 1 Aralık 2018 tarihli “Gayrimenkulün Bir Bölümünün Bedel Mukabili Kullandırılmasına Dair Sözleşme” ile üç parça halinde kullanılmış.

 

 

Toplamda 19 bin TL+KDV gibi çok düşük bir bedelle 49 yıllığına kiralanmış ve kiralanan arazi üzerine de ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılar tespit edilmiş.

 

Bakın bu yazdığım örnekler müfettişlerin resmi raporlarında yer alan tespitler. Bu ve buna benzer tespiti yapılan usulsüzlük, kamu zararı hakkında suç duyuruları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı. Ancak bir türlü ilerlemiyor bu dosyalar.

 

Kamunun uğradığı zarar kişiye, partiye göre değişiyor mu?

 

Bu ortaya çıkan somut verilere bakacak olursak değişiyor.