Atilla ÇİLİNGİR

Tarih: 05.10.2024 11:35

KIRILMADIK NE KALDI? - 65 -

Facebook Twitter Linked-in

Referandum sonucunda Rumlar ‘’Hayır’’, Türkler ‘’Evet’’ demiş; hayır diyen taraf kazanmış, evet diyen taraf kaybetmiştir!
Aslında bu sonuç hiç de yadırganacak bir son değildi!
Çünkü tarihin hiçbir döneminde, Kıbrıs’ta yapılan müzakereler sürecinde, Rum tarafı ne dediyse öyle olmuş; bugüne kadar adada yapılan 8 müzakere süreci öncesinde ve 2008 yılından beri hala devam eden müzakereler boyunca; Kıbrıs Türk Halkına sen ne istiyorsun diye sorulmamıştır!
 Bu husus bence vatan topraklarında kanı ve canı pahasına direnmiş, Rum’a hiçbir dönemde diz çökmemiş Kıbrıs Türk’ünün; adada ki hür ve bağımsız yaşamı için yapılması gereken önemli bir tercih olmalıydı ama her nedense bu hiç yapılmamış; Kıbrıs Türk Halkına sen ne istiyorsun diye sorulmamıştır!
50’li yıllardan günümüze Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla tarihe yazılan o kadar çok şey vardır ki!
Özellikle 1955-1963 yılları arasında Kıbrıs Türk’ünü adadan silmek adına; Rum tarafının ‘acritas planı da’ dâhil, her türlü tedhiş hareketine, bir nevi soykırım uygulamasına; büyük bir azim ve kararlılıkla direnen Kıbrıs Türk Halkı; binlerce şehit ve akıbeti belli olmayan kayıplar vermesine rağmen bu önemli sürecin hiçbir döneminde Rum tarafına diz çökmemiştir.
Kıbrıs Türk Halkının adadaki bu mücadele yıllarının en büyük güvencesi Türk Milleti ve Mehmetçik olmuştur.
Ama Kıbrıs Türk’ünün bu büyük direnişinin, mücadele azminin liderleri de vardı. 50’li yıllarda Kıbrıs konusunu Türkiye’nin gündemine sokarak; Menderes Hükümetinin de onayı ile 01 Ağustos 1958 tarihinde; 1955 yılında Kıbrıs’ta kurulan Rum terör örgütü E.O.K.A’nın eli kanlı çetelerine karşı, Kıbrıs Türk Halkının korunması amacıyla T.M.T’nin ( Türk Mukavemet Teşkilatı ) kurulmasını, Türk Milletinin Kıbrıs konusuna odaklanarak, bu konuyu ‘milli dava’ olarak görmesini sağlayan; Kıbrıs Türk’üne bu yolda önderlik eden iki önemli ismi burada zikretmemin doğru olacağına inanıyorum…
Bu iki önemli isimden bir tanesi, Dr. Fazıl Küçük, diğeri ise; Rauf Raif Denktaş’tır. Kıbrıs Milli Davamızın tarihine mal olmuş bu iki büyük dava ve devlet adamından Can Liderim Sn. Denktaş ile ilgili duygu ve düşüncelerimi kitabımın 55-62 sayfaları arasında belirtmiştim.
Bu bölümde de, Kıbrıs Milli Davamızın Sn. Denktaş’tan önceki liderini, Sn. Dr. Fazıl Küçük’ün hayatını anlatarak, genç nesillere tanıtmak isterim.
Onlar yakın tarihimizde öncelikle kendi vatan topraklarında kurulan en son Türk devletinin oluşmasında, ayrıca Türkiye’nin ada üzerindeki tarihi, milli ve hukuki hakkının korunmasında çok önemli görevler yerine getirmişler, hayatları boyunca, Türkiye’den Türk Milletinin bir parçası olmaktan asla vazgeçmemişlerdir.
Vatan onlara minnettardır.

Dr. Fazıl Küçük Kimdir?
14 Mart 1906 – 15 Ocak 1984 yılları arasında vatan toprağımız Kıbrıs adasında yaşayan; doktor, politikacı, gazeteci ve köşe yazarıdır.
1959 sonunda Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıslı Rumların ortak olarak kurduğu, 1960 yılında ilan edilen ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’ kuruluş anayasası gereğince, yasal Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve rahmetli Denktaş’tan önceki Kıbrıs Türk’ünün önderi ve Kıbrıs Milli Davamızın ilk lideridir.
İlk, orta ve lise eğitim dönemini adada ve Türkiye’de tamamlamış, İstanbul Darül Fünun Tıp Fakültesinin birinci sınıfını bitirdikten sonra, yurt dışına gitmiş.
12 Haziran 1929’da ilk olarak Fransa ve daha sonra İsviçre’ye Lozan Üniversitesinde tıp öğrenimini tamamlamış; Lozan kliniklerinde ihtisas görerek dâhiliye uzmanı olmuştur.
1937 yılının Mayıs ayında Kıbrıs’a dönerek, Lefkoşa’da serbest hekim olarak çalışmaya başlamıştır.
Sn. Küçük, daha öğrencilik yıllarında Kıbrıs Türklerinin Birleşik Krallık’ın atadığı valiler tarafından yönetilmesinde ısrar eden Kavanin Meclisi’nin (Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmadan önce ada yönetimini elinde bulunduran İngiliz meclisi) Türk üyelerine karşı milliyetçi bir duruş sergilemiştir.
1931 yılında Kıbrıslı Rumların İngiliz idaresine karşı isyanı nedeniyle ara verilen belediye seçimleri 21 Mart 1943 tarihinde yapıldığında Lefkoşa Belediye Meclisi üyesi olarak 6 yıl boyunca burada görev almış… Ayrıca 1941 yılında Söz Gazetesi yayınını durdurduktan sonra, Kıbrıs Türk Halkının sesini dünyaya duyurmak adına 14 Mart 1942’de Halkın Sesi Gazetesini kurmuş ve editörlüğünü yapmıştır.
Bundan sonraki süreçte; Dr. Küçük’ün çalışmaları, Kıbrıs Türk Halkının adada ki varlığının devamına, ekonomik ve siyasi yönden güçlenmelerine ve Rum’lar tarafından yok edilmelerini önlemeye yönelik olmuştur.

 


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —