Diğer bir aday ise; Mecliste grubu bulunan diğer muhalefet partisinin HDP’nin (Halkların Demokratik Partisi) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş idi.
İlk kez halk oylamasıyla seçilecek olan 12’nci Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yukarıda özetlemeye çalıştığım gelişmeler çerçevesinde yapıldı.
Sonuç olarak;
%51,79’luk oy oranıyla iktidar partisinin adayı Recep Tayyip Erdoğan, 12’nci Cumhurbaşkanı seçildi.
Diğer adaylardan Ekmeleddin İhsanoğlu %37,44, HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş ise; %9,76 oy aldılar.
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrasında, AKP’de yeni Genel Başkanlık seçimi için olağanüstü kongreye gidildi. Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yeni Genel Başkan ve Başbakan oldu.
Recep Tayyip Erdoğan’ın 12’nci Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, Çankaya’da yapılacak devir teslim töreninin 100’e yakın ülkenin konuk olduğu bir kabul töreni ile yapılmasının gerekçesi olarak:
2007 seçiminde 11’nci Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül’ün, görevi teslim alırken yapılan gösterişsiz devir teslim töreni kastedilerek; hükümet kanadından Bülent Arınç’ın, ‘’içimizde ukde kaldı’’ açıklaması ile bu süreç daha da önem kazanmıştır.
Yapılan görkemli törenler, yüksek katılımlar ve daha fazlası; bir anlamda 2007 yılında seçilen 11’nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, seçilmeden önce yaşanan sıkıntılı sürecin, tüm zorlukların, kimi çevrelerce ‘hıncının çıkarılması’ olarak da yorumlandı…
Suriye iç savaşı nedeniyle, Suriye sınırımızın hemen dibinde Kobani’de Eylül 2014’te yaşanan olaylar:
Suriye’deki iç savaş nedeniyle bölgede etkinliği giderek artan eli kanlı İşid terör örgütünün, bu ülkenin kuzeyinde bulunan Kürt kenti Kobani’ye saldırmasıyla; bu yerleşim merkezinde yaşayan çoğu kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan 150 bin kadar Suriyeli Türkiye sınırına akın etti.
Gerçekten de bir insanlık dramı ile karşı karşıyaydık.
Zaten Suriye yönetiminin kendi halkına karşı işlemiş olduğu insanlık suçundan, iç kargaşasını silah zoruyla bastırmasından kaçan 2 milyona yakın Suriyeliye kucak açan ülkemiz; bu defa da çoğunun akrabası, ülkemizin Suriye sınırına yakın yerleşim bölgelerimizde olan on binlerce masum Suriyeliye bir kez daha kucak açıyordu. 150 bin civarında Suriyeli yine sınırımıza yığılmış, bizden yardım talep ediyordu…
İnsanın kendi yaşadığı vatan topraklarını terk ederek, bir başka ülkenin vicdanına sığınması ne kadar acı bir durumdu.
Ama Türkiye ve Türk Milleti tarihi boyunca atalarından öğrenmiş olduğu âlicenaplığı, düşene kucak açmayı, yardımseverliği bir kez daha yerine getiriyor; dünya milletlerinin umursamazcasına seyrettikleri bu insanlık dramında; üzerine düşen her türlü insani yardımı canı gönülden yerine getirmenin gayreti içerisine giriyor, yapıyor ve yapmaya devam ediyordu. Bize de yakışan buydu zaten.
Ortadoğu coğrafyasında mevcut ülkelerin yönetiminin ve yöneticilerinin (ki, genelde dikta rejimiyle, tek adam ve krallıklarla yönetilen bu ülkelerde…) değişimi/değiştirilmesi yönünde başlayan/başlatılan; ya da daha doğru bir ifade ile Ortadoğu’nun tüm zengin petrol kaynaklarının ve stratejik yönetiminin kendisine biat etmiş yöneticiler vasıtasıyla yeniden düzenlenmesinin peşinde olan Amerika’nın; bölgede başlatmış olduğu ‘Arap Baharı’ operasyonunun nedenlerini, bölgede yaşanan kargaşaların ve çıkan Suriye iç savaşının ülkemize olan etkilerini, ‘10’ların İzleriyle Türkiye’ isimli kitabımda özetlemiştim…
2015 Türkiye’sinde bana göre çok önemli iki olay yaşanmıştır!
Birincisi; Suriye’de yaşanan iç savaşın bölge insanı üzerindeki etkileri ve bu süreçte ortaya çıkan İŞİD Terör örgütünün, bölgesel faaliyetleri,
İkincisi ise; 07 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen milletvekili seçimleridir.