Atilla ÇİLİNGİR


KIRILMADIK NE KALDI? (41)

KIRILMADIK NE KALDI? (41)


... Dünden devam

Bir yıl önce CHP genel başkanına; bir yıl sonra aslında MHP lideri Devlet Bahçelinin görevini bırakması tehdidi ile yayınlanan MHP’ye yönelik bu kaset skandalının hedefinde;

Her iki muhalefet partisinin siyasi yaşamlarında etkisizleştirme, itibarsızlaştırma ve alacakları oy oranlarının olumsuz yönde etkilenmesi çabaları vardı..!

Ancak bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde; insanları kesin olduğu ispatlanmamış böylesine ahlak dışı görüntülerle lekelemek, böylesine hukuksuz bir uygulamayı internet ortamına servis edebilmek, hiçbir şekilde kabul edilemezdi/edilmemeliydi.

Ama son dönemde ülkemizde öylesine hukuksuzluklar, ahlak dışı gelişmeler yaşanıyordu ki! Bu gelişmelerin bana göre tek bir amacı vardı: ‘Gerçek olmasa bile, leke at izi kalsın.’

Ne yazık ki, ne CHP genel başkanı, ne de MHP’nin yetkilileriyle ilgili skandal kaset görüntülerinin hangi odaklar/ya da kimler tarafından ortaya sürüldüğü bugüne kadar ortaya konulamadı..!

Bu olaylar nedeniyle mağdur olan siyasilerin, savcılıklara yapmış oldukları suç duyurularıyla başlatılan hukuki süreç bir sonuç vermedi.

Bu kaset olayına rağmen; MHP’yi 2011 seçimlerinde meclis dışında bırakma gayretleri başarıya ulaşmadı/ulaşamadı…

MHP’nin üzerinde oynanan tüm oyunlara rağmen, MHP bu seçimlerde 53 milletvekili çıkarmayı başararak, Türkiye’nin yeni Anayasasının düzenlenmesinde önemli bir güç ve söz sahibi olacağını gösterdi.

AKP; MHP’nin bu seçimlerde %10 barajı altında kalacağına, bu seçimlerdeki oy oranını yükselterek, Anayasayı tek başına düzenleyebilmesi için 367 milletvekili çıkaracağına o kadar çok inanmıştı ki!

Seçim öncesi düzenlemiş olduğu tüm mitinglerinde:

‘Kürt Açılımı’,’Demokratik Açılım’ gibi söylemlerini bir tarafa bırakmış!

MHP’nin milliyetçi söylemlerini sahiplenerek, meydanlarda:

‘Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Dil, Üniter Yapı’ gibi söylemleri öne çıkararak; büyük şehirlerdeki seçim duyuru tahtaları, bu söylemlerin görüntüleriyle süslemişti…

Bu söylemlerin siyasi amacı:

MHP  göz kırpmak, onların oyunu istemekti…

Ama 2011 seçimleri sonrasında yapılan siyasi yorumlara, analizlere göre; MHP’nin üzerinde oynanmak istenen oyun, halkımız tarafından fark edilmiş; bir başka partiye oy vereceklerin büyük bir bölümünün tercihinin MHP’nin meclise girmesi yönünde olduğu, ilk kez de olsa oylarını bu partiye vererek, bu oyunu bozdukları yönünde genel bir kanı oluşmuştu…

Sonuç olarak;

2011 seçimleri öncesinde kurgulandığı düşünülen bu siyasi oyun, MHP tabanının kenetlenmesine, bütünleşmesine neden olmuş.

Sonuçta MHP; %12’nin üzerinde bir oy oranıyla meclise girmiş, yürütme organınca ortaya konulacak olası Anayasal düzenlemelerde söz sahibi olmuştur.

AKP bu seçimlerde, %49’u geçen bir oy oranına ulaşmasına rağmen, 367 milletvekili sayısına ulaşamamış, düşünmüş olduğu Anayasal düzenlemeleri bir başına yapamayacağını görmüştür.

Ana muhalefet partisi CHP ise yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile çıkmış olduğu seçim meydanlarında yapılan açıklamaları sonrasında almış olduğu %25,9 oy oranı ile vaat ettiklerine, ortaya koydukları yeni ekonomik ve sosyal projelere, pek itibar edilmediği ortaya çıkmış; beklentilerin altında başarısız bir sonuç almıştır

2011 yılının önemli bir gelişmesi de; tarihin derinliklerinde kalan ‘Dersim İsyanı’ ile ilgili olarak, CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ün, bu olayla ilgili CHP ve Atatürk’e yönelik ve oldukça çarpıcı ifadeleriydi!

Aygün’ün bu açıklamaları partisi içerinde olumlu, olumsuz pek çok görüşün açıklanmasına neden olmuştur. Bu arada, Başbakan Erdoğan’ın:

‘’Dersim bir hataydı, Dersim halkından özür diliyorum’’açıklaması ise; ülke gündeminde günlerce tartışılmıştı.

2011 yılının sonu Başbakan Erdoğan’ın aniden ortaya çıkan hastalığı ile bu süreçte AKP’de veliaht kim soruları çarpıcı bir gündemi önümüze getirmişti. Bu yılın son siyasal olayı ise; Cumhurbaşkanlığı süresinin 5+5 mi, yoksa 7 yıl mı olacak? Tartışmalarıydı…

Devam edecek...