Türkiye günlerdir Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin konser münasebeti ile Ebru Gündeş isimli sanatçıya ödendiği iddia edilen 69 milyon TL’yi ve sonrasında Mor ve Ötesi için ödendiği iddia edilen 71 milyon TL’yi konuşuyor.
Tabii söz konusu Ankara olunca Parsel Parsel Gökçekler durur mu? İki kitap yazdım hakkında. Anlatmaya başlasam bir kitap daha çıkar. Sadece Ankapark’a 750 milyon dolar harcayan Gökçekler utanmadan bu durumu kullanmaya çalışıyor.
Neyse biz konumuza dönelim.
Konuyu gündeme taşıyan ve sorgulayan değerli dostum Erdem Atay’ın liderliğindeki Veryansın TV ekibi oldu. Haklı olarak yüksek vergiler, yüksek enflasyon altında ezilen yurttaşların olduğu cennet vatanda bu kadar büyük ücretlerin nasıl olur da bir sanatçıya verildiği sorgulanıyor. Özellikle de Ebru Gündeş gibi bir isme!
Erdem’i arayıp “Belediye açıklama yaptı mı sana” diye sordum. Erdem Atay, belediye kaynaklarını aramış ancak “Açıklama yapılacak” diye cevap almış.
Tabii Erdem’in sorguladığı konu iktidar medyası tarafından bambaşka yerlere çekildi. Muhalefet tarafı da Veryansın ekibinin önce İmamoğlu ile sonra MİT ile koordineli çalıştığını ima etti. Oysaki gazetecinin görevi kamu kurumlarının yaptıkları harcamaları araştırmak ve kamuoyuna elde ettiği bilgileri sunmaktır.
Ben de belediye tarafına ulaşmak için telefona sarıldım. Yetkilileri aradım sordum.
GERÇEK RAKAMLAR
Bahse konu etkinlikler, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kapsamında yapılan konserler ve organizasyonlar. Ankara Büyükşehir Belediyesi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında düzenlenen etkinliklerde Mor ve Ötesi adlı gruba 71 milyon TL ödendiği Ebru Gündeş’e 69 milyon TL ödeneceği iddia edildi.
Kein Scherz: So kosten Treppenlifte fast nichts (Jetzt checken)
Treppenlift-Vergleich
Belediye yetkililerine sorduğumda ise 19 Mayıs ve 29 Ekim gibi milli bayramlar nedeni ile yapılan organizasyonlar için belirlenen bedellerin sanki tek bir sanatçıya veriliyormuş gibi kamuoyuna sunulduğunu belirttiler.
Ve bir ekleme yaparak “Bu tutarlar 100 bin kişinin izlemesi için yapılan sahne kurulumu, ışık, ses, orkestra, dans ekibi, gösteriler gibi tüm organizasyon için belirlenen tutarlar. Sanatçıların kaşe bedeli ücreti, belediye veya iştiraki tarafından değil organizasyon firması tarafından yapılır” diye belirttiler.
Devamında da 71 milyon TL bedel 17, 18, 19 Mayıs tarihlerinde sahne alan Mor ve Ötesi, Murat Boz ve Gülşen’e, kurulan sahnenin, kurulum için çalışan 500 kişinin yiyeceği, yol giderleri, ses ve görüntü sisteminin taşınması, kurulması, konser alanındaki halkın ihtiyaçları ve tüm organizasyon için harcanan toplam bedel.
Yani tek bir sanatçıya ödenen rakam değil.
Ebru Gündeş’e ödendiği iddia edilen 69 milyon TL’yi de sordum.
Bu paranın Ebru Gündeş’e verilen para olmadığını, 29 Ekim kutlamaları kapsamında planlanan Ebru Gündeş ve Mert Demir’in sahne, ses sistemi, sanatçıların dans ekibi, orkestrası (50 kişi) gibi giderlere ait toplam 44 milyon TL olduğunu belirttiler.
Bu tutar tüm etkinlikler için planlanmış. TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısı nedeniyle iptal edilen etkinlikler olduğu için bedelin daha düşük olacağını söylediler. Ortaya çıkacak olan bu bedel de ödenmeyecekmiş.
Sanatçılara verilen kaşe bedelini belediyenin değil, organizasyon şirketinin sanatçılara ödediğini belirttiler. Yani tüm organizasyon için belediye organizasyon şirketine parayı ödüyor. O paranın içerisinden artık ne kadar verilecekse organizasyon şirketi sanatçıya ödeme yapıyor.
Gelelim organizasyon firmasına. Firmanın sahibi Selahattin Çelikkaya. Enfest ve Festiva isimli firmalar. Festiva adlı firma ortaklı yapıda kurulu, Enfest ise tek ortakla kurulu firma. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde 2021, 2022, 2023 yılları arasında toplam 253 çeşitli organizasyon yapılmış. 19 Mayıs ve 29 Ekim organizasyonlarını da alan Enfest ve Festiva isimli firmalar yapılan bu 253 ihalenin 41 tanesini almış.
Bu firma daha öncesinde de EKAP’a yansıyan bilgilere göre İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden dört organizasyon ihalesi almış.
Mor ve Ötesi böyle bir ücret almadığını sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklama ile yalanladı. Organizasyon firmasının sahibini aradım sorularımı sordum. Çünkü öğrendiğime göre sanatçıların aldığı bedel ihale kapsamında alınan bedelin çok çok altındaymış.
Yani asıl para sahne kurulumu, ses sistemi vb. giderler için ödenen bedelmiş. Bunu firma sahibine sordum. Doğruladı. Asıl maliyetin sahne kurulumu, bu kurulumu gerçekleştiren personelin giderleri, sahne kurulum eşyalarının taşınmasının, sanatçı orkestrası ve dansçılar gibi kişilerin taşınması, sahne kurulum giderleri olduğunu belirtti.
29 Ekim konserinde de sadece Ebru Gündeş değil Mert Demir’in de sahne aldığı bir organizasyon olduğunu ancak terör saldırıları nedeni ile organizasyonda eksikliklerin olduğunu, bu nedenle ödemede kesinti olduğunu belirtti. 40-45 milyon TL arasında bir bedelin belirlendiğini, kendisinin sahne ve sanatçı ödemesini yaptığını ancak bir ödeme almadığını beyan etti.
Kendisi ve Mansur Yavaş arasında bir bağ olduğu iddiasını sordum. Cevabı şöyle oldu: “Ben daha Hacettepe’de okurken bahar şenlikleri yapıyordum. Firmalarımdan ortaklı olduğum 9 yıllık diğer firmam ise 17 yıllık firma. Ben sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne de çalışmıyorum. Anlaşmalı olduğum sanatçılar ile ilgili gelen tüm tekliflerin organizasyonlarını yapıyorum.”
Candan Erçetin konserini sordum. “Bu etkinliği biz yapmadık” cevabını aldım. Sanatçılara ödenen rakamları sordum “ticari sır” cevabını aldım.
Organizatör dostlarımı aradım. Sanatçıların kaşe bedelleri ne kadardır diye sordum. Bayram, yılbaşı gibi etkinliklerde sanatçıların kaşe bedellerinin yükseldiğini ancak bahsedilen rakamların olmasının mümkün olmadığını beyan ettiler.
Tekrar belediye yetkililerine dönüp sordum. Ebru Gündeş konserinde Mert Demir de aynı sahneyi kullanmış ancak Mert Demir’in ücretinin ayrı şekilde ödeneceği bilgisine ulaştım. Bu harcamalar Sayıştay denetiminden geçti mi diye sordum, 2021-2022 ve 2023 yıllarına ait tüm organizasyonlar ve giderleri kontrolden geçti, cevabını aldım. Sayıştay raporlarına tekrar göz attım. Bu hususta bir bulguya da rastlamadım.
Başka kurumların emsal ihalelerini inceledim. Organizasyonlar için ödenen bedeller akıl alır gibi değil. Açıkçası hem şaşırdım hem de sinirlendim. Sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi için yazmıyorum ancak bu konser ve etkinlik organizasyonları artık yoldan çıkmış durumda. Ödenen paralar inanılır gibi değil. Artık bu ekonomik ortamda ya bu konserlere son verilmeli veya kurumlar kendi imkânları ile bunları yapmalı veyahut sponsorlar ile bu etkinlikleri yapmalıdır.
Elbette milli bayramlarımız çok önemli ve coşku ile kutlanılmalı ancak bu paraların harcandığı organizasyonlar ile değil. Hele ki Ebru Gündeş ile hiç değil. Yapılacak ise sponsorlar veya bilabedel yapılsın. Firmalar, televizyon ve gazete reklamlarına milyonlarca Türk Lirası ödüyor. Bu etkinlikleri bence seve seve üstlenirler.
BELEDİYEDEN SORUŞTURMA
Bu hususta soruşturma başlatılmış ve inceleniyormuş. Yetkililer bu durumdan duyduğu rahatsızlığı ve üzüntülerini dile getirdiler. Bu yeterli mi tabii ki değil. Herkesin koşulsuz şartsız güven duyduğu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın kamuoyuna kalem kalem açıklama yapması lazım. Bu gibi hususlarda Mansur Yavaş’ın daha önce sergilediği tavrını biliyoruz ve gördük. Zaten insanları şaşırtan kısmı da burası.
Daha önce kamu zararı söz konusu olduğunda Mansur Yavaş bizzat kendisi suç duyurusunda bulundu. Hata var ise bu hatayı dile getirmeli ve hataya sebebiyet veren sorumluların var ise kamu zararını ödemesini yok ise kanun önünde hesap vermesinin sağlanması gerekmektedir. Sanatçılar, organizasyon firmasından bu etkinlikler için ne kadar para aldılar, ne kadar beyan ettiler? Bu rakamların açıklanması gerekiyor.
Tabii işin bir de siyaset tarafı var.
Yapılacak olan cumhurbaşkanı seçimlerinde muhtemelen iki aday Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Bu iki ismin başkanı olduğu belediyeler hiç olmadığı kadar baskı altında. Düşünün ki milyonlarca insanın oy vererek seçtiği İstanbul’a kayyum atamak için fırsat kolluyorlar.
Son dönemde özellikle Mansur Yavaş ile ilgili her gün bir iddia ortaya atılıyor ve akla hayale gelmeyecek senaryolar türetiliyor. MİT ile ilgili bir iddia gündeme geldi ve bu yalanlandı.
Senaryo üreten aktörlere baktığınızda ise yabancı olmayan isimler sahnede. Görevinden kovulmuş jelibon madencisi başkan, oğlu ve maaşlı elemanları olan FETÖ döneminin kitap yazdırılan aparatı sözde gazetecisi dahil, Mansur Yavaş ile ilgili bir algı çalışmasındalar. Hatta yine aynı kişiler 2021 yılında adliye kaynaklı birtakım iddiaları gündeme getirmişti.
Şimdi aynı kişiler soruşturulmuş ve kapanmış iddiaları tekrar gündeme taşıma gayretindeler. Mansur Yavaş özelinde yargı kaynaklı bir girişim olacak mı hep birlikte göreceğiz.
Yaşananlar nasıl bir tartışmaya evrilecek takip edip görelim.