Konuk YAZAR


“Lâf ile verir dünyaya nizâmât!”

“Lâf ile verir dünyaya nizâmât!”


 

Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu'na hitap etti ve “İsrail'in saldırıları sonucunda Gazze çocuk ve kadın mezarlığı haline geldi. Netanyahu da Hitler gibi durdurulmalı" ifadelerini kullandı.

 

Erdoğan BM’de konuşurken, New York’un Times Meydanı gibi en kalabalık ve önemli noktalarında, yan panellerinde “Dünya Beşten Büyüktür”, ''Türkiye: İnsani Yardım Ve Sürdürülebilir Kalkınmanın Adresi'', ''Adil Bir Dünya İçin Reforme Edilmiş Birleşmiş Milletler'' şeklinde İngilizce ifadelerin yer aldığı dijital ekranlı kamyonetler dolaştırıldı.

 

***

 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da BM Güvenlik Konseyi'nde reform yapılması gerektiğini ancak bunun acele etmeden ve bazı ülkelerin tekelinde olmadan gerçekleşmesi için çabalayacaklarını vurguladı.

 

Lavrov, Moskova ve Pekin'in BM Güvenlik Konseyi'nde yapılacak olası reformların tehlikeli oyunlara dönüşmesine müsaade etmeyeceğini söyledi.

 

Lavrov, "BMGK reformlarının uygulanabilmesi için BM'ye üye ülkelerin üçte ikisinin onayı gerekiyor. Eğer bu 'saygıdeğer ülkeler' değişiklikleri kabul ederlerse, o zaman 'bu reformla birlikte marjinalleşecekler' ve onlar için BMGK'nın meşruiyeti güçlenmek yerine azalacak" dedi.

 

Sputnik’in haberine göre Çin'in bu konuda Rusya'yla tamamen aynı görüşte olduğunu anlatan Lavrov, iki ülkenin BM'nin bölünmesi yerine ortak mutabakat sağlanması için çabalayacağının altını çizdi.

 

Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitriy Polyanskiy de BMGK'da reform yapılması gerektiğini söylemişti.

 

BMGK'da Batı'nın sayısal üstünlüğüne son verilmesi ve veto hakkıyla kararları manipüle etme imkânından mahrum bırakılması çağrısı yapan Rus diplomat, "ABD ve müttefikleri, BMGK'da sandalyelerin çoğunluğuna sahip ve gerçek bir vetoya başvurmadan, rakamlarla baskı yaparak ve kararları engelleyerek kolaylıkla 'gizli veto' uygulayabiliyorlar. Bu nedenle kolektif Batı'yı sayısal üstünlüklerinden ve BMGK'yı manipüle etme imkânından mahrum bırakacak bir Güvenlik Konseyi reformuna ihtiyacımız var" ifadelerini kullanmıştı.

 

ABD'nin küçümseyici bir tavırla tüm dünya ülkelerini iki kategoriye ayırmaya devam ettiğini belirten Polyanskiy, "İlk kategoride, 'ABD hükümetinin çıkarlarının gözetilmesi için' istenilen her şeyi yapmaya hazır olanlar, kendilerini 'kâinatın efendileri' ilan edenler yer alıyor, ikincisi ise dünyadaki diğer tüm ülkeleri içeriyor." demişti.

 

***

 

Güvenlik Konseyi’nde reform elbette şarttır ama Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda İsrail’in Gazze’de yaptıklarını anlatır ve dünyaya düzen vermeye çalışırken Yunan sahil güvenlik botları, Bodrum ve Datça sahilinde Türk balıkçıları kovalıyordu...

 

Emekli amiral Cem Gürdeniz, olayı özetle şöyle değerlendirdi:

 

*“Bodrum’dan sonra Datça‘da ikinci olayın gerçekleşmesi ve karaya intikal edecek seviyede ileri düzeye taşınması bu ihlalleri farklı boyuta taşımaktadır. Ortada önceden planlı ve kasıtlı bir sürecin varlığı açıktır. Özellikle Datça’daki ikinci ihlal kararı Atina’nın onayı olmadan verilemez.

 

*Yunan Hükümeti, ABD ve AB, ekonomik/siyasi baskısı altında adeta kıvranan hükümetimize Ege’de her gün yaşanan sıradan bir olayı iç sularımıza taşıyarak mesaj vermiştir. Bu mesajı verirken arkasına ABD ve AB’nin gücünü almıştır. Ege’de at koştururum ve sen bir şey yapamazsın demeye çalışmıştır.

 

*Yunanistan, Ankara’nın Ege ve Doğu Akdeniz söylemlerinin içinin boş olduğunu hem kendi kamuoyuna hem de donanma ve sahil güvenlik unsurlarına ispata çalışmıştır. Yani korkmayın mesajı vermiştir.

 

*İzmir’in zafer haftasında İsrail’in desteklemeye gelen ve hatta donanmamızın birlikte tatbikat bile yaptığı Amerikan Amfibi Saldırı Gemisi Wasp’ı Alsancak’ta vaveyla ile ağırlayan hükümetimizin artık ABD ile tam uyum içinde hareket ettiği ve dolar sopasıyla korkutulduğu bir konjonktür içinde Yunanistan daha da ileriye gidebilir.

 

*Her zaman söylediğimi tekrar edeyim Türkiye Anglosakson jeopolitik çekim alanında kaldığı sürece Ege’de hiç bir sorunu çözemez. Yunanistan bunu çok iyi biliyor ve sömürüyor.

 

*Mavi Vatan sloganla değil eylemle korunur.”

 

***

 

“Dünyaya düzen vermeye çalışırken” sözü çağrışım yaptı; ne demiş Ziya Paşa:

 

“Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât.

 

Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde.”

 

(Onlar ki dünyayı sözleriyle düzene sokmak isterler, oysa kendi evlerinde bin türlü ihmal ve düzensizlik vardır.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arslan BULUT(Yeniçağ)