Mustafa BALBAY


Manda madenciliği!

Manda madenciliği!


 

 

Bugün Dünya Madenciler Günü... Efsanevi anlatıma göre Roma İmparatorluğu döneminde, yüksek bir bürokrat, kızı Santa Barbara’ya çok kötü davranır. Barbara, babasından kurtulmak için bir 4 Aralık günü bugünkü İznik yakınlarında madene sığınır. 

 

 

Madenciler Barbara’ya özenle bakar. Ancak babanın gazabından koruyamaz. Baba, Barbara’yı bir şekilde öldürtür. Madenciler Barbara’yı unutamazlar. Bir süre sonra 4 Aralık’ı Madenciler Günü olarak kutlamaya başlarlar. 

 

Gelenek ülkemizde de sürüyor. 

 

Madenciler Gününü kutluyor, dünyanın en ağır işini yapan madencilerimize alın terinin hakkını alabildikleri, sağlıklı bir yaşam diliyoruz.

 

***

 

Ülkemiz maden kaynakları bakımından dünyada ilk 10’da. Ekonomik değeri olan 51 maden çeşidinden 29’u Anadolu topraklarında var. Üstelik kimi madenlerde dünyanın en zenginiyiz. 

 

Dünya bor rezervlerinin yüzde 73’ü Türkiye’de. Ancak bu madeni tonla ihraç ediyoruz, bordan üretilenleri adeta gramla ithal ediyoruz. 

 

Krom madeninde ilk üçteyiz. 

 

Mermerde birinciyiz, dünyadaki bütün potansiyel rezervin yüzde 40’ı Türkiye’de. Burdur bej, Afyon şeker, Akşehir siyah, Denizli traverten, Milas leylak, Ege bordo, Elazığ vişne tüm dünyada sıraladığımız adlarla anılan mermer türleri. Önemli bir bölümü sanatsal işlemeden sonra Türkiye’nin değil, işleyen ülkenin adıyla alıcı buluyor. Zira mermeri işlemede dünya yedincisiyiz!

 

Anadolu’dan dünyaya ilk ihraç edilen ürün mermerdi. MÖ 1. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar Roma’nın neredeyse bütün heykelleri Aydın Karacasu ilçesi yakınındaki Afrodisias Heykel Okulu’nda yapılıyordu. 

 

Zarafeti Takip Et

DS 7 E-TENSE ile tam elektrikli sürüş modunda kabindeki sessizliğin keyfini çıkarın.

DS Automobiles

Son yılların en çok konuşulan altın madeni rezervleri bakımından yerimiz değişik kaynaklara göre 6 ile 11. sıra arasında gidip geliyor. 

 

Başta altın olmak üzere genel olarak madencilikteki yöntemlerimiz ise yer yer vahşi diyebileceğimiz düzeyde. Cumhuriyetin bütün birikimini satan AKP, maden kaynaklarına da öncelikle rant gözüyle baktı. 2002 yılına dek 80 yılda verilen maden ruhsatı sayısı 1186’ydı. Son 22 yılda verilen ruhsat sayısı 400 bin civarında! Rekor Kaz Dağlarında. Sadece bu bölge 1634 ruhsata bölündü. Kaz Dağlarının yüzde 60’ı. Hemen tümü küçük yerli ortaklı yabancılara. 

 

Buna “ruhsat” değil, “ruh sat” denir!

 

***

 

Kırşehir’den Artvin’e, Muğla’dan Erzincan’a onlarca Anadolu kentinde birinci yerel gündem altın madeni için kesilen ağaçlar, harap edilen doğa, kirletilen hava. 

 

Yazı aramızda, Türkiye’nin maden rezervlerine ilişkin yukarıdaki bilgileri tazelerken heyecanlandık. Böylesine zengin bir coğrafyanın üzerinde olmak hangi yurtseveri heyecanlandırmaz. Ancak bu kaynakların doğayı öteleyerek, yabancıları önceleyerek işletilmesi bir o kadar hüzün verici.

 

Yabancı şirketlerle yapılan anlaşmalar açıklanmıyor. Konuyu bilenlerin aktardığı koşullar iki sözcüğü anımsatıyor:

 

Kapitülasyon. Mandacılık.

 

 

Madencilik vahşileşti mi ne engel tanır ne kural. Altın ve değerli taşlar yönünde en zengin coğrafya olan Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki insanların ayrımcılığa uğramasının, ülkenin uzun yıllar çatışmalı olmasının nedeni bu zenginliğiydi! Afrika’dan Güney Amerika’ya 20. yüzyıla dek madenlerde çalışanların ortalama ömrü 35’ti. Madende sağlıklı çalışma yılı 7’ydi!

 

Türkiye de bundan payını alıyor. AKP, uygulamalarıyla Türkiye’nin temsilcisi değil, çokuluslu şirketlerin taşeronu.

 

Pek çok alanda olduğu gibi madencilikte de kapsamlı, ülke çıkarlarını önceleyen bir ulusal strateji planı yok.