Prof.Dr.Nurullah AYDIN


Milli ve Yerli, Beka, Diriliş ve Çıkış

Milli ve Yerli, Beka, Diriliş ve Çıkış


T E  K  R A  R

Türk Milleti’ne kin ve nefret kusan ihanet yapılanmaya ve sinsi hain işbirlikçi güce karşı mevcut partilerle, lider ve kadrolarla netice alma olanağının kalmadığı ortaya çıkmıştır.

 

Aydınlar, siyasetçiler, gazeteciler, gaflet ve dalalet içindedir.

 

Millet adına, ülke adına, herkes için konuşmaları gerekir. Konuşmuyorlar, halkın içinde görülmüyorlar. Cesaretsiz, pısırık, mıymıntı tiplere dönüştüler.

 

Kimileri; konuşarak, kimileri yazarak, herkes çalışıyor. Ancak; kimliksiz, kişiliksiz yalancılar, riyakarlar, işbirlikçiler, dönekler, liboşlar, daha etkin olmaya devam ediyorlar.

 

Çağdaşı; kimliksiz kişiliksiz yaşamakta

 

Milliyetçisi; sloganlara takılı kalmış okuma, öğrenme, anlatma sıkıntısında.

 

 

Solcusu; yüzyıl öncesinin kavram tartışmasında, toplum değerlerine yabancı

 

Liberali; küresel sermayenin sözcülüğünde, sömürü peşinde.

 

Zengini; zevk ve safa içinde servetine servet katmakla meşgul.

 

Fakiri; çaresiz, yardım alma peşinde.

 

Döneği; nemalanma peşinde.

 

İşbirlikçisi; efendilerinin emirlerini yerine getirmede hata yapmama çabasında.

 

Dincisi; din istismarcılığı yaparak dünya zevki ile meşgul,

 

Milletvekili, bürokratı; oh yan gel de yat cümlesini tekrarlamakla meşgul.

 

Rejim baronları, ideoloji baronları, çağdaş baronlar, din baronları, cemaat baronları dünyalıklarla meşgul.

 

Askeri; düşman kim, nerede arayışı ile şaşkınlık içinde.

 

Toplum, yetmiş fırkaya bölünmüş ama çekişme ve tepişme devam ediyor.

 

Bozuk düzen; insanların şaşkınlıkla izler hale geldiği acı gerçekler düzeni’dir.

 

Bozuk düzenin çanak yalayıcıları,

 

Bozuk düzenin haram rantlarına talip olanlar,

 

Bozuk düzenin kirli nemalarından yararlananlar,

 

Bozuk düzenin haram kemiklerini yalayanlar,

 

Bozuk düzenin ganimetlerinden nasiplenenler,

 

Bozuk düzen çok kötü diyenler,

 

Bozuk düzen yıkılsın, yerine iyisi gelsin diyenler,

 

Bunların çoğunun şimdi sesleri solukları çıkmıyor.

 

Bozuk düzenin zehirli nimetleri onları semirtti.

 

Haram yiyiciler, devletin milletin, saçı bitmedik yetimlerin haklarını yemeye devam ediyor.

 

Yağma, talan, vurgun gece gündüz devam ediyor.

 

Otuz sene önce içmeye ayranı olmayanlar bugün yedi yıldızlı hayat sürüyorlar.

 

Kokuşmaya, yolsuzluklara, haksızlıklara, haram yollarla zengin olmaya karşı muhalefet etmeyenler; aksine yalakalık, yağcılık, pohpoh, dalkavuklukluk yapanlar vasıflı ve dürüst vatandaş değildir, gerçek aydın değildir.

 

Sözümüz söz, kararımız karardır.

 

Türkiye Devleti’ni; milletin kanıyla, irfanıyla kurduk dolayısıyla biz nigahbanız, bekçiyiz, sahibiz. Kimsenin endişesi olmasın. Bizim azımız çoktur. Önemli olan muktedir olmaktır. Biz her zaman muktedirdik, Türkiye insanı her zaman muktedirdir. Bu memleketi vatan bilen, bu milleti kendi milleti bilen herkes için konuşacağız. Herkesin hakkı, eşitliği için biz kendimizde söz hakkı buluruz.

 

Göz olup göreceğiz.

 

Kulak olup dinleyeceğiz.

 

Dil olup anlatacağız.

 

Kalem olup yazacağız.

 

Ayak olup gideceğiz.

 

Biz neyi anlatacağız? Garip-gurebaya, fakir-fukaraya, cahil-cühelaya, işbirlikçileri, dönekleri, liboşları, istismarcıları, kimliksizleri yani gerçekleri anlatacağız.

 

Biraz daha yüksek sesle, belki biraz daha çok, gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.

 

Bizler; herkesin umutla beklediği o SES’iz. Bundan sonraki süreçte gereğini yapacağız.

 

Sözümüz yine söz.

 

Biz Türk Milleti’nin SESİYİZ.

 

Bu ses, vatan sathında yankılanacaktır.

 

Günün Sözü: Bilen, planlayan, sakin olan kazanır.