Mustafa BALBAY admin


Ortadoğu’nun parçası olmak!

Ortadoğu’nun parçası olmak!


Son gelişmeler bir kez daha gösterdi ki tablo şu:

 

 

 

AKP’nin Filistin davası yok, Hamas davası var!

Öncelikle İran’da öldürülen Hamas’ın siyasi büro başkanı İsmail Haniye’nin Katar’daki cenaze törenine bakalım.

Türkiye’den Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, AKP Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül cenaze törenine katıldı. Bu, cumhurbaşkanından sonraki en üst temsil demek. 

Peki Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün?

Bu ülkelerden resmi düzeyde bir katılım yok.

Ya Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas

O da cenaze törenine katılmadı!

Bu tablo Arap dünyasının içinde bulunduğu durumu da ortaya koyuyor. 

Eğer, AKP iktidarının Filistin diye bir davası olsaydı her şey bir yana Filistin’de birliğin sağlanması için çaba harcardı.

***

Bugünkü dağınık durumun yapı taşları 2021 yılından itibaren adım adım özenle döşendi. İsrail Mısır’la sürdürdüğü ikili ilişkilerin yanı sıra Ürdün ve BAE ile de anlaşmalar yaptı. Öyle ki anlaşmalar ticaretten turizme kadar İsrail’le her türlü ilişkinin geliştirilmesini içeriyordu. 

 

 

 

İsrail devamında Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn’le de ilişkilerini normalleştirdi. 

7 Ekim 2023’te Hamas’ın başlattığı “Aksa Tufanı” yukarıda özetlediğimiz anlaşmaları ve normalleşmeleri etkilemedi. Bu ülkelerin hemen hiçbirinden Hamas’a yönelik bir destek açıklaması duymuyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı da çoğu çocuk, kadın, sivil binlerce kişinin öldüğü Gazze faciasına sessiz. Oysa 57 ülkeli bu teşkilat özünde Kudüs için kurulmuştu!

Ortada ürkütücü bir tablo var. 

Burada en kolay şey kınamak. İsrail yönetimini en ağır sözlerle eleştirmek. Fidan’ın dediği gibi İsrail’in tasmasını elinde bulunduranları uyarmak. 

Ancak bunun mevcut durumu derinleştirmekten başka bir işe yaramadığı gün gibi ortada. 

Sanki herkes bu gerilimden besleniyor. 

Sanki herkes, en kolay yaptığı şeyi, yani gerilim üretmeyi seviyor.

Büyük gerilimler üretiliyor ama bakıyoruz hâlâ İsrail’in soykırım yaptığına ilişkin açılan davaya müdahillik dilekçesini Erdoğan’ın açıklamasına göre bugün vermiş olacağız!

Yanlış anlaşılmasın, dava açmıyoruz, açılmış olan davaya müdahil olma kararını nihayet vermiş ve dilekçemizi hazırlamışız!

 

 

 

Anlaşılan demeç hazırlamaktan dilekçe hazırlamaya fırsat bulunamadı!

***

Gelinen noktada Türkiye’deki yönetim anlayışı da Ortadoğu mantığının bir parçası oldu!

Verilen demeçlerle yapılanların örtüşmediği...

En sert suçlamaları, hakaretleri yaparken bunun önceden haber verildiği...

Karşısındakine saldırarak onun koltuğunun sağlamlaştırıldığı, aynı şeyin ondan da kendisi için istendiği...

Yaşamın değil, ölümün kutsandığı...

İktidarda kalmak için toplum katında güçlü olmak yerine, rakibin her yöntemi kullanarak ezildiği...

İçeride zayıflayınca dış düşman üretildiği...

Dinin değil, dinciliğin kutsandığı...

Ahlaki değerler yerine özel üretilmiş, son kullanma tarihi değişken değerlerin öne çıkarıldığı...

Barış ekonomisi yerine savaş ekonomisinin geçerli olduğu...

 

 

 

Kadınların ve çocukların ancak ölünce değer kazandığı...

Emperyalist ülkelerin her türlü sosyal denemeyi yapma hakkını kullandığı...

Yönetici sınıfın zenginliğinin iktidar gücünün göstergesi olduğu...

Bir plan yapmak yerine, her türlü planın parçası haline gelmiş bir Ortadoğu!