Şahsıma mektuplar (48) Sabırname!
Eyyy milletim,
İşte size yeni yıla dair en büyük müjdemi veriyorum; 2025’i sabır yılı ilan ettim! Sabırla koruk helva, iktidar daim olur!
Milletine sabretmeyi öğretememiş bir yönetici, son kullanma tarihini bekleyen bir raf mahsulünden başka bir şey olmaz!
Şahsımın son kullanma tarihi yoktur; şahsım, herkesin son kullanma tarihini belirler.
Milletimin ne istediğini, neyle yetindiğini en iyi ben bilirim:
Yaşarken sabır taşı, ölünce mezar taşı!
Bu dengeyi tutturduk mu tamam. Evelallah bizi kimse yıkamaz!
Büyüklük bende kalsın, bunun formülünü de vereyim:
Beklentileri diri, tepkileri ölü tutacaksın!
Bu da iktidar tutkalının etkisini sağlamlaştıran bir formüldür.
***
Bu yılı sabır yılı ilan ettim ya; uyguladığım formüllerin etken maddelerini de paylaşayım ki bizim bu işi ne kadar bilimsel yöntemlerle sürdürdüğümüzü anlasınlar.
Günde 7 Lira’ya e-Fatura’ya Geçin! 1000 Kontör Hediyeli!
60.000'den Fazla Mikro İşletmenin e-Fatura ve Ön Muhasebe Tercihi
Logo İşbaşı
Tarihte özlü sözler söyleyip liderlik yapanlar olmuş. Bizim kutupyıldızımız şu sözdür:
Türk dövün, yetin, çatış!
Bunların her biri son derece yararlı, milletime sürekli gerekli kavramlar. Milleti dövünme halinde tutmak gerekir. Hep yakınacak, söylenecek. Ancak söylemeyecek! Zor durumda olduğundan yakınacak, nedenini sorgulamayacak.
Dövünme ileri giderse çözüm arama belası başlar. O yüzden yetinmeyi de öğrenecek. Azıcık aşım, dertsiz başım, karnım doymazsa yetişsin sabır taşım!
Ne güzel uydu!
Atasözlerinin devamına şahsım sözleri eklemek, halkıma son derece yararlı bir hizmet.
Yetinmek güzel de bunun devamına da çatışmayı koymak gerekir. Milletimi hep ikilemlerde tutup kutuplaştırmak olmazsa olmaz, dengesini tutturursan tadından yenmez!
Biz hayvan severleri bile sokakta sevenler, evde sevenler diye kutuplaştırmayı başarmış bir iktidarız!
Sabır taşını güçlü tutacak, hiçbir zaman kırılmamasını sağlayacak iki etken maddemiz var:
Alış. Unut.
Her ikisi de milletimde gani gani. Bunları ihraç ürünü yapıp dünyaya yollasam yolumu daha çok bulurum!
Alışmak. Açlığa, az yemeye alıştılar da bir de hiç yememeye alışsalar, bütçeyi daha rahat yöneteceğim! Olsun, bana alıştılar ya!
Unutmak. Benim aziz milletim neyi unuttuğunu bile unutur! Desem ki:
Vatan yahut nohut!
Sadece son kelime akılda kalır!
Bu kadar büyük meziyetleri olan bir milleti yönetmek şahsıma nasip oldu! Bunu başkasına nasip etmem! Milletime ihanet olur!
***
Fitne üreticileri, kıymet bilmezler 2024’ü emekliler yılı ilan etmemizin anlamını, önemini bir türlü kavrayamadılar.
Sabrederek 2025’e ulaştılar, daha ne?
Hem öyle dinç ve sportmen ulaştılar ki... Her sabah kalkıp hangi markette ne ucuz diye dolaşmıyorlar mı? Spor yapmış olmuyorlar mı? Bundan daha sağlıklı bir güne başlama olabilir mi? Sabretmekten “Sabriye” adı var da “Sabrettin” yok! Çocuğuna bu adı verene Saray’da keder meyvesi ikram edeceğim!
2025 sabır yılından çok umutluyum. 2024’te terörist diye görevden aldığımız Ahmet Türk’ü 2025’te devlet protokolüne almadık mı? Buna milletim hemen alışıp uyum göstermedi mi?
Yıllardır enflasyon hesabımız tutmuyor. 2024’te enflasyon yüzde 5 olacak dedik. Sonra alıştıra alıştıra 36’ya kadar getirdik. Gerçekleşen 45 oldu. Buna milletim alıştı, geçmişi unuttu, verdiğim zamla yetindi!
Türk dövün, yetin, çatış!
Sabret, unut, alış!