Prof.Dr.Esfender KORKMAZ

Tarih: 12.01.2025 01:02

Sanayide daralma istikrar için tehdittir

Facebook Twitter Linked-in

Sanayileşmesini tamamlamış, gelişmiş ekonomilerde, sanayi sektörünün payı azalır. Bunun nedeni, sanayi sektörünün mevcut mal üretme kapasitesinin, toplam talebe cevap verecek seviyeye gelmesidir. Ayrıca daha ucuz ve daha kaliteli mal ithalatı nedeniyle de, içerde bazı sanayi sektörleri daralabilir.

Gelişmiş ülkelerde refah artışı hizmet sektörüne olan talebi de artırır. Bu nedenle hizmet sektörünün Ekonomi içindeki payı artar. Sanayi sektörü küçülmez ve fakat ekonomi içindeki payı azalır.

Türkiye gibi, petrol geliri olmayan, gelişmekte olan ülkelerin iktisadi kalkınmalarında sanayi sektörü sürükleyici sektördür. Ancak verimlilik artışı için, yapay zeka, Robotik otomasyon, digital ikiz, yeşil teknoloji ve akıllı fabrikalar, gibi yeni teknolojilere de sahip olmak gerekir.

Sanayileşmesini tamamlamamış olan gelişmekte olan ülkelerde eğer sanayinin payı düşüyorsa, “erken sanayisizleşme” var demektir.

Erken sanayisizleşme, bir ülkenin sanayi sektörünün, ekonomik kalkınmanın henüz erken aşamalarında olmasına rağmen, üretkenlik, istihdam ve çıktıda düşüş yaşadığı bir olgudur” (*)

(* Dani Rodrik- John F. Kennedy School of Government Harvard University Cambridge, MA 02138 Revised)

Başka bir ifade ile erken sanayisizleşme, ekonomik kalkınmanın henüz erken aşamalarında olan ekonomilerde, sanayi sektöründe verimlilik, istihdam ve çıktı bakımından düşüş yaşanması demektir.

Erken sanayisizleşmenin, ekonomik istikrar ve kalkınma üzerinde olumsuz etkileri vardır.

Erken sanayisizleşme gelişmekte olan ekonomileri ithalata bağımlı ekonomi yapar. Bu durumda sürekli dış açıklar oluşur, bu açıklar yoluyla ülke kaynak kaybeder, orta gelir tuzağına düşer ve kalkınma sürdürülemez.

İstihdam düşer, işsizlik artar. Hizmet sektöründe vardiyalı çalışma daha az ve mevsimlik çalışma yaygın olduğu için, işsizliği telafi edemez. İşsizlik, gelir dağılımının bozulmasına neden olur.

Dünyada erken sanayisizleşme yaşayan ülkeler var.

Arjantin: Arjantin, ekonomik kalkınmanın erken bir aşamasında olmasına rağmen imalat sektöründe bir düşüş yaşadı. Bu, ticaretin serbestleştirilmesi, para biriminin devalüasyonu altyapı ve teknolojiye yatırım eksikliği gibi faktörlerin bir kombinasyonuna atfedildi.

Brezilya: Brezilya'da da imalat sektöründe bir gerileme yaşandı. Bu gerileme ekonomik istikrarsızlık, altyapı ve teknolojiye yeterli yatırım yapılmaması ve doğal kaynaklara aşırı bağımlılık gibi faktörlerin birleşiminden kaynaklanıyor.

Güney Afrika: Güney Afrika, altyapı ve teknolojiye yeterli yatırım yapılmaması ve düşük maliyetli ithalatla rekabet gibi faktörlerin birleşimi nedeniyle imalat sektöründe bir düşüş yaşadı.

Türkiye‘de: Teknoloji üretimi yapılmadı. İhracatta yüksek teknoloji ürünlerinin payı yalnızca yüzde 3 dolayındadır.

2001 kriz sonrasında, döviz rezervleri yetersizken erken olarak serbest kur politikasına geçtik. Aramalı üretimi düştü, üretimde ithal girdi payı arttı. Orta gelir tuzağına düştük.

2005- 2012 arasında Türkiye’de kontrolsüz kısa vadeli sermaye girişi ile , TL aşırı değerlendi , ithal aramalı ve hammadde daha ucuza geldiği için , pamuk ekimi durdu. İplik fabrikaları kapandı. Türkiye’de ithalata bağımlı üretim yapısı oluştu ve son 20 yılda 730 milyar dolar cari açık verdik.

Erken sanayisizleşmede, siyasi iktidarın reel sektörü ihmal etmesi ve ekonomiye yalnız finans penceresinden bakması etkili oldu. Bugün de bu kriz ortamında vergi oranlarının artırılması sanayi sektörünü zorluyor.

Son üç yılda sanayi üretim endeksi düştü. 2022 de 122,2 olan sanayi üretim endeksi, 2024 yılında 112,4’e geriledi. İmalat sanayiinde yıllık ortalama kapasite kullanım oranı 2022 de 77,21 iken 2024’te 75,93’e geriledi.

eso1.jpg

Öte yandan sanayi sektöründe büyüme çoğu çeyrekte eksi oldu.2024 ikinci çeyrekte yüzde eksi 1,6 ve üçüncü çeyrekte yüzde eksi 2,2 daraldı.

eso9.jpg

Bir yandan sanayisizleşme yaşıyoruz, bir yandan sanayi sektörü daralıyor. Sanayici küçülmeye gidiyor. Bu gidişat iyi değil, işsizlik artacak, durgunluk içinde kronik enflasyon oluşacak, ithalat artacak ve cari açık devam edecektir.

Bu dediklerimin iyimser ve kötümser olmakla bir ilgisi yoktur. Sanayide eksi büyüme var diye ben söylemiyorum, resmi veriler söylüyor. Biz akademisyenlerin doktora yemini var. Yanlı ve yanlış değerlendirme yapamayız. Bütün bunları hükümet dikkate almalıdır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —