Irak ordusu direnmedi, ABD, Irak’ı işgal etti. İşgalden sonra Irak ordusunun Kesnizani denilen sapık bir tarikatın yönetiminde olduğu ortaya çıktı. Amerikan işgali altında yeniden kurulan yapılanma ise ordu olmaktan çok uzak...
Afganistan, Amerikan işgali altındayken, dağılmış ordunun yerine NATO’nun eğitim verdiği 180 bin kişilik bir ordu kuruldu. Yıllar önce 200 komutanı Pentagon’da eğitilen Taliban, Afganistan’ı süratle işgal ederken, Afgan ordusu dağıldı, ABD, milyarlarca dolarlık ağır silahlarını Taliban’a bırakarak çekildi, ülke yönetimi, tek silahlı güç olarak kalan Taliban’ın eline geçti. Afgan ordusunun askerleri, ABD, İran ve Türkiye’nin gizli anlaşmasıyla ceplerine para konularak, İran üzerinden otobüslerle Türkiye sınırına gönderildi. Türkiye sınırında bırakılan Afgan askerleri, yürüyerek ülkeye girdi.
***
Suriye’de 300 bin kişilik ordu, ABD ve müttefiklerinin ülkeye silahlı güçler sokmasıyla çıkan iç savaşta eridi. 200 bin kişi firar etti. Kayıplar veren ve 80 bin kişi kalan ordu mensupları, 17 dolar maaşla sefilleşti. ABD’nin, dünyanın dört bir tarafından terörist getirip kurduğu IŞİD örgütü, El Nusra’ya dönüştü. El Nusra da HTŞ adıyla yeniden örgütlendi ve ABD ile Türkiye’nin koruması altında yaklaşık altı yıl burada hazırlık yaptı. Tayyip Erdoğan’ın, “Ey Amerika, Özgür Suriye Ordusu’nu beraber kurmadık mı?” diye bahsettiği yapı ise “Suriye Millî Ordusu” olarak, Türkiye’nin kontrolüne alındı. Bu arada Beşşar Esad, ülkenin kuzey doğusunu, ABD’nin “Suriye Demokratik Güçleri” adı altında 100 bin kişilik ordu hâline getirdiği PKK/PYD/YPG’ye bıraktı.
Rusya ve Suriye rejimi, İdlib’deki HTŞ’nin silahsızlandırılmasını ısrarla istese de mevcut durumu kabullendi...
***
Devlet Bahçeli’nin “Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun” çıkışı ise Suriye’de ABD tarafından planlanan bugünkü durumun, Türkiye’de aylar öncesinden bilindiğini ve buna göre tutum geliştirildiğini gösteriyordu. Abdullah Öcalan serbest kalsaydı, ne olacaktı, nereye gidecekti, o bilinmiyor!
Yalnız Reuters, HTŞ’nin altı ay önce Türkiye’den zımni onay aldığını iddia etti. BBC ise HTŞ, Halep’e doğru harekete geçtiğinde Suriye Millî Ordusu denilen yapının, Tel Rıfat ve Münbiç’i PKK/PYD/YPG’den temizleme operasyonuna başlamasından iki gün önce ABD ve Türkiye Savunma Bakanları’nın bu konuda mutabakata vardığını yazdı. Nitekim Münbiç’te bulunan az sayıda Amerikan askeri de operasyon başlarken Fırat’ın doğusuna çekildi. PKK/PYD/YPG de mutabakattan haberdar olduğu için direnmedi.
Türk kamuoyu, Tel Rıfat ve Münbiç’in PKK’dan temizlenmesiyle ve Halep kalesine bir Türk bayrağı asılmasıyla oyalanırken, HTŞ, Şam’a girip yönetimi devraldığında, ilk iş olarak zaten silahlarını bırakıp kaçan Suriye ordusunu lağvettiğini açıkladı.
İsrail de ordusuz kalan Suriye’nin bütün askerî tesislerini iki gün içinde yerle bir etti. İsrail, Suriye hava sahasını, kendi hava sahasından daha rahat bir şekilde kullandı ve ordusuz Suriye’nin, savunma mekanizmasını tamamen yok etti.
Şimdi bu durum, “baskıcı rejim sonlandı, özgürlük geldi” diye bayram gibi kutlanıyor... Elbette Suriye rejimi masum değildir ama HTŞ de başından beri ABD ve İsrail’e çalışıyordu. İsrail uçakları, Suriye’nin askerî alt yapısını yok ederken, HTŞ lideri, İsrail televizyonuna röportaj veriyordu.
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı ordusunun işgalciler tarafından dağıtılamayan iki unsuru, yani Erzurum’da Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu ve Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle, Ali Fuat Paşa’nın silah bırakmadan Konya’dan Ankara’ya getirdiği 4. Kolordu’ya dayanarak kurulabilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile Ankara’daki Meclis toplantılarını bu iki güce dayanarak yapabildi. Millî ordu, bu iki kolordu üzerine kuruldu. Yoksa bölgesel direnişler, işgal orduları karşısında yetersiz kalacak; Türk Milleti tamamen yok edilecekti! İstiklâl Savaşı, mazlum milletlere işte bu şekilde örnek oldu.
Yıllardır olan bitenden habersiz olarak çile çeken ve serbest bırakılan Suriyeli mahkûmların hatta ülkeden kaçmak zorunda kalan sığınmacıların sevincine kimsenin bir diyeceği olamaz ama İsrail, bütün dünyanın gözü önünde Suriye’nin savunma gücünü havadan bombalarken, ülke Rusya ve İran güdümünden çıkıp ABD ve İsrail güdümündeki örgütlerin yönetimi altına girdi diye bayram yapmak, bağımsızlık savaşı vermiş Türk Milleti’ne yakışmaz..
Arslan BULUT(Yeniçağ)