Konuk YAZAR


Tarihî gerçekler unutulmamalı

Tarihî gerçekler unutulmamalı


 

 

20. dönem milletvekili Adil Aşırım söyleşimizde siyasi tarihe ışık tutacak çarpıcı anısını şöyle anlattı:

 

“Amerikan Büyükelçiliği'nin bir geleneği var her dönem parlamentoda dikkat çeken milletvekillerini bir aylığına Amerika’ya götürüyor.

 

Amerika’ya geziye götürmeden önce oryantasyon için büyükelçilikte tek tek yemeğe alıyorlar ve programı anlatıyorlar.

 

Ekim 1997’de beni yemeğe aldıklarında, siyasi müsteşar ve bizimle ilgili konsolos, Recep Tayyip Erdoğan’ı methettiler. Sonra bir anket çıkardılar ve %27 ile iktidar olabileceğini söylediler.

 

Kasım ayında da biz Amerika’ya gittik.

 

Haşim Haşimi, Bülent Tanla ve ben, bizi Amerika’nın Beyaz Saray ve kongre binası dâhil, çeşitli yerlere götürüp gezdirdiler.

 

Bize mihmandar olarak verdikleri de uzun süre Liberal Parti Genel Başkanlığını yapan Cem Toker Bey’di.

 

Benden sonra da Erkan Mumcu’yu götürdüler.

 

Erkan Mumcu’yu gezdiren mihmandar Egemen Bağış idi.

 

Cem Bey ve Egemen Bey o zaman Amerikan Hükûmetinin sözleşmeli mihmandarıydılar.

 

Türkiye’ye döndükten sonra konsolosları ile her görüştüğümüzde hep Tayyip Bey’i öne çıkarıyorlardı.”

 

Değerli okurlarım,

 

Aradığım Cem Toker kendi şirketleri ile mihmandarlık yaptıklarını doğrulayarak, “Amerika her yıl her ülkeden yaklaşık 10 bin kişiyi davet eder. Yeme, içme yatma tüm masraflarını da Amerikan hükûmeti karşılardı” dedi.

 

Egemen Bağış yolsuzluktan görevden alınıp büyükelçi yapıldı Erdoğan tarafından.

 

Erkan Mumcu, ANAP Genel Başkanı iken DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile her iki partiyi birleştirip tarihe gömendir.

 

Recep Tayyip Erdoğan başbakan iken gururla söylediği şu sözleri de anımsayalım.

 

-“Türkiye’nin Orta Doğu’da bir görevi var. Nedir o görev? Biz geniş Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesinin eş başkanlarından bir tanesiyiz. Biz bu görevi yapıyoruz.”

 

“Yeni anayasa” turları yapan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un AKP ve Erdoğan için söylediği şu sözleri de anımsayalım:

 

-“Bakın bu fakir, 9 ay dilimde tüy bitti. 9 ay boyunca her vesileyle söyledim. Dedim aman yapmayın.

 

Biz 1963’ten beri OECD üyesiyiz. Veto ettiğimiz takdirde İsrail'in üye olması mümkün değil.

 

İsrail'i veto edin İsrail üye olmasın. Daha evvel İsveç, Norveç birçok ülke etmiş.

 

Ne yazık ki 2010 yılında Türkiye Mayıs ayında kabul etti ve İsrail 1967 savaşlarından bu yana en büyük diplomatik zaferini Türkiye vasıtasıyla kazandı.

 

2023'te zenginlerin yaşadığı sitelerin etrafında dilenen yoksullara polisin biber gazı ile müdahale ettiği haberlerini okuyacağız.

 

2023'te Erdoğan’ın çocukluk arkadaşı, askerlik arkadaşı, mahalleden arkadaşı, belediyeden arkadaşı ve şoförlerinden başka hiç kimsenin milletvekili olamadığını göreceğiz.

 

Bu çok ağır olacak ama şunu söyleyeyim. Sayın Başbakan'ın (Tayyip Erdoğan) kalbi Ali diyor, dili Muaviye söylüyor.

 

Adalet Kalkınma Partisi, biz Türkiye'de kalkınmayı sağladık diyorlar ya...

 

Bunun adına adalet, kalkınma, refah falan demezler. 'Adaletsiz Kalkınma Partisi' olarak değiştirelim ve bundan sonra öyle kullanalım.

 

Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğimize söz veriyoruz.

 

Musa gibi gelip Firavunlaşmayacağıma namusum üzerine söz veriyorum.

 

Edebinizi takının. İnin şu kibir kulelerinden aşağı."

 

İsrail’i o gün OECD’ye üye yapan Erdoğan, bugün Gazze’de soykırım yapılması karşısında bu hesabı nasıl verecek?

 

O kibir kulelerinde bugün sen de varsın ya Kurtulmuş.

 

Adaletsiz AKP’nin Meclis Başkanı olarak adaletsiz Can Atalay kararına imza attın ya Kurtulmuş.

 

Ne oldu namus sözün Kurtulmuş?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Orhan UĞUROĞLU(Yeniçağ)