Ocak-Ağustos 8 aylık dönemde, dış ticaret verilerine göre;
İthalatın daralmasına 2023 eylül ayında külçe altın ithalatının kotaya bağlanması ve ekonomide düşüş trendi etkili oldu. Külçe altın ithalatının kotaya bağlanmasının maliyeti var. Kaçak altın girişi olur ve fakat bunun maliyeti dış ticaret açıklarının yanında daha düşük kalır.
Dış ticaret açığındaki azalmanın ikinci nedeni, iç üretimin daralmasıdır.
İç üretimde kullanılan ithal girdi payı yüksektir. İç üretim daralınca;
Üretimde girdi olarak kullanılan aramalı ve hammadde ithalatı da düştü.
2023 yılının ilk 8 ayında 182,7 milyar dolar olan aramalı ve hammadde ithalatı, 2024 yılında 157,4 milyar dolara geriledi. Toplam ithalat içindeki payı yüzde 73,8’den yüzde 69,7’ye düştü.
Ekonomide canlanma olunca, girdi ithalatı tekrar artacak ve dış ticaret açığı da artacaktır.
Dış ticaret açığını kalıcı çözmek ve dış ticaret fazlasına odaklanmamız gerekir. Bunun içinde;
1) Üretimde kullandığımız ithal girdi payını düşürmemiz gerekir. Söz gelimi otomotiv sanayii gibi yüksek oranda ithal girdi kullanan sektörlerde, ithal ikamesi politikası uygulamak gerekir. Bu alanlarda yerli ve yabancı, ithal ikamesi aramalı ve hammadde ikame yatırımlarına yüksek teşvik vermek gerekir. Gerekirse devletin piyasaya girip geçici olarak doğrudan yatırım yapması gerekir.
2) Türkiye’nin milli dış ticaret politikası olmalıdır. Uluslararası mevzuata uygun milli politika uygulanabilir.
2024 sekiz aylık dış ticaret verilerine göre;
Şimdi Türkiye, Rusya ve Çin hegemonyasında olan BRİCS’e girmek istiyor. Eğer girersek batıdan daha çok kopacağız. Rusya ve Çin bizi daha çok sömürecek.
Bunun adına milli dış ticaret politikası denilemez. Hiçbir hükümet de dış ticareti bu kadar başıbozuk bırakamaz. Önlem almayan Türkiye için söylenecek tek söz var; demek ki hükümetin ithalat lobilerine gücü yetmiyor. Gerçekten Rusya ve Çin’de dış ticarette her türlü rüşvet ve yolsuzluk dönüyor.
Hükümeti destekleyen ittifak partileri ya işin farkında değil, yada dış ticaret lobisinden çıkarları var. Muhalefet partilerinin de işin vahametini anlamadıkları çok açıktır.
Türkiye 2003 yılından bugüne 1,1 trilyon dış ticaret açığı verdi. Bu açıkta işi kovalamayan muhalefet partilerinin de günahı var.