Mustafa BALBAY admin


Vurulan İran!

Vurulan İran!


Hamas’ın siyasi büro şefi İsmail Haniye, 60’ı aşkın yakınının öldürülmesinin ardından dün İran’ın başkenti Tahran’da uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. 

 

 

 

Durumun genel özeti şu:

Haniye öldürüldü, İran vuruldu!

Haniye’nin İran topraklarında öldürülmesi saldırının sadece Hamas’a yönelik olmadığını gösteriyor.

İran’ın reformcu diye bilinen yeni cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın göreve başlama töreni için Tahran’a gelen Haniye’nin, Katar’ın başkenti Doha’da toprağa verileceği açıklandı. 

Hamas’ın bilinen yönetim merkezi Doha. 

Birkaç ay önce Hamas’ın buradan taşınacağı, yeni adresinin Türkiye olabileceği konuşuluyordu. Ancak “şimdilik” bundan vazgeçildiği haberleri yayıldı. 

Doha’ya dikkat çekmemizin nedeni şu:

ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük üssü de Doha’da! 

Arap dünyasında değişimin şart olduğu zemininde yayın yapan El Cezire televizyonunun merkezi de Doha’da!

***

Böyle bir günde Doha merkezli komplo teorileri peşinde değiliz. Ancak hem ABD’nin bölgedeki en büyük askeri üssünün Doha’da olması hem de ABD’nin her konuda kayıtsız şartsız yanında olan İsrail’in can düşmanı Hamas’ın yönetim merkezinin Doha’da olması normal mi?

 

 

 

Özellikle “Arap Baharı” sürecindeki yayınlarıyla “katalizör” olduğu iddialarıyla hedef haline gelen, Arapça ve İngilizce yayın yapan El Cezire’nin de her geçen yıl daha güçlü hale gelmesini bunun yanına konunca insanın aklına şu soru geliyor:

Bunlar normalse anormal ne?

Bu durum şöyle bir savunma ile geçiştirilebilir:

Katar’da demokrasi var. Özgürlükçü bir ülke. Böyle bir merkez olmaya karar vermişler. Saygı duymak gerekir!

Elbette bu da bir değerlendirmedir ama Katar emirinin şöyle bir yakın geçmişi var:

Annesi ile bir olup babasını devirdi. Halen yönetimde, annesi de etkin! 

Öylesine etkin ki yine yalanlanmayan haberlere göre anne Şeyha Moza, oğlunun ensesinde boza pişirdi, ille de İstanbul Kanalı diye planlanan bölgeden arsa aldı!

Katar’la Türkiye’nin ilişkileri de düşman çatlatacak cinsten!

***

İsmail Haniye’nin Doha’da gömülecek olması bizi nerelere getirdi.

 

 

 

Ortadoğu’da kimin eli kimin cebinde, kimin gözü kimin tahtında belli değil. Zaten yönetim anlayışı da bu temele dayanıyor. 

Küresel aktörlerin her birinin özel maşalarla savaşa tutuştuğu bölgede şimdi İran’ın sinirleriyle biraz daha oynanıyor. Yeni yönetimin “intikam” siyaseti izlemekten başka bir seçeneği olursa, ondan intikam alırlar!

İşte her fırsatta yaptığımız önermenin yine tam zamanı:

Aman Ortadoğu’da sorunların bir parçası olmaktan kaçınalım!

Gönül ister ki çözümlerin parçası olalım. Ancak yukarıda vurguladığımız gibi kimin çözümden yana kimin savaştan yana olduğu da belli değil. Haniye’ye yönelik suikasttan sonra sık vurgulanan konulardan biri şu oldu:

Haniye, Gazze’de ateşkes anlaşması için en çok çaba harcayanların başında geliyordu!

Buradan şu çıkarım da mümkün:

Ateşi durdurmaya kalkan ateşe atılır!

Suikastın üzerinden saatler geçtikten sonra ortaya çıkan tabloya ilişkin genel değerlendirmelerimiz böyle. 

Dünden itibaren en büyük çengel şu soruda:

 

 

 

İran bundan sonra ne yapacak?

Dini lider Hamaney, “İsrail kendisine ağır bir ceza verilmesinin zeminini hazırladı!” dedi.

Görünen o ki ABD seçimleri öncesi herkes bir adım önde yer tutmak istiyor!