Murat AĞIREL editör


Yaşadıklarımın Çığlığı

Yaşadıklarımın Çığlığı


Adı: Güven Şağban... 

 

 

 

1969 yılında babasının memuriyeti nedeniyle Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğdu. 

İlkokulu Ankara’da ortaokul ve liseyi Kütahya’nın Simav ilçesinde tamamladı. 1990 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 2000’de ise Kara Harp Akademisi’nden mezun olan Şağban, jandarma subayı olarak görev yaptı. 

Takım, bölük, ilçe jandarma komutanlığı ile kurmay subay olarak hizmet verdi ayrıca plan subayı, şube müdürü ve daire başkanı olarak görev yaptı. 

2007-2008 yıllarında İtalyan Güvenlik Akademisi’ni tamamladı ve 2011-2013 yılları arasında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde üye olarak görev yaptı. 

Bilmeyenler için anlatayım; Güven Şağban, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Plan ve Güvenlik Daire Başkanı iken 15 Temmuz 2016 tarihinde darbecilere karşı koydu ve gazi oldu. 

Jandarma Genel Komutanlığı’nı basan FETÖ’cülere karşı karargâhı darbecilerden kurtarmaya çalışan albaylar arasında yer alan Şağban, silah arkadaşları Jandarma Kurmay Albay Ali Demir, İstihbarat Daire Başkanı Jandarma Kurmay Albay Nurettin Alkan, Personel, Plan, Yönetim Daire Başkanı Jandarma Kurmay Albay Aziz Yılmaz ile birlikte o gece darbecilere geçit vermedi. 

Hatta darbeciler tarafından derdest edilmek istenirken, darbeci subaylar tarafından götürülüyorken çekilmiş çarpıcı bir fotoğrafı da var. 

 

 

 

15 Temmuz öncesi ve esnasında FETÖ’ye karşı sonuna kadar direnmiş, kendisine doğrultulan silahın tutukluk yapması neticesinde şans eseri hayatta kalmış, sonrasında da zorla emekli edilmişti. 

Tüm bu yaşadıkları ona ağır geldi. Hasta oldu. Akciğer yetmezliği teşhisi kondu. Akciğer nakli beklerken 55 yaşında hayatını kaybetti. 

Tüm bu hayat gayesi içerisinde Şağban, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında yaşadıklarını kaleme almıştı. Ama ölümüyle çalışması yarım kalmıştı. 

Bir yakını Kırmızı Kedi Yayınevi’nin sahibi Haluk Hepkon’a ulaşarak ne yapabileceğini sordu. Hepkon hiç bekletmeden kitabı yayına hazırladı. 

Kitap Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıktı. 

Adı: Yaşadıklarımın Çığlığı-Korkusuzlar. 

Kitabı elime alır almaz hemen Şağban’ın hayatının dönüm noktası darbeci Erkan Öktem’in krom kaplı 9 mm’lik silahının tutukluk yaptığı anlara dair yazdıklarının olduğu sayfayı açtım. 

Erkan Öktem FETÖ’cülerin en mide bulandırıcı figürlerinden biriydi. 

Darbe sırasında Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin özel kalem müdürüydü. O gece karargâhta darbeyi yöneten kişiydi. 

Güven Şağban, jandarma karargâhının nizamiyesindeki askerlere “Bu yaptığınız suç, darbeye iştirak ediyorsunuz. Sizin komutanlarınız biziz. Bizim emrimizi dinleyin. Bunlara inanmayın” diye bağırmıştı. Dahası Balyoz kumpasından yargılanmış diğer arkadaşlarıyla birlikte kapıdaki darbecilerle yumruk yumruğa kavgaya giriştiler. 

 

 

 

Darbecilere gelen destekle beraber Güven Şağban derdest edilip karargâhtaki konferans salonuna götürüldüğünde “Ooo Güven Bey, sen bize çok çektirdin, şimdi hesap vereceksin!” diye seslenen kişi Erkan Öktem’di. 

Güven Şağban yaşadıklarını kitapta şöyle anlatıyor: 

“Öktem’in haliyle emirlerimi dinlemeye niyeti yoktu. O gece karargâhta darbeyi yöneten kişinin o olduğunu sonradan öğrenecektim. Örgütünden aldığı emir gereği darbenin başarısı için her şeyi göze almış bir caniye dönüştüğüne tanık olacaktım. Normal olarak yazlık üniformalarda silah taşınmaz. Tabanca kılıfı da takılmaz. Erkan Öktem, dışarıdan görülecek şekilde kemerine silah takmıştı. ‘Sen komutanı görürsün!’ diyerek hışımla kemerinde bulunan silahını çekti. Hiç unutmuyorum, krom renkli, 9 mm çapında büyük bir tabancaydı. Namlusuna mermiyi verdi. Bu esnada yanımdakiler kendilerini korumak maksadıyla, beni kapıdan biraz geriye doğru çektiler. Erkan Öktem ile aramızda bir iki metre kadar mesafe vardı. Büyük bir kinle silahı bana doğrulttu ve tetiği çekti. Orada bulunan herkes tabancanın tetiğinin düşme sesini duydu ama şans eseri silah tutukluk yaptı, patlamadı. Bunun üzerine silahı tekrar doldurmak için mekanizmayı geri çekti. Patlamayan mermi, açılan kapak takımının boşluğundan dışarı fırladı ve yere düştü.” 

Kimdi Erkan Öktem? 

Dönemin Emniyet Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan’ı rehin alıp kafasına ateş ederek ağır yaralayan isimdi. Aslan’ın koruması Hasan Gülhan’ı da şehit etmişti. 

 

 

 

Mahkeme 10 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl hapis cezası verdiği Öktem’i karargah çevresindeki sekiz vatandaşın şehit edilmesinden de sorumlu tuttu. 

FETÖ’nün tarikat kültüne inanan insanların nasıl bir dönüşüm yaşayacağına örnektir Erkan Öktem. Çünkü Öktem, Güven Şağban’ın komşusuydu. 

Şağban onu rehin alıp öldürmek için tetiğe basan adamı şöyle anlatıyor kitabında: 

“Beni karargâhın orta yerinde öldürmeye çalışan Öktem ile Anıttepe’de aynı lojmanda oturuyor ve aynı karargâhta çalışıyorduk. Ben lojmanda 12 numaralı dairede, o ise 9 numaralı dairede oturuyordu. Ailece görüşmesek de zaman zaman onunla, eşiyle, çocuklarıyla asansörde, merdivenlerde, binanın giriş çıkışında veya bahçede karşılaşır, merhabalaşır, bazen küçük çocuklarının başını okşardık.” 

Tam da Güven Şağban’ın dediği gibi Fethullahçı çete “Örgütünden aldığı emir gereği darbenin başarısı için her şeyi göze almış bir caniye” dönüştürmüştü Öktem gibi yüzlerce insanı... 

Güven Şağban’ı bir kez daha rahmetle anıyorum.